5. Davetsiz Misafir

210 11 5
                                    

BEŞİNCİ BÖLÜM

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


BEŞİNCİ BÖLÜM

"Davetsiz Misafir"


Bedenim yeni titreme dalgasıyla sarsılırken olduğum yerde küçülerek çenemi sıktım. Yüzüme vuran sabah güneşini hissedebiliyordum. Ama vücudum öylesine kırgındı ki kirpiklerimi aralamak, yataktan kalkmak dünyanın en zor işiydi sanki.

Alnımın üzerinde hissettiğim kemikli soğuk parmaklar irkilmeme sebep olduğunda saç diplerimden boynuma süzülen o soğuk dokunuştan kurtulmaya çalışarak boynumu eğdim ve huysuzca homurdandım.

"Seni ilk gün o ahıra kilitleyip kurtulacaktım." Sıcak yorgan üzerimden çekildiğinde tenimi yalayıp geçen bir soğukla yüz yüze kaldım. Ev neden bu kadar soğuktu.

"Kalk hadi Defne." Duyduğum sesin kime ait olduğunu seçmeye çalıştım. Bu sesi tanıyordum. Yerimde daha da küçülürken yorganın bir ucunu yakalayarak üzerime doğru çekecektim ki bileğime dolanan parmaklarla durduruldum. "Uyumaya devam et demedim Defne. Kalk ateşini düşürmemiz gerekiyor."

"Üş-üşüyorum. Rahat bırak beni." Dedim sızlanarak. Neredeyse ağlayacaktım.

Belime dolanan kollar beni aniden yataktan uzaklaştırarak ayağa diktiğinde dengemi kaybettim. Düşmekten korkarak buram buram tarçın kokan o bedene tutunsam da dizlerim güçsüzce büküldüğü an belime dolanan kollar beni sıkıca sararak kucakladı. Her yer neden bu kadar soğuktu? Sıyrılan kazağımın altında hissettiğim soğuk parmaklar tüylerimi diken diken ederken yeniden yere inmek için kıpırdandım.

"Kızım bir rahat dur! Ne huysuz bir şey çıktın sen ya."

Parmaklarımın arasındaki kumaşı daha çok sıkarak taşımakta zorlandığım başımı dik tutmayı bırakırken Cihangir'in belime dolanan kolunu sıkıca tuttum. Tırnaklarımın tenine geçtiğine neredeyse emindim. "Soğuk..." dedim. Sesim bir fısıltıdan farksızdı. "Çok soğuk." Tenime dokunan sert parmaklarının kasıldığını hissettiğim de gözlerim hala kapalıydı. Bacaklarımı usulca dizine yaslayıp beni oturur konuma getirdikten sonra sıyrılan kazağımı aynı titizlikle düzelterek yeniden yürümeye başladı.

Başımı yasladığı göğsü bir yastıktan daha yumuşak geldi o an. Oysa ben hastalandığımda başımı yaslayacak bir omuz nazlanacak bir ebeveyn bile bulamadığımdan hiç tatmamıştım bu duyguyu. Hastalığımın ertesi günü kalkmam için dikilirdi annem kapıma. Maksadı bir an önce toparlanıp hastalık moduna girmemem falan değildi, hayır. Tek bir istediği vardı oda benim için çizdiği plan programının aksamaması. Zira yıl içinde katılmam gereken onlarca kurs ve eğitim olurdu. Bu planın yıl sonuna kadar yetişmesi için her şeyi titizlikle günü gününe ayarlayıp planlardı Sena Karahanlı. Her şey geleceğim içindi öyle değil mi? İnşa edilirken bana fikrimin dahi sorulmadığı o parlak geleceğim için... 

Zihnimin puslu labirentine doğru usulca süzülürken direnmedim bu sefer. Her zayıf anımı pusudaki bir tilki gibi bekleyen kabuslarım yine oradaydı. Ardı arkasına kilitlediğim o zincirli kapının önünde tozundan kirinden silkinmiş öylece bekliyordu beni.

Milyon Dolarlık GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin