3-RÖPORTAJ 🏁

795 92 160
                                    

(Temsili değil, aynısıdır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Temsili değil, aynısıdır. -Numarası hariç-)

Yorum ve oylarımı unutmayın canlarım. Onlar benim motivasyon kaynağım.

İyi okumalar dilerim. 🤍

Yerimde uslu uslu oturuyordum, başımda dikilen iki kızdan biri makyajımla, öbürü saçımla ilgileniyordu. İlk röportaj da olduğu gibi Ataberk yanımdaydı ve Polat bey ona fısıltı şeklinde bir şeyler söylüyordu; adama acıyordum, onun gibi biriyle her gün uğraşmak zorundaydı. Makyözü ise az önce kovmuştu. Utku her şeyin hazır olduğunu söyleyince Polat ve kızlar çekildiler. Şirketin üst katındaydık, arkamızda kare uzun camlar vardı ve şehrin yarısı ayaklarımızın altındaydı. Çekim için hoş bir manzara seçmiştik.

Toplantıdan sonra kısa bir konuşma daha yapılmıştı, -ben dahil olmamıştım- tekrar canlı yapacağımız için Ataberk itiraz etmiş ama yine kaybetmişti.

"Bunu kabul ettiğime inanamıyorum." Diye mırıldandı kendi kendine.

"Neyi?" Diye sordum, gömleğimin yakasındaki mikrofonu kontrol ederken. Sonra gıdığım çıkar diye hızla başımı kaldırdım.

"Röportajı, canlı yayını," bana yandan kin güderek baktı. "Seni!"

Alayla burnumdan güldüğümde, "hı." Diye bir ses çıktı. Gözlerine baktım, sanırım bu onun normal bakışıydı; yoğun. "Merak etmeyin sizi fazla germeyeceğim."

"Germek mi? Hayır, sen beni germiyorsun." Başını hafifçe uzattı. "Gıcık ediyorsun."

Ben de öne doğru eğildim. Uzaktan bakıldığında samimi iki kişinin fısıldaşarak konuşuyormuş gibi göründüğüne emindim. "Dün topu topuna yarım saat birlikteydik, bugün de en fazla 1 saat yan yana kalacağız. Hangi ara gıcık oldunuz?"

"Seni gördüğüm an senden hoşlanmamıştım."

"A-ah, niye?" Diyerek geri çekildim, onu tiye almıyor oluşum sinirlerini bozuyordu. "Oysa ki çok güzel ve sempatiğim." Elimi gerdanıma koyup çenemi dikledim, bana baktı, baktı, önüne dönerken kıvrılmamak için zor tuttuğu dudak uçlarını gördüm. Başarılı olup tebessüm etmedi ve bizlere bir insanın bu denli göz alıcıyken nasıl bu kadar somurtkan olabileceğini kanıtladı.

Utku, "3, 2 ve 1. Yayındayız." Deyip işi bana bıraktı. Kameranın arkasında kalan onlarca kişinin gözleri üstümüzdeydi.

Gülümsedim. "Merhaba sayın seyirciler, ben Aylin Türkbeyli. Bugün yanımda Nascar şampiyonu Ataberk Atilla var." Ataberk'e baktım. "Merhaba Ataberk bey."

O bana az biraz bakıp önüne dönerken başıyla karşılık verdi. Eğer böyle birkaç röportaj daha yaparsak hayran sayısı düşecekti.

"Nasılsınız?"

"İyiyim, siz nasılsınız?"

"Ben de iyiyim, teşekkür ederim. Dünkü galibiyetinizden sonra insanlar bir sonraki yarışı düşünüyor." Böyle bir şey yoktu, varsa da ben bilmiyordum ama olayı ilerletmek için konuşmam gerekiyordu. "Tam tarihi nedir?"

PİSTİN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin