Karşımda bir şeyler anlatan Selim'i dinlerken gözlerim sınıf kapısına kaydı. Buğra'yı bekliyordum. Hemen gelse iyi olurdu.
Cumartesi günü olan ciddi konuşmamızdan sonra tekrar konuşmuştuk dün. Yine fotoğraf at diye ısrar etmişti ama benim atmayacağımdan emin olunca vazgeçmişti. Ben artık boku çıktı dediğimdeyse daha istemeyeceğini söylemişti.
"Efe? Beni dinlemiyor musun?"
Selim'in sesiyle gözlerim onu buldu. "Ha? Dinliyorum, ne demiştin en son?"
"Dinlemiyorsun, aklın başka yerde."
Tam konuşacaktım ki gözlerim sınıf kapısından içeri giren Buğra'yı buldu. Ne diyeceğimi unuturken Buğra'da beni görünce gülümsemişti ki sınıftan biri ona bir soru yöneltince dikkati oraya kaydı. Çocuğa dönüp onunla konuşmaya başladığında onu süzmüştüm. Her zaman ki gibiydi aslında ama ayrı bir hoş gelmişti sanki gözüme.
Selim, gözlerimin kilitlendiği noktaya baktı çatık kaşlarıyla. Buğra'yı görünce çatık kaşları düzeldi. Çenesi kasılırken gözlerindeki soru işaretleriyle bana baktı.
Alt dudağımı dişledim. "Selim biliyorum sen beni uyardın a-"
Selim'in ayağa kalkıp kapıya ilerlemesiyle gözlerimi kırpıştırdım. Anında ben de ayaklanıp peşinden gidecektim ki Buğra önünden geçerken tuttu beni.
Çatık kaşlarıyla "Nereye?" Diye sorduğunda "Geleceğim." Dedim ve tekrar konuşmasını beklemeden Selim'in peşinden gittim.
Erkekler tuvaletine giren Selim'i görünce ben de oraya ilerledim.
"Selim..." Gözlerim bir eliyle alnını ovalayan, olduğu yerde ileri geri gidip gelen Selim'i buldu. Öfkeyle parlayan gözlerini görünce irkildim.
"Ne var Efe?" Dedi elini alnından çekip üzerime yürürken. "Gitsene sevgilinin yanına."
"Selim sakin olsana," dedim yüz ifadesine şaşkınlıkla bakıp. "Sevgilim falan yok benim, saçmalama."
"Olacaksınız ama," dedi bir adım ötemde durup. Öfkesine rağmen gözlerinin dolduğunu görünce dudaklarım büküldü. "Aşıksın ona çok belli." Bir elini koluma koyup sıkıca tuttu. "Seninle oynuyor o, seni sevmediği o kadar belli ki."
Alt dudağımı dişledim. "Seviyor..." diye mırıldandım ama sesim içime kaçmıştı. Sevmeyen insan öyle bakamazdı...
Selim alayla güldü. "Tek amacı ne biliyor musun?" Sessiz kaldığımda devam etti. "Seninle yatmak. İstediğini aldıktan sonra seninle yine dalga geçecek. Belki şu an bile yüzüne gülüp arkandan alay ediyordur."
Bu ihtimalleri düşünmek kalbime koca bir ağırlık yüklerken ağzımı açıp konuşmak istedim ama bu çok zordu.
"Aptal gibi davranma Efe." Diğer kolumu da tutup sarstı beni. "Sen de biliyorsun seni üzeceğini, niye hâlâ yüzüne bakıyorsun o orospu çocuğunun? O önceden defalarca arkadaşlarının seni zorbalamasına izin vermiş, sana 'ibne' diyen biri. Böyle biri sever mi sence?"
Gözlerimin dolduğunu hissederken sahte bir gülümseme oluştu dudaklarımda. "Kim sever Selim? Buğra'nın arkadaşları beni zorbalarken başına bir şey gelmesin, baban kızmasın diye saklanıp sonra bilmiyormuş gibi yapan sen mi seversin? En yakın arkadaşımsın, üzülme diye söylemedim ama söylediğinin aksine aptal değilim, kavga ettiğim zaman bilerek ortadan kaybolduğunu biliyordum. Sonra da gelip yanıma üzülüyordun..." Yüzündeki koca afallamaya bakıp üzerine doğru bir adım attım. Aramızdaki mesafe hemen hemen sıfıra inerken tekrar konuştum. "Buğra'nın rol yaptığını söylüyorsun ama seninde ondan bir farkın yok. Sen de yaralarımla ilgilenirken hep 'keşke ben de yanında olsaydım' falan diyordun ama sen zaten oradaydın. Korkak olduğun için sadece izliyordun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOMOFOBİK -BXB
Randomİbne Efe: Koduğumun homofobiği sikicem lan seni Homofobikpiç: Sikmekten çok sikilen biri için fazla iddialı konuşuyorsun sanki