32

1K 94 8
                                    

..

"Güzelim evde misin?" 

Sesi tuhaf geliyordu. Sesinin verdiği huzursuzlukla doldu kalbim. "Evdeyim sevgilim bir şey mi oldu?" dedim endişeyle. 

"Tamam ben şimdi yanına geleceğim. Bir sorun yok endişelenme" 

Konuşması iyice huzursuz ederken tekrar konuştum. "Demir emin misin bak sesin hiç öyle demiyor" 

"sakin ol yavrum yok bir şey ben bir geleyim öyle konuşalım tamam mı huzursuz olmanı gerektirecek bir şey yok" 

Hayır belli ki vardı bir şey sesi çok açık veriyordu. Çalışıyorken çok sık gelemezdi yanıma bu yüzden anlamıştım bir şeyler olduğunu. İçime çöken sıkıntıyla telefonda sessiz kaldım. 

"ben 10 dakikaya ordayım sevgilim seni çok seviyorum sıkma canını" 

"Demir bende seni çok seviyorum gelmeni bekliyorum"

"tamam güzelim geliyorum görüşürüz"

"tamam, görüşürüz." diyerek kapattım telefonu. İnsan sadece sesiyle böyle kalbi sıkıntıyla dolar mıydı? 

Anlamıştım. Vardı bir şeyler ama ben duymaya hazır mıydım? sordum kendime.

Hayır değilim.

Demir gelene kadar evin her duvarı üzerime geldi. İlk defa kendi sessizliğim boğazımı sıktı. 

Sonra bölündü o sessizlik. Yavaş yavaş istemeye istemeye açtım kapıyı. Garip bakıyordu gözlerinin içi, beni üzecek şekilde. Çaresizce baktım.

Çok sevince her şeyini her şeyine katınca anlıyordu sanırım insan. Bu yüzdendir içim böyleydi.

Botunu çıkarttı sessizce, sonra elini elime kenetleyip kendiyle birlikte salona çekti. Geçtik oturduk çekyata, konuşmasını bekledim. Ellerimizi izliyordum. Kafamı kaldırmak istemiyordum. O da bunu bozmadı. Sonra kalın sesi doldurdu kulaklarımı. 

"Görev çıktı sınıra, 2 ay dediler. Timle birlikte gideceğiz. Tek olduğum bir görev değil. Kısa bir zaman değil ama için rahat olsun."

O sesin böyle bir haberi vereceğini anlamıştım. Boğazıma teller sarılmış gibi yutkunamıyordum.

Anonim olarak yazdığım dönemde de böyle bir görevdeydi. Ama şuan her şey farklıydı. Böyle bir anda göreve diyip gitmesini kaldıramazdım. Onsuz geçmeyen zamanı kendime kabullendiremezdim.

Böyle yapayalnız bırakıp gidemezdi. 

Sessizdim. Sadece ellerimize bakıyordum. Oturduğu yerden iyice kayarak dibime girdi. Sıcak eli  çenemi bularak yüzümü kaldırdı.

Ağlıyordum, sessiz ve çaresizce

"Yapma böyle güzelim..lütfen. İlk kez bir göreve giderken böyleyim dahada zor olmasın yalvarırım."

Yüzümü okşayarak, göz yaşlarımı silerek teselli ediyordu. Ama nafileydi.

Demir çok güçlü, zeki ve çevik biri, daha önce gittiği bir çok operasyon ve görevden bahsetmişti. Ama yinede sonu belli olmayan bir yoldu.

Kolunu bacaklarımdan geçirip kucağına çekti. İç çekerek kucağına oturdum. Çok çaresiz hissediyordum.
Kalbimdeki ağrı her saniye artıyor, korku kol gibi geziyordu vücudumda.

İstemiyordum. Gitmesin bırakmasın beni

Ellerimi omuzlarına koyup sımsıkı tutundum. Ağlamam kokusu burnumu sızlattıkça artıyordu.

"Demir..gitme. yapamam istemiyorum"

Belimi kavrayıp vücudumuzu birleştirdi. Omuzlarından boynuna doladım kollarımı. Gömdüm kafamı boynuna dahada içime çektim o barut kokusunu. Nasıl içim gidiyordu anlatamam. Her şeyimdi o benim. Onsuz nefes alınır mıydı hiç?

Alamazdım. Gelecek olan her habere  korkardım.

"Kurban olurum her zerrene.. yapma böyle sevgilim çok zorlanıyorum. Senin sevgilin izbandut kılıklı nasıl bir şey olsun bana kimse bir şey yapamaz sapasağlam çıkıcam karşına belirli zamanlarda iletişemede geçicem seninle ama böyle olmaz tamam mı? Daha fazla dökme incilerini lütfen"

Sardıkça sardım kollarımı boynuna iyice yapıştım. Sözleri kesmiyordu. İçimdeki sıkıntı kalbime yerleşiyordu. O da beni sakinleştirmek için boynuma öpücükler sıralıyordu.

Saçlarımı okşuyor yüreğimdeki ağrıyı alsın diye güzel şeyler fısıldıyordu kulağıma. Demir kocaman bir adamdı yüreği büyük, merhametli, güçlü ve içinde kocaman bir şefkati vardı. Her nefes aldığımda hissettiriyordu bana bunu.

Uzun süre öylece durduk. Bu sürede ben sakinleştim ve tavrımı değiştirdim. Olgun davranmam gerekiyordu. Zaten işi yeterince zorken ona daha fazla zorluk çıkartamazdım.

Saçlarımı okşayarak kafamı geriye çekti ve dudaklarıma örttü güzel dudaklarını. Uzun ama yavaş bir öpücüğün için çekti.
Tadını çıkartarak şefkatiyle okşadı dudaklarımı. Sonra diliyle araladı ağzımı. Talan etti. Kendimi onun kollarına teslim etmiştim çoktan.

Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki. Hep aynı heyecanı yaşıyordum. Bu koca adam hep aynı heyecanla sınıyordu beni.

Nefesim kesildiğinde yavaşça dudaklarımızı ayırdı. O tok sesi duyup açıverdim gözlerimi.

Birbirimizde soluklanırken teninin bana değmediği iki ayın nasıl geçeceğini düşündüm.

Telaşla ellerimi yüzüne sardım. "Nasıl yapayım ben sensiz. Teninin tenime değmediği her an yanıyorum nasıl yapıcam. Nasıl nefes alıcam ben sensiz"
Yüzünü okşayarak konuştum.

Şefkatle bakıyordu gözlerimin içine.
Kayboluyorduk gözlerimizde

Kucağındaki bedenimi iyice sararak ayaklandı. Yatak odasına doğru ilerlerken boynuma öpücükler konduruyordu.

Sessizliğini koruyarak girdiği odada çarşafları yeni değişmiş yatağa güzelce uzanmamı sağladı. Yanıma yatarak boyun girintime kafasını yerleştirip kokumu soludu. Öyle bir andı ki bırakmak dahada zor olacaktı. Çaresiz hissediyordum.

O his öyle yakıyordu ki bedenimi. Ellerimi saçlarına atarak sarıp sarmaladım.

Ruhlarımız çoktan bir olmuştu bu adamla. Ne ben ondan bir saniye geçirebilirdim ne de o bensiz. Bunu bütün iliklerimde hissediyordum.

Bunun bilincinde sığındık bedenlerimize. Ve son anların en sessiz sakin bir kaç saatine bıraktık bedenlerimizi...

..

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 21 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aşkın olayım? (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin