26

2.7K 166 24
                                    


..

Keyifli geçen yemeğin ardından demir beni sahile getirmişti.

Güneşin sıcağını almış kızgın kumlar akşamın hafif esintisiyle soğumaya çalışıyordu.

Eğilip ayakkabımı çıkartacağım sırada iri adam beni durdurmuş ve eğilerek ipleri çözmeye başlamıştı. Yavaşça çözdüğü iplerle birlikte ayakkabımı ayağımdan sıyırmış eline alarak doğrulmuştu. Ellerimizi kenetleyerek uzun sahilde yürümeye başlamıştık.

O kadar güzel bir hava vardı ki rüya gibi geliyordu her şey. Sevdiğim adam yanımda ve ben hayallerimin ötesinde bir gün geçiriyorum.

Hafif esen rüzgar tenimi sıyırıyor ve mayıştırıcı bir etki yaratıyordu. Sessiz yürüyüşümüzü merakıma yenik düşerek bozmuştum.

"Sevgilim sabah neden öyle olduğunu söyleyecek misin?"

Sorumla durdu. Bunu yapmalımıydım bilmiyordum. Onu üzmek istemiyordum ama bilmem gerekiyormuş gibi hissediyorum.

Elimi sıkıca tutarak kumlara oturdu. Ardından hemen bende elbisemi düzelterek yerleştim yanına. Yavaş yavaş okşadığı elimi destek almak için kullanıyor gibiydi. Onun daha rahat hissetmesi için başımı omzuna koydum ve sadece konuşmasını bekledim.

Bir süre sonra konuşmaya başlamıştı.

"Bu geldiğimiz ev ailemden bana kalan son şey. Babam teğmendi. Asker olma sebebim aslında biraz açık. Bir operasyonda şehit düştü. Annem bu durumu kaldıramadı uzun süre depresyonla mücadele etti daha sonra ise hastalandı ve vefat etti. Çok seviyorlardı birbirlerini öyle ki annem dayanamadı gidişine babamın ama arkasında kimsesiz bir çocuk bıraktı. Onların aşkına hep özenmiştim. Hayalimdi bir gün bende birini böyle seveceğim ve ailemle tanıştıracaktım."

Hüzünle kafasını döndü bana. Gözlerindeki çaresiz ifadeyi gördüğümde yıkılmıştım resmen.

Dolu gözleriyle "o kişi sensin aşkın. Ben son hatıralarını sana sakladım. Ve bugün onlara gösterdim seni." dedi.

"Artık seni biliyorlar. En azından ben öyle olduğuna inanıyorum. Tek başımaydım bunca zaman, sonra sen geldin. Ve her şey tamamen değişti. Despot kişiliğim eridi elinin altında. Hep izbandut kılıklı diyorsun bana kocaman duran bu vücut senin yanında çocuk hissediyor. Senin yüzünde oluşan bir tebessüm için her şeyi yapmak istiyor. Her bir şeyine aşığım çocuk ben senin. Çok seviyorum. Bir anda geldin ve benim tek merkezim oldun."

"Bunları söyleyebilmek bile benim için çok zorken şimdi bakıyorum halime ben ölmüş bitmişim yoluna" dedi gözlerindeki minik yaşla gülerek.

Dolan gözlerimle boğazıma oturan yumruyla yutkunmaya çalıştım. Ağzımı açıp bir şey demek istedim ama titreyen çenemle bunu yapamıyordum.

"Kurban olurum sana. Ağlama lütfen."

Titreyen çeneme attı elini. Dolu dolu gelen göz yaşlarımı yakalayarak hepsini tek tek öptü. Yerimde tamamen ona dönerek boynuna doladım sıkıca kollarımı. Bırakmak istemiyordum bu adamı.

Saçlarının içine attım elimi ve okşadım her saç tutamını. Büyük kollarını ince bedenime saran adam olduğum yerden vücudumu havalandırarak kucağına oturmamı sağladı.

Saçlarımı okşayarak geri çekti beni. " bak bakim bi yüzüme" dedi. Elleriyle yüzümü kavradı akan bütün yaşlarımı sildi.

"Ağlamak yok."

"Am-ama nasıl ağlamim dayanamam ben"

Titreyen çenemle zorla konuşmuştum. Perişan etmişti beni.

"Yavrum sen nasıl psikolog olacaksın." dedi gülerek. Bütün duygusal ortam anında dağılırken sinirlenip omzuna geçirdim bi tane.

"Onunla bu aynı şeymi, sevdiğim adamın hikayesine üzülüp ağlayamam mı"

Vurduğum omzuyla dahada gülen adam sinirlerimi bozmuştu. Yüz ifademi görünce çirkefleşeceğimi anlayarak zorla susmaya çalıştı.

"Tamam, tamam kızma güzelim şaka yapıyorum. Sadece ağlamana dayanamıyorum."

Yüzüne hınzır bi ifade yerleşti ve belimi okşayarak "tabi yatak harici, yatakta istediğin kadar altımda kıvranıp ağlayabilirsin" dedi.

Şaşkınlıkla ağzım aralandı. "Ay demir senin hiç utanmam yok mu ya"

Söylediklerimi hiç umursamayan bir ifadeyle bedenimi kendine doğru iyice bastırdı. "Seninle olduğumdan beri yok utanmam falan. Ayrıca sen benden betersin şimdi masuma yatma yavrum"

"Tch tch utan utan laflara bak benim ne beterimi gördün"

Gülerek "doğru daha görmedim beterin beterini" dedi. Sevimlice söylediği şeyle bende güldüm. Ellerimi pürüzlü yanağına atarak okşadım. İçim gidiyordu bu adam dayanamıyordum.

Dudaklarımızı birleştirdim. Uzun uzun doyamadığım dudaklarına tutundum.

Bir süre öpüşüp ayrıldık. Beni kendiyle kaldıran koca adam ayağa kalkarken konuştu. " Hadi eve gidelim."

Ses çıkarmadan başımla onayladım. Beni yere indirmesini beklerken yan bir şekilde kucağına sıkıca almıştı.

"Arabaya kadar zorlanırsın demir bırak yürüyeyi-" Dememe fırsat vermeden lafı hemen ağzıma tıkamıştı.

"Yavrum saçmalama istersen ben sendende ağır şeyler kaldırıyorum arabaya kadar taşıyamayacağımı düşündüren ne sana" dedi ve beni havaya kaldırıp geri indirdi. Yaptığıyla korkmuş ve minik bi çığlık atmıştım.

"Ya ne yapıyosun sen eşek"

"Şimdide eşek olduk iyi mi daha var mı yavrum böyle değişik hayvan sıfatları"

Dediğiyle patlamıştım. Gülüyordum deli gibi. "varda yeri değil yavrum" inatlaşarak başımı sallayıp yüzüne yaklaşarak konuştum. Bi anda içi gide gide iç çekti. "Yavrum diyen ağzını"

"Neyse bi eve gidelim yapacağı biliyorum ben sana"

(Annemi çarşıda sinir ettiğimde aldığım tehdit JDLDMDLDÖSLSÇÖSOGÇSŞD)

Söylediğiyşe kalbim sıkışmıştı. Sessizce yutkunmuş ve yerime pusmuştum. Gülme sırası demirdeydi.

Kocaman kahkahalarıyla arabaya doğru geldik ve beni bindirerek eve doğru yola çıktık.

..

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aşkın olayım? (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin