Çokça geciken bölüm için affınıza sığınıyorum. Sınavlarım ve yoğun tempoda olan hayatım buraya girmeme çok müsade etmiyor. Ama bundan sonra dikkat edeceğime emin olabilirsiniz.
Sizden ricam yorumlarınızı esirgememeniz. Yorumlarınızı okurken çok keyif alıyorum ve görüşlerinizi merak ediyorum.
Umarım bölümü beğenirsiniz. Keyifli okumalar diliyorum 🤍🤍
..
Ellerim titriyordu. Bütün sinir damarlarımı zorlarken aklı selim davranmak için kendimi ikna etmeye çalışıyordum.
Öyle ki şuan bunu yapmak çok zordu.
Çok yoğun olan sevgilime sürpriz yapmak için askeriyeye gelmiştim. Ancak büyük bahçeye çıktığımda Demir'e samimi bir şekilde gülüp kolunu okşayan kadını görmek nutkumu kurutmuştu.
Ben her şeyime dikkat ederek onu düşünerek böyle güzel bir şey planlamışken görmek istediğim bu değildi. Her şeyden kıskandığım bu adamın buna nasıl izin verdiğini aklım almıyordu.
Sakin olmakta istemiyordum düzgün düşünmekte. Bir saniye beklemeden arkamı döndüm.
"Aşkın?"
Görmüştü işte. Şuan görmek istemiyordum. Gitmek istiyordum. Gelen sesi umursamadan kaçar gibi ilerlemeye başladım. Hızlıca çıkışa ilerlemeye çalışıyordum ama arkamdaki adam benden hızlıydı.
Ve koluma yapışıp kendine çevirdi. Korkuyla suratıma bakıyordu. Hemen anlamıştı işte. Korkmuş ifadesi beni dahada üzerken gözlerim doldu.
Çok sinir olmuştum şuan. Mal mıyım acaba ben
"Yanlış anlamadım de ne olur" dedi korkulu sesiyle.
Dolu gözlerimle ve sesime yansıyan sinirimle konuştum."evet anladım oldu mu anladım sinir ediyosun beni. Buraya hevesle gelip gördüğüm şu görüntünün ne tür bi açıklaması olabilir."
"Yapma bana bunu" fısıldayarak "yavrum.." dedi.
"Arkanı dönme, hani kaçmak yoktu hep konuşarak halledicektik. Dinle beni o gördüğün kız Furkan'ın kardeşi Sude. Zararsız biri abisini görmeye geldi. İçerde hep birlikteydik sonra Furkan'ın işi çıkınca ben eve yollayayım diye bana bıraktı."
Kolumdan tutup ağaç yoğunluğu olan bir tarafa çekiştirdi sonra bedenimi kendine tamamen çekip sımsıkı sardı beni.
Kollarımı boynuna dolayıp dolmuş gözlerimi serbest bıraktım.
Sakinleştirmem için sırtımı okşayıp "şşş ağlama güzel bebeğim...ağlama dayanamam"
Elimi ensesine atıp boynuma iyice gömdürüp konuştum. "Mal mıyım ben acaba. Niye böyle oluyo anlamıyorum. Özür dilerim dayanamıyorum. Seni başkasıyla görmek bile delirtiyor beni."
Boynuma öpücükler konduruyordu.
"Kurban olurum kokuna. Deme öyle mal falan değilsin çok akıllısın sen. Anlıyorum seni bende dayanamıyorum ama sana sonsuz güveniyorum güzelim. Sende bana öyle güven olur mu ben sensiz yapamam."
Dedikleriyle tamamen kopup daha fazla ağlamaya başladım. Kırılmıştı işte. Güvenmiyorum sanmıştı. Daha çok sarmak bağrıma basmak istemiştim. "Seni çok seviyorum demir. Sana güveniyorum biliyorsun"
"Biliyorum, bebeğim benim biliyorum."
Kafasını kaldırdı içten bir şekilde güldü. Demirim bana kızmazdı biliyordum. Bende ona kızmadım.
Ellerini kaldırıp tek tek yaşlarımı sildi. Sonra alnıma öpücük bırakıp konuştu. "Hadi gel odama gidelim" diyerek elini sırtıma atıp yönlendirdi.
Sakin adımlarla odasına gittik. Kapıyı açar açmaz buram buram demir kokan oda beni mahvetmişti. Çok sıradan olması gerektiği gibi bir odaydı.
Elimdeki poşeti iki sandalyenin arasında bulunun küçük masanın üzerine koydum. Ben poşetten yaptığım yemekleri çıkarırken demir kendi koltuğuna oturmuş beni gülümseyerek izliyordu.
"Keşke yormasaydın kendini be güzelim. Ben buradan da söylerdim bir şeyler."
"Olur mu öyle şey ya hep dışarıdan yemek yenmez demir. Ev yemeği girsin boğazından, hem en sevdiğin şeyleri yaptım. Yaprak sarmaya da dur yapma demezsin bence." Dedim.
Yaprak sarmayı duyunca gözleri ayrılan sevgilim yerinden fırlayıp konuşarak yanıma geldi. "Şaka de uğraştın mı o kadar"
"Uğraştım tabi sevgilimm benim birlikte gömücez bunları"
Arkamdan belime sarılan adam içimi sıcacık etmişti. Mutluydum, onunla olduğum her an mutluydum.
Çıkarttığım kapları bırakıp sevgilime döndüm. Ellerimi hafif uzamış saçlara atıp okşadım. Gözleri yine gözlerimde şefkatle beni izliyordu. Kafasını yüzüme yaklaştırdı burnunu burnuma sürttü. Çok seviyordum bunu yapmasını. Gülümsedim kocaman.
Fısıldadı. "ne yapsam yemeye ilk senden mi başlasam"
"Bilemedim ki öyle mi yapsan" dememle dudaklarıma atıldı. Öyle yavaştı ki yanıyordum. Dokunduğu sevdiği her yer yanıyordu.
Üst dudağımı yavaşça ve çekiştirerek öpmeye devam etti. İçim gide gide karşılık verdim. Ne nefesim yetti ne de gücüm bu yüzden ayrıldık.
"Yedin bitti bir şey kalmadı bende"
"Daha hiçbir şey yapmadım bebeğim" dedi tekrar bir öpücük bırakıp çekildi.
"Bunu sonraya saklayalım. Senin bitmek bilmeyen azgınlığınla burada baş edemem" dememle kınayan bakışlarını yolladı bana. Ellerini belimden çekip hareket etti ve koltuğa oturdu.
"He yani sorun benim. Beni bu hale getirip kışkırtıcı hareketler yapan sensin ama azgın olan benim valla ne hoş dünya"
Tepkisiyle gülüşümü tutamayıp patlamıştım. "Deme öyle kocacım her şey seni çok sevdiğimden"
Kocacım dememle yükselen sevgilim içi gide gide baktı bana ve "kocacım diyen ağzını yerim çocuk" dedi.
Gülüşmelerimizle, demirin ara ara yükselip öpüp kokladığı keyifli yemekten sonra demirin işleri olduğundan istemeye istemeye eve gitmek zorunda kaldım.
Eve vardığımda uzun bir temizlik yapıp duşa girdim ve yatağa geçtim.
Ve bol demirli rüyanın temiz rahat bir uykunun kollarına bıraktım kendimi..
..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın olayım? (BXB)
Historia CortaFeminen üniversite son sınıf öğrencisi Aşkın'ın hemen karşı dairesinde oturan Komutan Demir'e olan hisleri dolup taşarsa ne mi olur? Texting+Düzyazı #1-love etiketi #2-feminen etiketi #72-boyxboy