Düğüm olmuş kulaklığımı çözmeye çalışarak yürürken sinirle küfür ettim. "Amına koduğumun kulaklığı her gün nasıl bu hale gelebiliyorsun."
Ultra fakir olmak çok zordu. Bir kablosuz kulaklık bile almıyordu babam. Belki istese alırdı ama bana değmediğini düşünüyordu. Hayırsızdım ben onun gözünde. Hayırsız olma sebebim elbette gay olmamdı.
Zaten sabahtan beri moralim sik gibiydi. Bu da üstüne iyice sınırımı zorluyordu. Moralimin kötü olma sebebini kendime bile itiraf etmek istemiyordum ama maalesef ki bu ortadaydı. Buğra it köpeğinin iki gündür benimle konuşmuyor oluşu sinirimi bozuyordu. Aramız sik gibiyken bile mutlaka yazardı ve kavga edecek olsakta konuşmuş olurduk. Şimdiyse bırak konuşmayı, yüzüme bile bakmıyordu.
Bana harbiden kırılmış gibiydi.
Abartıyordu öküz.
Küfürler ederek kulaklıkla uğraşmaya devam ederken biri "Lan ibne!" Diye bağırdı.
Benim adım İbne değildi, bu yüzden umursamadan yürümeye devam ettim.
"Baksana gay Efe!"
Başımı sabır dileyerek sallayıp arkama döndüğümde Buğra'nın keko arkadaşlarını gördüm.
"Belediye baksın sana."
İsminin Uğur olduğunu bildiğim kıvırcık çocuk üzerime yürüdüğünde oflayarak kulaklığımı cebime sokuşturdum. Ne güzel şu son zamanlarda kavga etmiyordum, yüzümdeki morluklar silinmişti ve tekrar istemiyordum bunu. Sadece o da değil, uyurken yine acıyaktı vurdukları yerler.
"Buğra yüzünden konuşamıyorduk şu aralar?" alaycı ifadesiyle süzdü beni. "Nasılsın minik gay? Var mı enişte?"
"Babanla ilişkimizi şimdilik gizli tutmaya karar verdik Uğur." Dedim hafifçe gülümseyip.
Yüzündeki alaya öfke karıştı. "Babamdan önce ben sikeceğim götünü."
"Senin minik kimseye zevk vermez," elimi omuzuna atıp sıvazladım. "Sen en iyisi benimle olma hayalini unut, 31'den devam et."
Beni kazağımın yakasından tuttu sertçe. Heh ben de ne eksikti diyorum.
"Harbi sikerim seni ibne."
"Kriterlerim o kadar düşük değil."
Güldü pis pis ve bana ölümcül bakışlar atan kertenkele tipli tas kafalara bir bakış attı. "Uzun zamandır dağıtmıyorduk bunun yüzünü. Ne yapsak beyler..." tekrardan bana baktı. "Biraz stres mi atsak?"
Ellerim yumruk oldu ani bir vuruşa karşı. "Stresini götüne sokacağım, belki sikinden alamadığın zevki G noktandan alırsın." Diyerek gülmemle yüzüme bir yumruk yemem bir oldu.
"Orospu çocuğu." Diyerek tekrar vurdu. Karşılık vermek adına yumruğumu kaldırıp ona vurdum ama içlerinden biri kolumu tuttuğu için tam vuramamıştım.
"Uğur!" Tanıdık sesle durdum. Aynı şekilde Uğur'da durdu.
Duyduğum sesle istemsizce heyecanlandığımı hissettim. Hemen başımı kaldırıp gelen kişiye baktığımda Buğra'yı gördüm. Buğra tek omuzuna astığı çantayı yere bıraktı ve hızla bize ilerledi. Bana değil Uğur'a bakıyordu, hem de dövecek gibi?
Hızla gelip Uğur'u tek eliyle ittiğinde Uğur elini benden ayırdı. Yakamı düzeltirken Buğra'ya bakıyordum.
"Ne yapıyorsun lan?!"
Diğer üç çocuk gülmeye başlamışlardı ama neye güldüklerini anlamamıştım. Şu an iki yakın arkadaş kavga edecekti, bunun nesi komikti?
Uğur'da güldü ama bu alaylı veya sinirli bir gülüş değildi, samimiydi.
"Pardon kardeş, dokunmayız malına."
"Mal anandır!" Diye çıkmıştım ama umursamadı kimse.
"Uğur ben size 'bu çocuğa dokunmayacaksınız' demedim mi?! Ne bu şimdi?!"
Şaşkınlıkla Buğra'ya baktım. En yakın arkadaşlarına bana dokunmamalarını mı söylemişti...
"Buğra seninle bu piç için tekrar kavga etmeyeceğim."
Normalde bana piç demesine karşılık verecekken şu an şokla Buğra'ya bakmaya devam ediyordum.
Homofobik'liğin vücut bulmuş hali olan arkadaşlarına bunu nasıl diyebilmişti? Hiç mi düşünmemişti arkadaşlarının onunla ilgili ne düşüneceklerini? Üstüne bir de benim için kavga mı etmişti onlarla?
İçimi garip bir duygu kaplarken yutkunup dudaklarımı birbirine bastırdım.
İç sesim 'Buğradan etkilenmiş olamazsın' diye bağırıyordu bana ama elimde değildi. Hoşuma gitmişti yaptıkları. Bunlar bir başkası için çok basit ve küçük görünüyor olabilirdi ama Buğra'yı tanıyan herkes yaptığının çok anlamlı olduğunu bilirdi. Buğra kendisine gay denilse ortalığın anasını sikecek kadar sinirlenirdi, bunu göze almıştı ama. Ya da yanlarında çok eğlendiği arkadaş grubuyla nefret ettiği bir gay için kavga etmişti.
Doğrusu artık benden nefret etmiyordu...
"Eğer Efe'ye buluşmaya devam edersiz daha çok kavga etmek zorunda kalacağız Uğur. Benimle kavga etmek istemiyorsan dediğimi yap ve Efe'den uzak dur." Yanıma geldi ve beni kolumdan tutup sürükleyerek yürümeye başladı. İlk başta sendelesem bile bir süre sonra kendime gelip adımlarımı toplayabilmiştim. Buğra yerdeki çantasını alıp omuzuna attı hızlıca yürürken.
"Senin korumana ihtiyacım yok." Dedim içimi kemiren duyguları görmezden gelerek. Etkilenmiş olsam bile sert görüntümden ödün veremezdim.
"Yoktur." Dedi trip dolu ses tonuyla.
Kaşlarımı çattım. "Trip mi atıyorsun bana?"
"Atmaya çalışıyorum ama salak olduğum için seni o şekilde görünce dayanamadım, ama sen atıyorum say."
Sözlerine güldüğümde göz ucuyla bana bakıp önüne döndü tekrardan. Elimi bıraktığında adımlarım durdu. Durağa gelmiştik.
Bir şey demeden uzaklaştığını fark edince alt dudağımı ısırdım. Konuşmak istiyordum. Zaten bugün cumaydı, iki gün görüşemeyecektik.
"Buğra," diye seslendiğimde durup omuz üzerinden bana baktı. Selim'in dedikleri aklıma dolunca söylemek istediklerimi yuttum. "Yok bir şey."
Buğra birkaç saniye beni izleyip önüne döndü ve yoluna devam etti.
Selim'in dediklerini unutmamalıydım ama Buğra'yla yanyana olduğumuz her saniye Selim'in cümlelerini saçma buluyor, Buğra'nın samimi ifadesine kapılıyordum.
Ama ya gerçekten benden hoşlanıyorsa?
Ve ben ona bu şekilde davranıyorum diye benden soğursa?
İç çekerek otobüsü beklemeye başladım.
***
Bir bölüm daha atacağım birazdan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOMOFOBİK -BXB
Acakİbne Efe: Koduğumun homofobiği sikicem lan seni Homofobikpiç: Sikmekten çok sikilen biri için fazla iddialı konuşuyorsun sanki