4.Asi Kuzu

231 11 6
                                    

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

"Asi Kuzu"

Kulağıma dolan kuş cıvıltıları yüzümde derin bir gülümsemeye sebep olurken sağıma dönerek kollarımı yastığıma doladım. Güneşin rahatsız eden ışığını kesmek için yorganı başımın üzerine çekerek uyumayı sürdürdüm ve son zamanlarda gördüğüm en iyi rüyanın içine yeniden çekilirken içli bir mırıltı bıraktım. Önce Eyfel kulesini hayal ettim sonra o eşsiz ışıklarla donatılmış ofisime bakan manzarasını. Önümde sergide görücüye çıkmaya hazırlanan koca bir tablo vardı. Elimdeki sıcak kupadan bir yudum alacakken belime dolanan sert kollar ve boynuma dokunan sıcak dudaklar ile birlikte biçimli kaşlarım havalandı. Tam arkamı dönmek için harekete geçecektim ki duyduğum gümbürtüyle birlikte belime dolanan güçlü kollar bir anda yok olup geceye karıştı.

Yükselerek artan takırtılar beni yeniden uykunun kollarından sıyırıp alırken huysuzca homurdandım. Yorganı sertçe başımın üstünden çekip attıktan sonra açmakta zorlandığım göz kapaklarımı araladım ve beni karşılan beyaz tavanla bir süre öylece bakıştım.

Cihangir dün gece babaannesinin odasında kalabileceğimi söyleyip ortadan kaybolunca bende yapacak bir şey bulamayıp can sıkıntısından erkenden uyumuştum. Evet Şevval'in anneannesi onun babaannesi oluyomuş. Soyumuz çekirdek aileden öteye gidemediğinden bu denklemi kurmakta biraz zorlansamda Cihangir'in Şevval'in dayısının çocuğu olduğunu kısa sürede çözmüştüm.

Derin bir iç çektim. Bu sıkıcı köydeki tatilimin ne zaman biteceği bile muallaken ikinci günden bu kadar sıkılmam beni endişelendiriyordu fakat bu köy evinde kendime bir uğraş bulmayı dün gece kafaya koymuştum.

Kısa bir süre kesilen takırtı sesleri yeniden başladığında olduğum yerde sinirle tepindim. Uyuyan insana da saygısı yoktu yahu bunların.

Sıcacık yataktan çıkıp kilitlediğim odanın kapısını araladıktan sonra sesi takip ederek balkona çıktım. Ses evin sol tarafındaki boşluktan geliyordu. Adımlarımı balkonun soluna doğru yönlendirmiştim ki içime işleyip tüylerimi diken diken eden rüzgâr ile birlikte kollarımı göğsümün altında birleştirmek zorunda kaldım. Ne ara bu kadar soğumuştu havalar.

Balkonun demirlerinin önüne geldiğimde gördüğüm manzara dünkünden çok da farklı değildi. Evet. Gürültünün kaynağı bizzat Cihangir'di. Elinde bir balta üzerinden dünkünden farksız siyah bir atletle odun kırıyordu. Film sahnesini aratmayan görüntüsüne baktım ters ters. Tarzan gibi de çıkmış dışarıya. Showmen.

Sertçe kaldırdığı balta yeniden kütüğün üzerine indiğinde yapılı kolları zaman kaybetmeden bir kez daha kalktı. Odun ikiye ayrılıp iki yana fırlarken uzanıp yeni bir tane daha koydu kütüğün üzerine. Odun kırmaktan çok öfkesini kusuyor gibiydi. Bir an o kütüğün üzerinde Affan'ı, Cihangir'in yerinde de kendimi hayal ettim. Hayır cani falan değilim sadece öfkeliyim.

Milyon Dolarlık GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin