Bir hafta sonra Derin'i hastaneden taburcu ederler ve psikoterapi görmesi için, onu kliniğe götürürler.
Derin'i kliniğe götürürken, onun peşinden Deniz ve Soner de gelir. Gidecekleri yere varırlar; Derin, klinikten içeri girer. Deniz ve Soner arabadan inip, Güven'in yanına, kliniğe giderler. Odasının kapısını tıklatıp, içeri girerler:
DENİZ: Merhaba, Güven Bey.
GÜVEN: Merhaba, hoşgeldiniz. Buyurun.(der ve Deniz ve Soner'i odaya buyur eder. Deniz ve Soner koltuklara otururlar ve Güven ile konuşmaya başlarlar.
DENİZ: Derin'in tedavi süreci nasıl ilerleyecek?
GÜVEN: Psikoterapi tedavisi, haftada bir gün olacak.
SONER: Peki bu tedavinin, belli bir süresi var mı Doktor Bey?
GÜVEN: Yaklaşık 15-20 seans sürer. Bu da, üç ile beş ay arası süreceğini gösterir. Ancak, şöyle bir durumda var: Narrative yani öyküsel terapi görecek. Psikoterapi tedavisi gören bazı hastalar, yaklaşık 10-20 seanstan sonra, daha iyi hissettiklerini söylüyor. Özetle her şey, Derin Hanım'da bitiyor. Bu durum, onun çabasına bağlı.
DENİZ: Peki, iyi olacak mı arkadaşımız?
GÜVEN: Onu ilerleyen dönemlerde görebiliriz. Bu durum hakkında, kesin bir şey söyleyemem. Ama sizin gibi arkadaşları olduğu için, Derin çok şanslı. Ona, zaman tanımamız gerek.
SONER: Peki Doktor Bey, arkadaşımız için elimizden gelen neyse yaparız.
DENİZ: Onu, ne zaman görebiliriz?
GÜVEN: İsterseniz, şuan görebilirsiniz.
DENİZ (sevinerek) Teşekkür ederiz. (Der ve Güven ile, Derin'in yanına giderler. İlk Güven kapıyı çalıp, içeri girer.)
GÜVEN: Derin, müsait miydin?
(Derin çekimser bir tavırla, evet dercesine kafasını sallar ve Güven Deniz ile Soner'e bakarak) Geçebilirsiniz. (der ve Derin, Deniz ile Soner'i gördüğünde, gözleri parlar.)
DERİN: (sevinerek) Deniz. (Der ve hızla birbirlerine sarılırlar.) Çok özledim.
DENİZ: Bizde seni canım.
DERİN: (sonra Soner'e sarılır.) Soner, hoşgeldin.
SONER: Hoşbulduk. İyi misin?
DERİN: Sizi gördüm ya, şuan daha iyiyim.
GÜVEN: Ben sizi baş başa bırakayım. (Der, kapıyı açar ve çıkar.)
DENİZ: İyi gördüm sanki seni.
DERİN: Biraz daha iyiyim.
SONER: Sen toparlan da, biz başka bir şey istemeyiz.
DERİN: Siz iyisiniz değil mi?
DENİZ: (gülümseyerek) Sen bizi merak etme, iyiyiz biz. Sen iyi olmaya bak asıl.(O gün bayağı konuşurlar ve)
SONER: Biz artık kalkalım.
DENİZ: Sonra yine geliriz.
DERİN: Tamam (der ve sarılırlar.)
DENİZ: Kendine iyi bak.
SONER: Daha nikah şahidimiz olacaksın, ya.
DERİN (gülümseyerek) Tamam. (Der ve)
DENİZ: Hoşçakal canım. (Der ve kapıyı kapatıp giderler. Derin, güçlü bir nefes alıp verir ve yatağına oturur.)Derin, psikoterapi tedavisine başlar, tedavi için hem konuşma terapisi, hem de ilaç tedavisine başlanır. Derin, bir hafta sonra ki seansına başlar.
GÜVEN: Şimdi sizinle birlikte, bir uygulama yapacağız.
DERİN: Nasıl bir uygulama.
GÜVEN: Narrative yani öyküsel bir terapi, kendi öykünüzü yazıyor gibi düşünebilirsiniz. İstediğiniz yerden başlayabilirsiniz.
DERİN: Deniz... Deniz'i hiç sevmiyorum, çok dalgalı ve çok derin. Sanki içinde boğulacak ve kaybolacak gibi hissediyorum. Bunu aşabilir miyim, aşsam da aynı korkularım tekrar eder mi, hiç bilmiyorum.
GÜVEN: Peki, denemek ister misiniz?
DERİN: (tereddüt ederek) Bundan, pek emin değilim. Bu korkuyu aşmaya hazır mıyım, onu bile bilmiyorum ki.
GÜVEN: İnsan denemeden bilemez ki.
(Derin biraz düşünür.) Merak etmeyin, yalnız olmayacaksınız. Ben yanınızda olacağım.
DERİN: (biraz endişe duyar ama cesaretini toplamaya çalışarak) Tamam. (der) Peki nerede deneyeceğim? (Diye sorar.)Klinikte, havuzun bulunduğu bölüme giderler. Mayolarını giyerler ve havuzun olduğu kısma geldiklerinde, Derin'in endişesi biraz artar.
GÜVEN: (Derin'e bakarak) Endişelenmene hiç gerek yok. Ben senin yanındayım.
Derin Güven'e bakarak, evet dercesine başını sallar. Güven, havuzun merdivenlerinden aşağı doğru inip, Derin'e elini uzatır. Derin güçlü bir nefes alıp vererek, Güven'in elini tutar. Yavaş yavaş merdivenden inmeye başlarlar. Suyun olduğu kısma gelince Derin, Güven'in elini sımsıkı tutar. Havuzun içine girdiklerinde ise, Derin şoka uğrarcasına, bakakalır.
GÜVEN: İyi misin?
DERİN: (şaşkınlık ve sevinçle Güven'e bakarak) Başardım. Başardım ben.
GÜVEN: İyi hissetmediğin zaman, çıkabiliriz.
DERİN: Tamam. Ama, biraz durmak istiyorum.
GÜVEN: Nasıl istersen.(O gün biraz suda dururlar, Güven Derin'i kendi kendine suda durması için elini bırakır. Bir süre suda durduktan sonra, Güven'in yardımıyla Derin, yüzmeye başlar. Güven, onu asla bırakmaz. Havuzdan çıkınca)
DERİN: Teşekkür ederim, yani uzun zamandır suya ayağımı bile değdirmemişken, bugün cesaret etmem, hepsi sayenizde.
GÜVEN: Ben bir şey yapmadım. Hepsi senin başarın.
DERİN: Benim Deniz ve Soner'den başka kendimi yakın hissettiğim kimse olmamıştı. Ama, sizden sonra anladım ki, bana destek olan birisi daha varmış bu hayatta.
GÜVEN: Peki, arkadaş olmaya ne dersin?
DERİN: Tamam, olalım. O zaman, tekrardan Derin ben. (Der elini uzatarak)
GÜVEN: (gülümseyerek) Güven ben de, (der Derin'in elini tutarak) memnun oldum.
DERİN: Ben de. (Der gülümseyerek)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI
RomanceDerin, hayatının dönüm noktasında bir sabah uyanır ve kendisi de dahil, her şey ona yabancı gelmeye başlar. Yaşadığı travma ve korkular onu bu hale getirmiştir. Sevmek artık ona imkânsız gelmiştir. Gerçeklik duygusunu yitirmeye başlar ve kendini rüy...