Multi- Mert Bulut
********
Hayal miydi gördüklerim? Zihnimin türlü türlü oyunları olabilir miydi? Öyle olmasını dilerdim. Küçücük bir beden, yıllardır bir damla suyu bekleyen ıssız çöl toprakları gibi kurumuş dudaklar, gözlerinin altı gün batımı kırmızısında, kemikleri sayılacak gibi duran küçük küçücük bir beden...
Yataktan kalkmaya çalışıyordu. Dermansızdı. O minicik elleriyle yattığı yerden güç alarak kalkmaya çalışıyordu. Kızın haline dayanamayıp hemen yardımına koştum. Onun hizasına eğildim ve kolundan tutup kalkmasına yardım ettim. Hastalıklı olduğu her halinden belli olan bu küçük minnet dolu gözlerle baktı.
''Sen.. sen de kimsin?'' diye sordu titrek sesiyle. Sadece bağrıma basıp, yıllar önce 'Asla seni bırakmayacağım' dediğim kardeşim gibi sıkıca sarılmak istedim. Dizlerimin üzerinde durup gözyaşlarımı içime hapsederek ''Senin için gelen bir abla.'' dedim. İçinde türlü acılar çektiği belli olan bu küçük beden bu sözüm üzerine bana sarılıp ''Oleyyy!! Sen de Burcu ablam gibi misin yani? Beni hiç bırakmayıp, masallar mı okuyacaksın?'' dedi. Hala kolları boynumdaydı.
Sarıldım. Sıkıca sarıldım, bırakamazdım ki yıllarca hiç kimsede onu görmemeyim diye her çocuğa soğuk davranıp dururken, en olmadık yerde ve zamanda onu en çok anımsatan kişiyi, bu küçüğü bulmuştum. Sarıldım. Evet sıkıca sarıldım ve bu sefer gerçekten bırakmak yoktu.
''Evet küçüğüm. Her istediğini yapıcam.''
Muzipçe bakıp ''Her istediğimi mi?'' diye sordu.
Gülümseyip elimi yanağına koydum ''Evet küçüğüm her seyi.'' dedim. Sesimin en son ne zaman böyle sevecen çıktığını hatırlamıyordum.
''Şeyy.. o zaman ilk isteğim...'' beklentiyle ona baktım. ''Beni tuvalete götürür müsün?''
Kahkahalar atmamak için kendimi zor tuttum. Ne kadar da masumdu öyle. Çocukken insanlar bu kadar masumken nasıl sonradan bu kadar şeytanlaşabiliyorduk böyle?
''Tabi. Tabi götürürüm.'' Odanın içine bakıp kapı aradım büyük ihtimalle odanın içindeydi. Elimle karşıdaki kapıyı göstererek ''Burası di mi tuvalet?'' dedim.
Halsizce başını salladı. Yürümesine yardım ettim bu küçük bedenin. Bekledim ve yatırdım.
''Hangi masaladan başlamamı istersin?'' diye sordum alnındaki cılız saçları elimin tersiyel itip.
''En çok kırmızı başlıklı kızı seviyorum.'' dedi. Ben de sazan gibi atlamıştım anlatıyım diye ama unutmuştum da Zor zahmet anlattığımda uyuyakalmıştı. Bir süre izledikten sonra alnına bir öpücük kondurup ayağa kalktım. fazlaca oyalanmıştım ve her an birilerine yakalanabilirdim. Ayağa kalkıp kapıyı aralayınca karşımda Mert'i gördüm. Her ne kadar diğerleri kadar tehlikeli görünmese de sonuçta Mert de onlardan biriydi. Bir anda karşımda kimseyi görmeyi beklemiyordum korkuyla yerimden zıpladım. Kapının küçücük aralığından bizi izliyordu. ben irkilince o da irkildi.
İkimiz de gülümsememizi saklamaya çalışmıştık. Ama bu halimiz durumu daha da komıikleştirmişti. Kapıyı aralayıp eliyle gel işareti yaptı. Kızacak mıydı bana? Ama ben kötü bir şey yapmamıştım ki! Sadece kardeşim dediğim birini anımsatmıştı ve yardım etmek istemiştim. Küçük adımlarla yanına ilerledim.
Tek girmediğim oda vardı oraya gitti, takip ettim. Sıradan bir odaydı. Evdeki hemen her yeri gezmiştim en güzel yer benim odamdı-övünmeyi de ihal etmem - Oturduk ellerini birbirine kenetleyip gözlerime baktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUÇLU
Teen FictionPeki ya sen güzel insan. Hayatındaki bu basit döngünün böyle karışık bir hal alacağını düşünmüş müydün hiç?