𝟏𝟒- 𝐒𝐭𝐚𝐫𝐬 𝐢𝐧 𝐄𝐲𝐞𝐬

76 9 3
                                    

Seonghwa Hongjoong'u koltuğa oturttuktan sonra kahve yapmaya gitmiş, getirdiği bardaklardan birini Hongjoong'a verdikten sonra karşısındaki koltuğa da o oturmuştu. Dikkatlice Hongjoong'u izliyor ve anlatmasını bekliyordu.

Hongjoong ise hala titriyordu. Seonghwa'yla göz teması kuramıyordu. Gram güvenmediği, nefret ettiği ve dahası kim olduğunu biraz bile bilmediği bir çocuğa kendini açacaktı. Fakat ona bu garip bir şekilde çok güvende hissettirmişti. Bu nedenle ilk önce anlatacak, sonra da bugün onu koruduğu için Seonghwa'ya teşekkür edecekti. Hem... Belki de o kadar da kötü biri değildi?

Derin nefes aldı ve kendini sakinleştirmeye çalışarak söze başladı.

"Ailemiz çok güzeldi. Her şey dört dörtlüktü. Çok varlıklı bir aileydik çünkü babamın kendi şirketi vardı. Annem çalışmıyordu evle ilgileniyordu. Birbirlerini sonsuz seven iki kişinin çocuklarıydık biz. Her şey ben on iki yaşındayken başladı Seonghwa. Babamın işi giderek kötüleşmeye başladı ve çok geçmeden şirket battı. O toz pembe dünya üçümüzün de başına yıkıldı." Bunları derken titreyen sesi yerini göz yaşlarına bırakmıştı. Daha yarım saat önce ağladığı için tekrar hıçkırmaya başlamıştı. Seonghwa küçük çocuktan farksız Hongjoong'un tekrar kötü olmaya başladığını görünce koşar adım yerinden kalktı ve koltuğa, Hongjoong'un yanına oturdu.

"Hongjoong eğer rahat hissetmiyorsan anlatmak zorunda değilsin. Özür dilerim seni üzdüğüm için." Çok panik olmuştu. Elleriyle Hongjoong'un gözyaşlarını silmek istiyordu ama küçüğü rahatsız edeceğini düşünerek uzattığı ellerini çekinerek geri çekti.

Hongjoong'un ikinci kez içi titredi karşısındaki çocuğun hassasiyeti karşısında. "Anlatmak istiyorum Seonghwa. İçimden atmak istiyorum." Kendinden emindi bu sefer. Bir kere başladığı şeyi yarım bırakmak istemiyordu.

"Bak ben hemen yanındayım. Devam edebilirsin." Dedi Hongjoong'un sırtını sıvazlayarak.
"O birbirine bayılan iki kişi sürekli kavga etmeye başladı. En başta normaldi. Ama sonra şiddet, alkoliklik hatta uyuşturucu bağımlılığı başladı. Babam mahalledeki satıcılarla takılmaya başladı. Her akşam uyuşturucu çekip alkol alarak eve gelmeye, annemi sürekli dövmeye başladı. Sowon 15 yaşındaydı, ben 12, Sunoo daha 8 yaşındaydı bunlara şahit olduğumuzda. Sunoo'nun 9. Doğum gününe uyandığımız sabah evde artık annem yoktu. Hepimizi sarsan ilk olay buydu. Bizi umursamayarak o adamın eline terk etti bizi. Babamın sonraki hedefi tabii ki bizdik. Sowon 16 yaşındayken ona masraftan başka bir şey olmadığımızı söyleyerek üçümüzü de evden kovdu." Seonghwa anlattıkları üzerine ona destek olmak istercesine sarıldı ona. Hongjoong da bu hareketi kabul ederek göğsüne yaslandı. Kriz geçirirken fark etmemişti ama sarıldığı çocuk buram buram menekşe kokuyordu. Bu koku onu gevşetmeye başlamıştı.

Seonghwa tekrar kollarının arasında yer edinen çocuğun ağladığını tişörtündeki ıslaklıktan anlamıştı. Hongjoong ise şimdiki cümlesine bir hıçkırıkla başlamış oldu.
"Sowon noona... On altı yaşında bir sürü part time işte çalışmaya başladı. Hem çalışıp hem okumaya uğraşıyordu. Annem bizi terk ettikten sonra babamın da bizi bıraktığını öğrenince iki gram vicdanı sızladı, bize her ay çok az bir miktar para göndermeye başladı.  Ama hiçbir zaman karşımıza çıkmadı. Sowon noona büyüttü beni de Sunoo'yu da. Annem nerede hala bilmiyorum. Korkmuş olsa gerek, Sowon noona'dan duyduğuma göre çok varlıklı bir adamla evlenmiş, çocukları da olmuş. Şuan oturduğumuz evi evliliğinden hemen sonra verdi. Aklınca vicdan avutuyor. Aptallıktan başka bir şey değil." Yine kısa bir süre durdu ve soluklandı Seonghwa'nın sıcacık kalbinde. Seonghwa'da gerek saçlarını okşayarak gerek sırtını sıvazlayarak desteğini belli ediyordu.

"Yıllar sonra babam karşıma çıkıp da yine hırpalayınca... gömdüğüm duygularım gün yüzüne çıkmış oldu. Boğazım düğümlendi konuşamadım. Öyle korktum ki Seonghwa! Sen gelmeseydin oracıkta ölürdüm. Daha önce sana ibne deyip durduğum için özür dilerim." Dedi ve yaslandığı gövdeden başını kaldırıp Seonghwa'ya baktı. Seonghwa gördüğü bakışlar karşısında gülümsemeden edemedi.

Allergy | SeongjoongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin