Kim Bilir?

228 16 2
                                    

Bölüm bir kaç aksaklık nedeniyle bu güne kaydı.  Aslında çarşamba günleri yayımlamamın sebebi perşembe günü boş olmam ve bölümü iyice kontrol edip atmamdı ama artık o günümde dolu bu nedenle bölümleri pazartesi atmayı planlıyorum ama daha kesin değil. Haftaya bunu deneyimleyip ölçeceğim uygunsa belirli bir rutin oluşturacağım. 

Söylemek istediğim bir şey daha var okunma sayısına göre oy ve yorum çok az, yorum yok zaten, bu da benim yazma hevesimi düşüren bir durum. Diğer hikayelerimde de hep söylerim, benim için önemli olan yorumlarınız ve eleştirileriniz ben hepsini okuyorum ve okuyacağım cevap yazmasam bile aklımın bir köşesinde yer edinecekler. Onları zaman zaman dikkate alacağım

Son olarak bu bölüm kısa olduğu ve geç geldiği için saat 21.30 da yeni bir bölüm daha yayınlayacağım. Keyifli okumalar ✨ 

...

Sabah çok da rahat uyuyamadığım uykumdan bir mesaj sesi ile uyandım. Savcı Reha'nın mesajıyla.  

Savcı Reha Bey

Nur, günaydın. 

Bu gün bir kafede buluşabilir miyiz? 

Ailen de gelirse iyi olur.

(8.56)

Muhtemelen sonuçlar çıkmıştı. Acaba sonucu bilerek mi yazmıştı yoksa öğrenmek için mi beni çağırmıştı? Hatta ailemi. Sonuçları sormadan teklifini kabul ettim. Aslında bazı sorular cevapsız daha iyi gibiydi mesela ailemin kim olduğu gibi. 

Aile gündemimiz yine ben işgal ettiğim için dün eve geldiğimizde de uzunca konuşmuştuk. Bu gün sonuçların çıkacağını bildiğimizden herkes planlarını iptal etmişti. Neşeyle pazar kahvaltımızı yapmaya çalışsak da benim için bunlar hep son olacak gibi geliyordu. 

Ailemi bulmam iyi mi olacak kötü mü? Nasıl insanlar acaba? Ali Bey çok ciddi biriydi acaba onunla nasıl bir iletişimim olacak? Altı kardeşlermiş, onlarla anlaşabilecek miyim? Bunlar gibi bir sürü soru peşimi bırakmıyordu.

Kahvaltıdan sonra savcının buluşmak için konum attığını söyledim. Herkes sonucu merak ettiği için gelmek istedi. Aslında babam buna izin vermeyecekti ama savcı yine mesaj attı.

Savcı Reha Bey

Bir de senin için sıkıntı olmazsa üçüzler de gelmek istiyor.

Gelsinler tabii bizde biraz kalabalık olacağız sanırım.

Tamam o zaman 1 gibi attığım konuma gelirsiniz.

Bu konuşmadan sonra ablamların gelmesinin sıkıntı olmayacağını söyledim. 

Sonuç olarak cümbür cemaat hazırlanıp küçük arabamıza sıkıştık. Hilal ablam her zamanki gibi biraz fazla süslenmişti. Her yerde kocasını bulabileceğini düşünmesi beni bitiriyordu. Onun süslenmesi ve elbisesinin ütüsünü bu kadar düşünmesi bizi de etkiliyordu. Arka koltuklardaki en geniş ve rahat yere oturunca Zehra ablam da benim kucağıma oturmak zorunda kaldı. Emir desen yazık ayaklarını sığdıracak yer aradı yol boyunca.

Babamın zaten bildiği bir yer olunca kolayca bulmuştuk mekanı. Oldukça gösterişli olan restoranda fazla insan yoktu zaten öğlen olduğu için umursamadım ama garsonun bizi üst kata çıkarmasıyla burasının özel olarak kapattırıldığı anladım ve ağzım açık kaldı resmen. Bir konuşma için bu kadara gerek var mıydı, emin değilim.

Darmadağın [biyolojik aile hikayesi]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin