HOMOFOBİK -BXB

[-6-]

Sabahtan beri dilime dolanan şarkıyı mırıldanırken yüzüme çarpan yağmur damlalarıyla gözlerim kısıldı. Bu havada otobüs beklemek çok can sıkıcıydı ama yürümekte istemiyordum. Durağa geldiğimde gözlerime ilk benim gibi yağmur yüzünden sırılsıklam olmuş Efe'ye kaydı.

Sıkıntılı bir nefes verip zorunlu olarak yanına oturdum. Göz ucuyla bana bakıp tepki vermeden kucağındaki yavru kediye çevirdi gözlerini. Montunun önünü açmış, kediyi resmen karnının üzerine yatırmışken yağmurdan koruyordu. Siyah montunun ve bordo rengi sweatshirt'ünün önü hep kedi tüyü olmuştu.

Gözlerim siyah boya sürülmüş tırnaklarına kayınca hafifçe kaşlarım çatıldı. Bir erkek olarak nasıl sadece kadınlara ait olan bir şey sürebiliyordu aklım almıyordu. Erkeklik gururu da mı yoktu bu çocuğun?

Kadın gibi giyinmiyor ya da kadın gibi davranmıyordu ama tırnaklarına veya yüzüne bir şeyler sürmekten çekinmiyor, sınıftaki kızların ona makyaj yapmasına izin veriyordu. Ve bunu başkalarının görmesinden rahatsız olmuyordu.

Zaten hep bu umursamaz tavırları yüzünden kavgaya karışıyordu. Birisi ona hak ettiği şeyleri diyince kendini geri çekmiyor karşılık veriyordu. Salak güçlü de değildi ve dayak yiyordu. Ama buna rağmen bir kez olsun çenesini kapalı tutmamıştı.

Kedinin başına parmak uçlarıyla sever gibi hafifçe vururken dişlerini sıkıyordu. Sert sevmek istiyordu ama kendini tutuyor gibiydi.

"Kediyle otobüse binemezsin." Dediğimde gözleri bana döndü.

"Sana ne bundan." Dedi her zamanki gibi agresif sesiyle. Onu ortaokuldan beri tanıdığım için normalde böyle biri olmadığını biliyordum. Sırf ibne diye onu aşağılamam, arkadaşlığımızı tamamen kesmem zoruna gidiyordu, bu yüzden benden nefret ediyordu. Çokta sikimdeydi.

"Kimse sana sokak kedilerine dokunmaman gerektiğini öğretmedi mi? Okulda pireli pireli gezme."

Yüzünde net bir öfke oluşurken aynı duyguyu sanki ona dediğimi hissetmiş gibi kucağındaki kedinin de gözlerinde gördüm.

"Pirelenmeyi umursasaydım yanıma oturmana izin vermezdim." Kucağındaki kediyi biraz daha kendine çekti.

Nefesimi dışa vererek alayla güldüm. "Senin gibi bir götveren biri başkasına nasıl köpek diyebiliyor merak ediyorum." Gözlerimi kısıp yüzüne yaklaştım. "Bu kadar özgüven fazla değil mi Efe'cik?"

"Sana bir şey diyeyim mi Buğra," Diyerek bedenini bana çevirdi. "Her homofobik aslında gizli gaymiş," Hafifçe kaşlarım çatıldı. "Doğruyu söyle... hangi gay üzdü seni?" Dudağının bir kenarı kıvrılırken biraz daha yaklaştı bana. Refleksle kendimi geri çekmemek için zor durmuştum.

"Senin gibi bir orospu çocuğu aşık olabilir mi hiç sanmıyorum ama eğer olursan... aynı kendin gibi birine aşık olursun umarım. O zaman senin acı çekişini zevkle izleyeceğim." Dediğinde yüzünün ortasına bir tane koymak istedim.

"Herkes senin gibi götünü siktirtmeye meraklı değil sayın orospu çocuğu." Diye öfkeyle konuştuğumda dudağındaki kıvrılma hin bir gülümsemeye çevrildi.

"Beni bir erkekle el ele tutuşurken dahi görmemiş olmana rağmen sürekli kendimi siktirdiğimi söylüyorsun... Beni o şekilde görmenin çok hayalini kurdun herhalde?"

Dediği şey o kadar iğrençti ki ne ara ayağa kalkıp yüzüne yumruğumu koydum hatırlamıyorum bile. Kucağındaki kedi hızla kaçarken oturduğu yerde sarsıldı.

"O kelimelerini geri ağzına sokmamı istemiyorsan, kapa sikik çeneni."

Dudağından akan kanı silerken gözleri beni buldu. "Anneni çok iyi anlıyorum."
Duraksadım.

"Ne?" İsmini duymamla afallerken Efe ayağa kalktı.

"Senin gibi bir piçi kim sevsin ki? Kadının başına getirmediğin şey kalmamışken hâlâ onun yüzüne bakıp nasıl anne diyebildin merak ediyorum." Gözlerini kısarak yüzüme yaklaştı. "Bu kadar özgüven fazla değil mi yüzsüz Buğra?"

"Orospu çocuğu..." Gülümsedi.

"Asıl orospu çocuğu sensin. O kadar iğrenç bir insansın ki annen bile senin yüzüne bakmıyor. Ama sen benden bile beter bir halde olduğunu umursamadan bana hakaret etmekten çekinmiyorsun." Bir elini yanağıma koydu ve baş parmağıyla gözümün altını okşadı.

"Bu kadar özgüvenle sikerler seni."

Onu göğsünden itip kendimden uzaklaştırdım. "Siktiğimin piçi."

Ona bir daha bakmadan arkamı döndüm. Hızlı adımlarla duraktan uzaklaşırken dişlerimi sıkıyordum.

Bu piçi dediklerine pişman edecektim. Benimle nasıl konuşması gerektiğini öğrenecekti. Öğretecektim.