Odam çoğunlukla grinin tonlarından oluşuyordu. Çok büyük değildi ama küçük de sayılmazdı.
Odanın ortasındaki yatağa oturdum ve bir iç çektim en azından zor olan kısmı atlatmıştım.
Yatağın çaprazındaki boy aynasından kendi yansımama baktım.
Berbat gözüküyordum. Heyecandan terlemiştim ve terden dolayı omzuma kadar gelen dalgalı saçlarım birbirine yapışmıştı ve gözlerimin altı çukurlaşmıştı.
Gözlerime bakınca ona ne kadar benzediğimi gördüm, gözlerim aynı onun gözleri gibiydi.
Kuzguni gozlerimi ondan aldığım kesindi.
Şu an tam bir enkazdım. Hemen kısa bir duşa girip hafif bir makyaj yapıp o enkazı ortadan kaldırmaya çalıştım.
Tekrar aynanın karşısına geçip güldüm kendi kendime "şu haline bak" dedim aynaya karşı "anne beni düşürdüğün şu duruma bak" dedim.
Hiç görmediğim babamla varlığını yeni öğrendiğim kardeşimle mükemmel bir hayatım olacak evet öyle olacak.
Kapının tıklanmasıyla yerimden sıçradım. Aynaya bakmayı kesip kapıyı açtığımda karşımda adının Koray olduğunu öğrendiğim şoförü gördüm.
"Herkes aşağıda inmiyor musun" dedi, yüzüne anlamayarak baktım.
Ne dediğini anlayınca birden kendime geldim "ha, evet bende şimdi iniyordum." Deyip odadan çıkıp kapıyı örttüm.
Birlikte merdivenlere doğru yürürken ikimizde tek bir kelime etmedik. Yine gerilmiştim herkes orda olacaktı ve bu benim buradaki ilk yemeğimdi, alışmaktan başka çarem yoktu.
Yemek masasının oraya gelince bütün gözler birden bana dönünce, durduğum yerde rahatsızca kıpırdanıp etrafı incelemeye başladım bu beni biraz germiş ve heyecanlandırmıştı.
Koray masadaki sandalyelerden birine oturmuştu.
Bense masayla bakışmamı sürdürüyordum ki babalık tam karşısındaki boş sandalyeyi göstererek "gel şuraya otur kızım" dedi.
Kızım demesini biraz garipsemiştim ama istemsizce hoşuma gitmişti.
Dediği yere oturup önümdeki boş tabağa odaklandım. Babalık "sen yemekleri dağıt Ayten " diyerek sağımda ayakta duran kadına bakınca bende oraya baktım.
Bize kapıyı açan kadındı bu, kısa kahverengi saçlı ellili yaşlarda bir kadındı.
Kafa sallayıp "peki efendim" deyip mutfak olduğunu tahmin ettiğim yere gitti. Masadakilere çok belli etmeden bir göz gezdirdim.
Babam ve Koray yan yana sandalyelerde oturuyorlardı. Babamın yanındaki sandalyede ise ilk başta gördüğüm uşağa benzeyen adam vardı.
Benim tam karşımda babalık vardı ve yanımdaki iki sandalye boştu. Masada değişik bir sessizlik vardı ki benden kaynaklı olduğunu düşündüm.
Yanımdaki sandalye çekilince bakışlarım oraya gitti.
Heves sandalyeye oturup " Ayten teyze bana az koy çok aç değilim" dedi ve böylece sessizlik bozuldu.
Bunun üzerine bunu fırsat bilip bende hemen atladım "bana da az koyar mısın?" diye sordum.
Bunu dememle babalık "sen yeseydin açsındır" deyince ona dönerek "iştahım yok" dedim oda uzatmadı. Yemekler gelince herkes önündeki yemeğe döndü.
Bu sefer de babalık sessizliği bozup bana bakarak "seni hevesin gittiği okula yazdırdım." dedi kafa sallamakla yetindim sonra devam etti.
"Koray da hem o okula gidiyor yalnız kalmazsın" dedi yine kafa salladım ve yemeğimden bir kaşık aldım.
Tekrar konuşarak "birde sana iyi bir psikolog bulurum iyi gelir."
Ağzımdaki lokmayı yutup boğazımı temizledim "hayır böyle bir şeye gerek yok" dememle
Koray "bence de gitmelisin" deyince sinirlenmiştim beni psikolojisi bozuk hasta olarak gördüklerine emindim.
"hayır, istemiyorum" dedim sakin kalmaya çalışarak.
Babalık "Koray haklı sonuçta anneni kaybettin bu zor olmalı gitmelisin" deyince aşırı sinirlendim tam bir şey diyecektim ki Heves araya girerek
"kız gitmek istemiyorum diyor neyi anlamadınız, demek ki ihtiyacı yok" dedi sesini yükselterek ve masadan kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH EŞİM
Paranormal"ruh eşim" Doktor bana bakmadan tekrar sordu "o kim?" gülümsedim "o benim yalnızlığım" "aslında o bir rüya sonra bir kâbus sonrada acı bir gerçek"