10.

52 1 0
                                    

16.11.2012

'' Yeni bir şehirdeyim, tanımadığım insanların arasındayım, yeni bir okuldayım. Çok şey değişti ben değiştim ailemin bana tutumu değişti artık bir yetişkinim bana daha çok güveniyorlar, kararlarım ve isteklerim daha ciddiye alınıyor. Bursa güzel şehirdi ama üniversite tercihlerimde bir tane bile üniversite yazmadım burada kalmak istemedim, babamın izinden gidip mimar olmak istemedim yepyeni bir sayfa açmak istedim, açtım da şimdi İstanbul'da Hukuk okuyorum buradaki ilk ayımı doldurmak üzereyim. Bilirsin beni günlük bir seyin üzerinden belli bir zaman geçmesini beklerim ki her şeyi etraflıca görebileyim. ....... ''

Siyah kapaklı ajandayı kol çantamın gizli bölmesine koydum. 16 yaşımdan beri belli aralıklarla yazdığım bir günlüktü. 2 yılın ne kadar çabuk geçtiğini düşündüm. Günlüğün sağ üst köşesinde değisen tarihlerle birlikte değişen ben'i düşündüm.
Sürekli günlük yazan biri değildim hayatımda dönüm noktası olarak gördüğüm şeyleri yazardım genelde en son 3 ay önce 20. Yaş günümde yazmışım aslında şuan tam da zamanı günlüğü yerinden çıkarıp siyah pilot kalemi elime aldım.

27.05.2015

''Sevg..

Tam yazmaya başladığım sıra koridorda bir gürültü duydum. Kalemi defteri çantaya atıp odadan dışarı çıktım. Eren ve Buğra tartışıyordu.

''Senin suçun lan şimdi git pisliğini temizle beni uğraştırma.'' Buğra Eren'in üzerine yürüyerek bunları dediğinde olası bir kavgada ayırmak için yanlarına gittim.

''Bu işe hepimiz kendi isteğimizle girdik. Bizi sen batırdın sen çıkar ne demek oğlum?''Eren de öfkeyle karşılık vermişti.

''Kendi isteğimizle girmek mi? Mecbur kaldık lan, Esra için, kardeşimiz için mecbur kaldık. Hem ben  onu mu diyorum?Pürüz çıkarmayalım aman her şey olabildiğince çabuk olsun dikkatli halledelim derken sen ne yaptın?''

 Eliyle beni gösterdi ama yüzüme bile bakmıyordu. Erene kızmıştı bendense iğreniyordu.

Devam etti ''Karşı bile çıkamıyorsun? Nasıl çıkacaksın zaten hakkın yok ki Kız geleli iki gün olmadı anında bizi birbirimize düşman etti.''

Öyle bir şey yaptığım yoktu ne saçmalıyordu bu gerizekalı? Kelimeleri buz gibi sesle birleşince ağzımı beş karış açarak bakmaktan başka bir şey yapamıyordum.

''Eren bu kafayla olmaz zaten yaptığımız iş riskli, çok çok riskli peşimizde yeterince adam yokmuş gibi bir de kızın peşine düşen polislerle nasıl uğraşıcaz haberleri almadın mı her yerde bizi arıyorlar buradan da gitmemiz gerekiyor artık patron bizi bekliyor bırakalım kızı burada.'' 
 
Eren'in bir eli belinde diğer eliyle çenesinde çıkmakta olan sakalı tutuyordu.  Stresliydi ama buna ek olarak korkuyordu da.
O sıra telefon çaldı kimin olduğunu bilmiyordum. Buğra cebinden telefonu çıkarıp isme baktı, yüzü sanki dahası mümkünmüş gibi daha sert bi ifade aldı. Eren kim olduğunu anlamış gibiydi, onun da yüzü kasıldı.
Buğra sırtını dönüp aşağıya indi. Sesi geliyordu ama ne dediği anlaşılmıyordu.

Eren'e yaklaşıp "Eren, Esra'ya saygımdan hiç kimseye bir şey söylemicem. Bırakın beni." dedim.

Anında bana dönüp elimi tuttu "Asla" sesi yumuşaktı ama gözlerindeki sert ifade yerini koruyordu.
Seviyor muydu gerçekten yoksa bir macera mı arıyordu? Sebeplerini az çok söylemişti ama aklım almıyordu, neden? 

Bianda başlayan koşuşturmacanın içine düşüp, Esra'yı da uyandırıp  daha birkaç saat önce kaçırıldığım arabayla yolculuğa çıktık. Arabayı Buğra kullanıyordu,  arabayı da kendisi gibi hırçın  bedenindeki gibi de en ufak bir  kusur olmadan kullanıyordu. Aslında bu yolda eğlenceli bile sayılabilirdi.. Ön koltukta Mert oturuyordu, çok sıkıntılı bir ifadesi olsa da saklamaya çalıştığını anlayabiliyordum arada arka koltukta  Eren'le aramızda oturan Esra'ya bakıp muhabbet ediyordu.  

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 19, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SUÇLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin