Selam! Öncelikle kitaba olan ilginiz için minnettarım. Normalde her cuma bölüm yayınlamayı düşünüyordum ama dayanamadığım için onuncu bölümü de sizinle paylaşmak istedim. Oy vermeyi unutmaz ve yorumlarınızı esirgemezseniz çok mutlu olurum! 🥰
Keyifli okumalar. 🥰
AVCI
Christian Marshall'ın hastaneden çıktığını arabamın camının arkasından gördüm. Hala iki ayağa sahip olup yürüyebildiği için şanslı hissetmesi gerekiyordu. David ile gerekenleri konuşmuştum. Evinin önüne geldiğinde Christian Marshall'ı alacak ve depoya getirecekti. Bir silah görmesi bile o ucube için yeterli olacaktı. Korkudan titrediğini görmekten zevk alacaktım. Ve ilk işim, Lyla'ya dokunan o iki elini keserek önüne vermek olacaktı.
Yaklaşık bir saat sonra deponun önüne geldim. David bana işi hallettiğine dair bir mesaj atmıştı. Şimdi işin güzel tarafı başlıyordu. Elimdeki eldivenleri çıkararak yan koltuğa attım ve arabadan indim. Deponun ana katı son teknoloji bir güvenli alan içeriyordu. İkinci katı ofisimdi, bilgisayarım ve diğer tüm işim için gerekli olan şeyler oradaydı. Bodrum ise işlerimi hallettiğim yerdi, uyuşturucu baronlarını ve insan kaçakçılarına derslerini verdiğim yer. Deponun geniş kapısını açtıktan sonra arkamdan kapattım ve yavaş adımlarla bodruma ilerledim. Christian Marshall bir sandalyede oturuyordu. Elleri ve bacakları bağlı, gözü de bir örtüyle kapalıydı.
Ama en son gördüğü yüz ben olacaktım.
David elindeki viski bardağını bana doğru uzattı ve uzun bir yudum aldım. Keskin tat ağzıma yayılırken gülümsedim. Bu sıradan bir gülümseme değildi. Günahkardı, ölümünü getirecek bir gülümsemeydi. Beyaz gömleğine kan bulaşmıştı, başı aşağıya doğru düşmüştü. Ağzının kenarında kurumaya başlayan kanı görebiliyordum.
''Christian Marshall. Temiz geçmişe sahip bir genel cerrah,'' diyerek karşısındaki sandalyeye oturdum. David'e işaret verdiğimde göz bandını çıkardı. Gözlerinin ışığa alışması için birkaç kere kırptı ve ardından bana baktı. Daha önce yüzümü bu kadar net görmediği için başta anlayamadı ama ardından jetonunun düştüğünü fark ettim.
''Bunu neden yapıyorsun?'' dedi kanlı ağzıyla. O ağzının içine silahımı sokmamak için zor duruyordum. Ama işleri ağırdan alacaktım ve zevkle yapacaktım.
''Sana düşünmen için biraz süre tanıyorum, Marshall.'' Kirli çamaşırlarını önüne dökmek istiyordum. Çünkü dosyasının derinlerinde, eski iki sevgilisine de sözlü ve fiziksel tacizde bulunduğunu keşfetmiştim. İşte bu adamın derisini yüzmek için başka bir sebep daha doğmuştu.
''Bütün bunlar o kız yüzünden mi?'' diye sordu histerik bir sesle.
Ona doğru yaklaştım ve çenesini sıkıca tutarak bana bakmasını sağladım. Lyla'dan sıradan birisiymiş gibi konuşması sinirime dokunmuştu.
''O dilini eline vermeden bu süreyi değerlendirsen iyi edersin,'' derken doğruldum. Tahta masanın üzerinden keskin bir bıçak aldım.
''Sen onun peşindeki takipçisin,'' derken bir aydınlanma yaşıyordu. Histerik bir kahkaha attı. ''Kızı tavlayamayınca suçu bana mı atıyorsun yani?''
Elimdeki bıçağın keskin ucunu boğazındaki adem elmasına dayadım ve dişlerimi sıkarak yüzüne baktım. Çenesini bir elimle kavrayıp başını bana doğru kaldırdığımda cesaret ışığından yoksun gözlerine baktım.
Lyla'ya kendimi açtığımda benden başka kimseyi düşünemeyecek hale geleceğini biliyordum. Onu cehennemimin aleviyle yakıp bitirecek ve tekrar tekrar yaşama döndürerek nefesi olacaktım. Bütün varlığımla onu yüceltecek ve hayatımın merkezi yapacaktım.
![](https://img.wattpad.com/cover/355068783-288-k53125.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK VE SAPLANTI | +18 - Tamamlandı
Romance''Lyla Isla Wright hayatının yönünü çizmeye çalışan genç bir av. Alexander Kai Ivory gölgelerin arkasında ve karanlığın tadı dilinin ucunda bir avcı. İhtişamlı bir bedene hapsedilmiş günahkar bir şeytan. Ve avcı, avıyla karşılaşmak için her şeyi g...