Efe'den devam ediyoruz.
"Hayvan mısın Buğra?" Dedim elime aldığım kaşar dilimine bakıp. "İnce kes dedim sana, erimez böyle." Elinden bıçağı çekip düzgünce kestim peyniri.
"Ne güzel işte, bol kaşarlı olur." Dedi ağzına bir parça atıp.
"Erimemiş kaşar sevmem ben tostta."
"Ben de kaşar sevmem ama erimemiş olanları değil, insan olanları." Dedi yemeye devam ederken.
Gözlerimi devirdim. "Çok aptalsın." Buğra yemeye devam edince ittim onu. "Gidip wattpad falan okusana sen, bitirdin peyniri."
"Wattpad'e laf yok." Dediği şeyin Buğra'ya ne kadar uymadığını düşündüm. Gördüğüm en aptal insandı ama wattpad kitapları okuyordu. Ve bu onun en büyük sırrıydı!
İstemsizce güldüm. "Allah'ın kekosuna bak sen."
Buğra birden beni belimden tutup kendine çektiğinde omuzum, göğsüne yaslandı. Kaşlarımı çattım ve başımı kaldırıp ona baktım. "Aşka mı geldin birden amına koyayım?"
Hafifçe sırıttı ve uzanıp kulağımın biraz altındaki noktayı öptü sıkıca. Bir şey yapmadan çekilmesini bekledim. Artık o kadar da sinirlenmiyordum, sanırım alıştığım içindi. Sabahtan beri öpüp duruyordu ve artık bağırmaktan yorulmuştum.
"Oğlum ne kadar güzel kokuyorsun lan." Dedi çekilip. Kolları hâlâ bedenime dolanmış bir haldeydi.
Nedenini bilmediğim şekilde hızlanan kalbimi görmezden gelip "Evden çıkmadan önce duş almıştım." Dedim.
"Hangi şampuanı kullanıyorsun?"
"Bilmiyorum ki, annem hangisini alırsa onu kullanıyorum." Ardından "Sen?" Diye sordum ve parmak uçlarımda yükselip ben de onun saçlarını kokladım. Burnuma dolan kokuyla gözlerim kapanmıştı. Bir an hiç çekilmek istemedim.
Mantıklı tarafım 'Ne!' Diye bağırırken kendime gelip hızla çekildim.
"Şu üstünde Ronaldo olan var ya, ondan alıyorum." Dedi Buğra saçlarını karıştırıp.
Önüme dönüp işime devam ettim. Buğra yanağımı tutup çekiştirdi ve uzanıp bir kere daha öptü.
"Bak elimde bıçak var," dedim bıçağı ona tutup. "Sinirlendirme beni, saplarım bir yerine." Elbet yapmazdım öyle bir şey.
Buğra beklemediğim şekilde tişörtünü tutup kaldırdı. "Sapla."
Az önce inceleme fırsatım olmadığı için bakmamıştım kaslarına ama şimdi tam karşımdayken bakmamak imkansızdı. Öyle abartılacak bir olayı yoktu ama incede olsa vardı karın kasları. Ona yakışıyordu.
"Kalktı mı?" Diye sordu gözleri alt taraflarıma kayarken.
"Aynen, ayaküstü bir sakso çeksene." Dedim gözlerimi devirip.
"Hmm." Diye mırıldanarak elini tişörtümden içeri soktu. Belimi okşamaya başladığında duraksadım. "Bir daha duştan çıktığında bana fotoğraf at."
"Niye yapayım öyle bir şey?" Dedim kaşlarımı çatarak.
Yarım ağız sırıttı ve çapkın bir ifadeyle göz kırptı. "Lazım."
"Iyy pislik."
Buğra burnumu sıktı bu seferde. "Ciddiyim, at. Hem sen atarsan ben de atarım."
Azmış mıydı bu amına koyayım?
"Buğra istiyorsan gay porno atarım sana." dediğimde suratı buruştu.
"Elin erkeğini n'apayım." Gözleri iki gözüm arasında mekik dokudu. "Ben seni istiyorum."
Bakışlarının derinliği yüzünden midir bilmiyorum ama utandığımı hissettim. Başımı eğip gözlerimi kaçırdım ondan.
