Bir yarım saat kadar geçmişti. Üç kardeş yemeklerini bitirmiş, bolca sohbet de etmişlerdi.Hongjoong düşünceleriyle küçük bir münakaşa ettikten sonra kampüsün kütüphanesine gitme kararı aldı.
"Malum bugün ders kaçırdım. Ben kampüse çalışmaya gidiyorum." dedi masadan kalkarken.
"İyi çalışmalar hyung!"
"Görüşürüz Joong."
Merdivenlere yöneldi. Hızlı adımlarla odasına gitti. Hazırlanması çok uzun sürmedi tabii, beyaz dikişli siyah bir kargo pantolon, kendi boyadığı beyaz sweatshirt ve kot ceket. Yine kendisi çeşitli rozetlerle süslemiş olduğu düz siyah kol çantasının içine ders notlarını koydu ve tekrardan kardeşlerine veda ederek evden çıktı.
Bol ağaçlı, yemyeşil sakin yolda kulaklıklarını taktı ve playlistteki en neşeli şarkıyı açarak ilerlemeye başladı.
Kampüse ulaştığında kütüphaneye girdi ve müsait masalardan birine oturdu. Hoş, kimse yoktu zaten.
Telefonundan müziği değiştirdi ve işe koyuldu.
*
*
*
Yarım saat geçmişti. Yüksek sesli müziğe ait olmayan boğuk nidaları fark etti, ilk başta ritme karışıyor gibi olsa da her zaman kulağına çalınan edalardan farklı olduğunu anlaması çok sürmedi.Kulaklıkları indirip başını notlardan kaldırdığında bakışları Woojin ile karşılaştı.
Derin bir nefes aldı. "Gerçekten, bu çocuğu sürekli görmek zorunda mıyım?" diye düşündü zihninin içinde.
"Bakın burada kimler varmış.. O iki aptal arkadaşınla bir araya gelmeden bir hiçsin biliyorsun değil mi?" dediğinde arkasında duran iki çocuk da güldü.
"Senin vaktin değerli olmayabilir, benimki değerli ama. Git artık."
"Çok cesur davranıyorsun. Hatırlatmak isterim burada teksin." dedi pis bir sırıtışla Woojin.
Olacaklardan habersiz Hongjoong içindeki küçük korkunun büyümesini istemiyordu.
Woojin, Hongjoong'un yanına adımladı. Sandalyede oturan Hongjoong ise her şeyden habersizdi.
Toparlanmasına fırsat bile verilmeden yüzüne yediği yumrukla neye uğradığını şaşırmıştı.
Dövüşte çok kötü değildi, fakat iyi olduğu söylenemezdi ve hazırlıksız bir şekilde yakalanıp üç kişiye tek olmak Hongjoong'u daha da zorluyordu.
Ona yardım eden kimse yoktu. Ya da o öyle sanıyordu. Yavaş yavaş gözleri kapanırken aslında birinin onları izlediğinden habersizdi. Bu kişi en başta Hongjoong'a yardım amaçlı gidecek olsa da üniversitedeki prestiji sarsılmasın diye vazgeçmiş, çok daha iyi bir yoldan yardım edebileceğini düşünüp videoya almaya başlamıştı.
Hongjoong ise kendini savunmaya çalışıyordu. Bünyesi bunu kaldırmayınca bilinci ile birlikte gözleri kapanmaya başlamıştı.
*
*
*Gözlerini zorla araladı. Tavanı izlerken neler olduğunu hatırlamaya başladı. Woojin ve yanındaki iki kişi canını fazlasıyla yakmıştı. Fakat arada hatırladığı hayal meyal şeyler vardı. İki çocuk onu taşımıştı, bir şeyler konuşmuşlardı. Sonrası ise hafızasında yoktu.
Ayağa kalkmaya çalıştı. Ama vücudundaki ağrıları hissettiğinde yüzünü buruşturdu ve koltuğa geri yattı.
"Ayağa kalkmaya çalışma fena dövmüşler."
Yanından gelen sese döndü hızla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Allergy | Seongjoong
FanfictionSeonghwa fakültede oldukça popüler biriydi. Hongjoong mu? O... çok evden çıkmazdı. Fakat sosyal medya camiasındaki popülerliği ezici farkla çoktu. Yüzünü, sesini veya herhangi bir özelliğini halkla paylaşmayan Hongjoong ve Seonghwa'nın yollarını kes...