Selamlar... biraz buruk bir selam bu çünkü uygulamada okuyacak insan kaldı mı bilmiyorum. Uygulama açılır mı diye çok bekledim ama açılacağı yok sanırım. Burası kimi zaman kaçış, kimi zaman eğlence yerimdi bu yüzden en azından allergy'i bitirmeden gitmek istemedim ama dediğim gibi okunacağına hiç umudum yok. Sanırım 2 ya da 3 ay olmuş yazmayalı mutlaka unutmuşsunuzdur bazı yerleri. Diğer bölümlere bir nebze göz gezdirseniz bile hatırlarsınız diye düşünüyorum, dilerseniz bana da sorabilirsiniz. İyi okumalar...
~☆•°○♡○°●☆~
Hongjoong, Seonghwa, Yunho, Yeosang, San, Mingi ve Wooyoung. 7'si de Seonghwa'nın teklifi üzerine onun evinde toplanmışlardı. Elbette az bir zaman içinde onlara Jongho'nun da katılması bekleniyordu. Wooyoung ve San çıkmaya başladıklarını açıklamak için zamanı kolluyorlardı fakat gelir gelmez gözleri dolu bir Mingi ile karşılaşınca bu fikri ertelediler...
Wooyoung koşarak gidip Mingi'nin gözlerini silerek, "Hangi pezevenk üzdü kardeşimi!" Diye bağırınca da yedisi de oturmuş konunun üzerinden tekrar geçmişlerdi.
Mingi anlatmayı bitirince derin bir nefes verdi. "İşte böyle oldu..."
Yeni öğrenenler San ve Wooyoung olduğundan San şokla bakıyor, Wooyoung ise cık cık çekiyordu. "Haysiyetsiz şıllık resmen."
Ortalığa garip bir sessizlik hakim olurken birbirlerine bakan yediliyi bölen şey açılan dış kapı oldu.
Jongho salona bakmadan içeri adımladığı için "Ben geldim lan bipolar Seongh-" derken kafasını salona çevirip küçük bir şok yaşadı.
"Ya ben çok, çok özür dilerim abime şaka yapıyorum genelde yemin ederim!" Dedi mahcubiyetle.
Seonghwa ise insanlara sunduğu kişiliğinden ödün vermemeye elbette kararlıydı. Neticesinde onun cidden nasıl biri olduğunu bilen o sekizli içerisinde ancak üç kişiydi. En yakın arkadaşı San, kardeşi Jongho ve vazgeçilmez bir tanesi Hongjoong. Gerçi hoş, San ve Jongho onu çok seviyordu. San için Seonghwa korumacı, yalnızca kötü insanlara bulaşan harika bir arkadaştı. Jongho içinse onu ailesinin belasından koruyacak sevgili abisi, tek gerçek ailesiydi. Hongjoong içinse... bu biraz karışıktı. Aslında onu zorunlu olarak yanında tuttuğu için ondan ölesiye nefret eden Hongjoong'un görüşü, Seonghwa'nın onu babasının saldırısından kurtarmasıyla oldukça değişmişti. Üstelik kendini sık sık Seonghwa'nın ona sarılırken yaşadığı anları düşünürken buluyordu. Bu şefkat onu derinden etkilemişti. İnsanları ifşa edip tehtid eden birisi yoktu, adeta kişiliği değişmişti.
Tekrardan uzaklara dalmış yanında oturan adamı düşünüyordu Hongjoong. "Sıcacık kolları, tertemiz kokusu, ilk tanıştığı halinden eser olmayan sıcacık bakışları." Bunları düşündüğünü fark ettiğinde başını hızla sağa sola salladı. Ondan ölesiye nefret ediyorken birden böylesine sevgi pıtırcığı olması sinirini bozmuştu. Çevresine insan almayı sevmeyen, kimseye güvenmeyen ve "yabaninin teki" olarak adlandırılan Hongjoong'un Seonghwa'ya sempati beslemesi kendisini sinirlendirmişti. Önünde duran soju şişesine baktı, yolda gelirken atıştırmalıklarla birlikte almışlardı. Bugün içmeyeceğim diye kendisine söz vermişti fakat arkadaşlarıyla içmekten zarar gelmezdi. Herkese katılıp içmeye karar verdi.
Seonghwa en içten gülümsemesini takındı ve hafifçe gülerek Jongho'yu yanlarına çağırdı.
"Gelsene! Eğleniyorduk hep birlikte."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Allergy | Seongjoong
FanfictionSeonghwa fakültede oldukça popüler biriydi. Hongjoong mu? O... çok evden çıkmazdı. Fakat sosyal medya camiasındaki popülerliği ezici farkla çoktu. Yüzünü, sesini veya herhangi bir özelliğini halkla paylaşmayan Hongjoong ve Seonghwa'nın yollarını kes...