"Unutma fotoğraf atmayı." Dedi yanağımdan makas alıp. Dokunmadan duramıyor gibiydi.
"Bakarız."
Buğra beni bırakıp salona ilerlediğinde bayat ekmeğin arasına peynir dizip tost makinesine koydum. Kilidini açıp peşinden salona ilerledim. Buğra elindeki poşete boş içki şişelerini koyuyordu. Ortalık resmen ahır gibiydi.
"Bunları annen mi içiyor?" Diye sorduğumda bana baktı. Sessizce önüne dönüp yere atılmış izmaritleri toplamaya başladı. "Bana aranızın bu kadar kötü olduğunu anlatmamıştın." Dedim boş bardaklarları toplayıp ona yardımcı olurken.
"Kimseye anlatmadım." Tam bir şey diyecekken Buğra tekrardan konuşunca sustum. "Senin yaptığın gibi yüzüme vurmalarını istemem." Durakta dediklerimi kast ediyordu.
Derin bir nefes verdim. "Özür dilerim."
"Eyvallah." Hatırlayınca morali bozulmuştu. Haklı sayılırdı çünkü harbiden ağır konuşmuştum. Belki başkası olsa bu kadar alınmazdı ama Buğra annesi konusunda çok hassastı.
Yanına ilerledim ve uzanıp yanağını öptüm. Kalbim yerinden çıkacak gibi hızlı atarken Buğra gözlerini kırpıştırıp bana baktı.
"Hak etmiştin, beni de anla."
Buğra afallamış ifadesiyle yüzüme bakmayı sürdürürken yanaklarına çöken kırmızılıkla kaşlarım kalktı.
"Tamam sorun değil." Dedi ve hızla yanımdan geçip mutfağa ilerlerledi. Resmen utandığı için kaçmıştı.
Dudaklarımdaki gülümsemeye engel olamadım. Aslında çok tatlı çocuktu...
Gülümseyerek ben de peşinden gittim. Buğra tostları tabaklara koymuştu. Buzdolabını açıp içine baktım içecek var mı diye. Vişne suyu bulunca onu aldım.
"Şu dolabı bir temizle." Dediğimde omuz silkti Buğra.
"Gel." Diyerek salona geçti. Ben de bardakları alıp yanına gittim. Yanyana koltukta oturduk.
Buğra telefonundan komik bir oyun yayını açtığında onu izledik yemek yerken. Gülerken iki de bir bana dokunup duruyordu ve kendimi bile şaşırtacak kadar heyecanlanıyordum.
Yemekten sonra o evi temizlemeye başlamıştı annesi dedi diye, ben de ona yardım ediyordum. Bu kadar beceriksiz olup temizlik yaparken çok zorlanmasına rağmen yine de annesi dediği için yapıyordu. Ana kuzusu.
"Buğra annem mesaj atmış, eve gel diyor." Dedim bulaşık yıkayan çocuğa. Babam sakinleşip uyumuş olmalıydı. Evime gidebilirdim artık."Gidecek misin?"
"E yani."
Köpüklü ellerini duruladı ve ellerini tişörtüne silerken yanıma geldi. Dudaklarını yanağıma bastırdı. Öpüp çekildi. "Dikkatli git, eve varınca bana mesaj at."
Başımı salladım. "Tamam." Bir şey demeden yüzümü izlediğinde "Gideyim o halde..." diye mırıldandım.
Gözleri dudaklarıma kaydı bir saniyeliğine. Yutkundum.
Arkamı dönüp bir adım atmıştım ki kalçama vurdu. İrkilip ona baktım çatık kaşlarımla.
"Ne yapıyorsun sapık maymun?"
Sırıttı. "Şu poponun fotosunu görmek için tüm kitaplarımı verebilirim." Onun serveti kitaplarıydı.
Nah çekip kapıya ilerledim ve çıktım evden. Kendi evime giderken istemsizce gülümsedim...
***
Ne düşünüyorsunuz?
Evet bu soruyu sormaya başladığım döneme girdik. ("Seversin" okuyanlar anlar😉)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOMOFOBİK -BXB
Randomİbne Efe: Koduğumun homofobiği sikicem lan seni Homofobikpiç: Sikmekten çok sikilen biri için fazla iddialı konuşuyorsun sanki