Aşk böcüklerim ben geldimm
Bol öpücüklü bit bölüm oldu sankimmm 🙈😄
İyi okumalar dilerim hepinize. Okuyan gözlerinize sağlık 🤍
Oylarınızı verdiyseniz bölüme başlayabilirsiniz. Bölüm boyunca da yorum yapmayı unutmayın canlarım 💚
Güçlü olmayı seviyorum. Kendi işimi halletmeyi, kendi paramı kazanmayı, harcamayı, telefonlarımın çalmasını ve insanlarla iş konuşmayı. Fakat kadın yaratılmıştım, bir kadındım. Kadınsı hislerim vardı. Kadın olmaktan vazgeçemiyordum, değişemezdim.
Ataberk’in arabaya bineceğim zaman bana kapıyı açması hoşuma gidiyordu, araba sürmeyi çok sevmeme rağmen sağ koltuk prensesi olmak artık o kadar da kötü gelmiyordu gözüme. Kartım parayla doluydu, biraz sinir olsam da benden önce kalkıp hesabı ödeyen, elini belime atan ve beni el üstünde tutan bir adamın yanında olmak, kadınsı hissetmek, engel olamadığım dengesiz bir altıncı histi. Duyuydu. Duyguydu.
Restorandan çıktıktan sonra havaalanına gelmiştik, özel jet ve diğer yarışçılar sevgilileriyle bizi bekliyordu. Polat da buradaydı. Diğerlerinin menajerlerinin aksine o her zaman Ataberk’in yanında olmaya çalışıyordu, bazen isteği dışında bazen de isteği dairesinde. Sonuç olarak buradaydı ve bize sırıtarak bakıyordu.
Ataberk’le karşılıklı oturuyorduk jetin koltuklarında, aramızda krem rengi sehpa vardı, alkolsüz içecekler üstündeydi. Gözlerim okuduğum dergimdeydi, yeni çıkan ayakkabı modellerine bakıyordum. Valizimdekiler ve Türkiye’deki evimdekiler kafamın içinde bana trip atsa da bu yenilerden kendimi alamıyordum.
Ataberk’se gözlerini kapatmış başını arkaya atmıştı. Kalkış yaptığımızdan beri gözleri bendeydi ama sanırım yüz vermeyince uyumayı tercih etmişti. Uçakta nasıl uyduğunu da anlayabilmiş değildim. Belki de uyumuyordu.
Polat kalkıp jetin arka kısmına gitti. Yarışçıların bazıları arka taraftaki 2 yatak odasından birinde, diğerleri oturma kabinlerindeydi, bazıları da bizim gibi koltuklara yayılmış sevgilileri ile vakit geçiriyordu. Yarışçılar gibi her günü dolu olan insanlar bunlar gibi küçük vakitleri değerlendirmeliydi. Ataberk’le ben cicim günlerindeydik ama önce bu ayakkabılara bakmam gerekiyordu. Biz zaten röportajlar da yeterince vakit geçirme potansiyeline sahiptik. Şanslıydık bu konuda.
Polat geri döndüğünde yanımızdaki holün diğer tarafında kalan uzun koltuğa ralli yarışçısını poposuyla iterek oturdu. Ellerini birbirlerine bağlayıp dizlerine yasladı. Genişçe sırıtıyordu. “Ataberk?” Sesinden şeytansı bir mutluluk akıyordu.
Ataberk, “hı?” Dediğinde uyumadığını anladım. Başım dergiye dönükken gözlerimi ona doğru kaldırdım. Gözleri hala kapalıydı.
“Güzel haberlerim var.”
“Eminim güzeldir ama duymak istemiyorum.”
Suratı asıldı. “Nedenmiş o?”
“Çünkü bu haber senin için güzel. Bizim için değil.”
“Bizden kastın ne?” Diye sordum dayanamayarak.
Gözlerini açıp bana baktığında içim kıpır kıpır oldu. Basit bir bakıştı ama bakan kişi sevgilimdi, benim sevgilim, bunu bilip hissetmekti beni heyecanlandıran. “İkimizi.” Yan gözle baktı Polat’a. “Canımı sıkacaksa fazla uzatma tamam mı?”
“Tamam.”
“O zaman konuşma bitmiştir.”
Dayanamayıp güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİSTİN KALBİ
RomanceO Nascar yarışlarının kralı, kraliçesi ise tam bir baş belası ve afet! 🏁🖤