Bir akşam Derin, odada pencereden dışarıyı izlerken kapı tıklanır, kliniğin çalışanı Bahar Hanım, kapıyı açar.
BAHAR HANIM: Derincim, müsait miydin?
DERİN: Evet Bahar abla, gelebilirsin.
BAHAR HANIM: Yatak için, temiz çarşaf, yastık kılıfı ve pike getirdim.
DERİN: Sağol abla.
BAHAR HANIM: Peki canım, istediğin bir şey var mı?
DERİN: Yok abla, sağol. (Der ve Bahar Hanım giderken, Güven ile karşı karşıya gelir.)
BAHAR HANIM: İyi akşamlar Güven Hocam.
GÜVEN: İyi akşamlar Bahar Hanım, nasılsınız?
BAHAR HANIM: İyiyim hocam, sağolun siz nasılsınız?
GÜVEN: Ben de iyiyim. Bugün, klinikte işlerim uzadı, mecbur bu saate kaldım.
BAHAR HANIM: Anladım hocam.
GÜVEN: Siz?
BAHAR HANIM: Ben de danışanların odalarına temiz kılıflar götürmüştüm. Şimdi çıkıyorum hocam.
GÜVEN: İyi yapmışsınız, size iyi akşamlar.
BAHAR HANIM: İyi akşamlar hocam. (Der ve gider.)Güven klinikten çıkmadan önce, danışanlarını kontrol etmek için yanlarına gider. Bütün danışanlarını kontrol ettikten sonra, en son Derin'in odasına gider. Kapıyı tıklar ve içeri girer:
DERİN:(şaşırarak) Güven.
GÜVEN: Merhaba.
DERİN: Merhaba, sen çıkmamış mıydın?
GÜVEN: İşlerim uzadığı için, bu saate kaldım. Her şey yolunda mı, bir sorun var mı?
DERİN: Bir sorun yok, her şey yolunda. (Der gülümseyerek)
GÜVEN: Peki, o zaman. İlaçları kestik, yarın son seansımız.
DERİN: Son seansımız. Zaman ne kadar çabuk geçti.
GÜVEN: Evet. Diyorum ki, son seanstan sonra birlikte vakit geçirmeye ne dersin? Zaten, en son seans seninle. Senden sonra, başka bir görüşmem yok.
DERİN: Tamam. (Der gülümseyerek)
GÜVEN: Tamam, yarın görüşürüz.
DERİN: Görüşürüz. (Der ve Güven, kapıyı kapatır.)O akşam Derin, aynanın karşısında saçını tarar ve yatağın içine girer. Yatmadan önce, anne ve babasının resmine bakar.
DERİN:(iç sesi) İyileştim artık anne. İçimdeki boşluklar, zamanla doldu. Her şey yerli yerinde. İçimde bir tek boşluk var, o da sizin yokluğunuz. Sen ve babamın yokluğu. Sizden sonra karşıma, ikinci ailem diyeceğim insanlar çıktı. Arkadaşlarım, can dostlarım. Hatta onlardan sonra bile, beni sevip anlayan, kalbimdeki boşlukları dolduran, ilk defa kalbimin çarptığı biri çıktı karşıma. Onunlayken her şey, o kadar güzel ki. Ben onunla iyileştim. Kaybettiğim hislerimi, yeniden bulmamı sağladı. O benim, hayattaki en büyük umudum oldu. Anne, baba ben çok iyiyim. Sadece, sizi çok özlüyorum. (Der içinden, gözünden bir damla yaş akar. Sonra fotoğrafı, başucuna koyar ve yatağına yatar.)Ertesi gün Derin, Güven ile son seansını tamamlar ve birlikte zaman geçirmek için, önce yemek yerler; sonra da sahilde, bir bankta oturup sohbet ederler.
GÜVEN: Bugün son seansımızdı, kendini nasıl hissediyorsun?
DERİN: Hiç olmadığım kadar, huzurlu ve mutlu hissediyorum. Yani bu yaşadığım, geçirdiğim sürece bakacak olursam, hiç iyi de olamayabilirdim. Düşünsene, bir sabah uyanıyorsun ve her şey sana yabancı. Benim yeniden kendimi sevmemi ve kendimi bulmamı sağladın. Travmalarım, senin sayende yok oldu. Kendi zihnimin tutsaklığından kurtuldum. Zihnim adeta labirent gibiydi. Eğer, sen yol göstermeseydin, ben o çıkış yolunu, hiçbir zaman bulamazdım. Sayende, taşlar yerine oturdu. (Der gülümseyerek)
GÜVEN: Seni ilk gördüğüm zaman, öyle bir çıkmaza sürüklenmiştin ki, senin yönün olup, kaybettiğin hislerini bulmanı çok istemiştim. (Sahilde denize karşı otururlarken, Güven tüm cesaretini toplayıp, Derin'e) Derin...
DERİN: (Güven'e bakarak) Efendim. (Der)
GÜVEN: Uzun zamandır, sana söylemek istediğim bir şey var.
DERİN: (meraklı gözlerle) Dinliyorum. (Der)
GÜVEN: Ben... Ben seni seviyorum.
DERİN: (kısa bir süre susar ve Güven'e) Ben de... Ben de seni seviyorum. (Der, birbirlerine gülümserler ve Güven Derin'e yaklaşır. Güven, tam Derin'in yanağından öpecekken, Derin kendini geri çeker ve) Ben... Ben bunu, sana yapamam. (Der)
GÜVEN: (şaşırarak) Neyi? (Diye sorar.)
DERİN: Görmüyor musun, gerçekten? Sana kendimi, hâlâ teslim edemiyorum. Ben sana kalbimin kapılarını, ardına kadar açacak cesarette miyim, onu bile bilmiyorum. Kalbime, henüz söyleyemediğim çok şey var.
GÜVEN: Hepsini birlikte aşabiliriz, kalbine söyleyemediğin, seni tutan he neyse birlikte çözebiliriz.
DERİN: Ama ben, kalbimdeki çıkmazlığın üstesinden gelebilecek miyim, hiç bilmiyorum. Sen o kadar iyi, o kadar şefkatli birisin ki, seni böyle bir haksızlığa uğratmayı hiç istemiyorum.
GÜVEN: Lütfen, sana olan sevgimi, bizi terk etme.
DERİN: (Kafasını hayır dercesine sallayarak) Çok üzgünüm. (der ve arkasını dönüp giderken, gözlerinden yaşlar akmaya başlar. Güvenin de, dolan gözlerinden yaşlar akmaya başlar.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI
RomanceDerin, hayatının dönüm noktasında bir sabah uyanır ve kendisi de dahil, her şey ona yabancı gelmeye başlar. Yaşadığı travma ve korkular onu bu hale getirmiştir. Sevmek artık ona imkânsız gelmiştir. Gerçeklik duygusunu yitirmeye başlar ve kendini rüy...