First meeting

678 70 72
                                    

|ilk karşılaşma|

Oy sınırı:20Yorum bekliyorum [başlığı iyi okuyun]________Hyunjin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oy sınırı:20
Yorum bekliyorum
[başlığı iyi okuyun]
________
Hyunjin

Gözlerimi açmak istemiyordum. Vücudumu kaplayan ağrı bana acı veriyordu. En son yaşadığım şeyleri yarım yamalak hatırlıyordum.

Gözlerimi açtığımda başımda endişeli bir şekilde bana bakan Chan'ı gördüm.

"Hyunjin iyi misin nasıl hissediyorsun?" dedi Chan. İyi miydim açıkçası bende bilmiyordum.
Bileklerime baktım çok sıkı tutulmaktan morarmıştı. "İyiyim" dedim kısık bir sesle iyi olmadığımı o da biliyordu.

"Ben daha önce gelmediğim için üzgünüm Hyunjin" dedi. "Senin suçun değildi Chan." Beni o halde görmemesini isterdim ama yardım etmeseydi şuan daha kötü bir haldeydim. Ayağa kalkmaya çalıştığımda dengemi kaybettim. Chan destek vermek için elini sırtıma koydu. Dengemi sağladığımda yavaş adımlarla aynaya doğru yürüdüm. Kendime bakmak istiyordum.

Chan aynaya doğru gittiğimi farkettiğinde önüme geçti. "Hyunjin bence şuan aynaya bakma" dedi. "Çekil Chan" dedim. İstese bana karşı çıkardı ama önümden çekildi.

Aynanın önüne geldiğimde kendime bakmaya korkuyordum. Aynadan başka her yere bakmıştım. "İstemiyorsan gidelim" dedi Chan. Başımı hayır anlamında iki yana salladım ve aynaya baktım. Berbat görünüyordum. Alfaların ve Minho'nun yaptığı bir çok iz vardı.

"İzler..." dedim daha fazlasını söyleyemedim. "Minho sana vurdu mu?" dedi. Dudağım patlamıştı bunu alfalar yapmıştı ama Chan bilmiyordu.

"Hayır" dedim. "O zaman dudağın-" sözünü kestim. "Aynı gün alfalar vurdu" dedim. Bişey demedi sustu ne diyebilirdi ki?

Boynumda Minho'nun yaptığı izler vardı. Chan'ın üstüme giydirdiği siyah tişörtü kaldırdım. Vücudumda da çoğu yer morarmıştı. Dolan gözlerimi göstermemek için elimle yüzümü kapattım. Chan'ın bana kollarını sarmasını ve beni kendine çekmesini beklemiyordum sıkıca sarıldı sanki hiç bırakmayacakmış gibi...

"Seni koruyamadığım için üzgünüm bunu haketmedin" dedi. Göğüsüm hızla inip kalkıyordu ağlamamak için kendimi sıkıyordum. "Ağla Hyunjin ağla sorun yok" dediği şey ile daha fazla kendimi tutamadım göz yaşlarım onun tişörtünü ıslatıyordu. "Şşt geçti burdayım" dedi. Sıkıca kollarımı ona sardım.

Kollarımı yavaşça geri çektim o da aynısını yaptı ve birbirimizden ayrıldık. "Chan ben-" sözümü kesti. "Yapmam gerekeni yaptım" dedi. Hayır yapması gerekmiyordu beni orada bırakıp gidebilirdi.

"Minho nerede?" dedim. "Odasında, seni görmek için yalvardı ama izin vermedim" dedi. Odadan çıkmak için kapıyı yöneldim Chan'ın kolumu tutmasıyla duraksadım. "Onun yanına gitmeyeceksin herhalde Hyunjin" dedi. "Gideceğim isteyerek yapmadı Chan, kızgınlıktaydı" dedim. Bu dediğime kahkaha attı. "Sen ne hale geldiğini görmüyor musun Hyunjin!?"
dedi. Haklı olabilirdi ama ben Minho'yu görmek istiyordum.

"Chan bana bağırma onu görmem gerekiyor" dedim. "Aptal mısın Hyunjin o herifin sana zarar verdiğini göremiyor musun?" dedi. "Sende zarar verdin bana!" Sinirden ne dediğimi bilmiyordum ama bastırıcı içmemin sebebi Chandı evet o da zarar vermişti. "Ben artık seni anlayamıyorum Hyunjin" dedi ve kolumu bıraktı.

"Chan" ismini söyledim ama yüzüme bile bakmıyordu. "Git" dedi. Bişey demedim son kez ona baktım ve odadan çıktım.

Ayaklarım geri geri gitmek istiyordu ama ben tam şuanda Minho'nun kapısının önünde yarım saattir dikiliyordum. Kapıyı çaldım "Minho" dedim. İsmini bile zar zor söyleyebiliyordum. Kapı tek seferde açıldı.

Minho'nun gözleri ağlamaktan kanlanmıştı. "H-Hyunjin" dedi sesi kısılmıştı çıkmıyordu. Dudağı patlamış kaşında kurumuş kan lekeleri, elmacık kemiklerinde morluklar vardı. Hespini de Chan'ın yaptığına emindim. "Toparlan Lee seni arka bahçede bekliyorum" dedim.

Arka bahçede beklerken Minho'yu görünce oturduğum banktan kalktım.
"Hyunjin ben çok özür dilerim" dediği şey ile güldüm. "Özür dilemen birşey değiştirmez Minho" bunu dememi beklemiyormuş gibi şaşırmıştı. "İsteyerek yapmadığını biliyorum kızgınlıkta böyle olabilir ama canımı yaktın" dedim.

"Haklısın" dedi ve başını öne eğdi. "Bana bak!" dedim. Baktığında ne kadar üzgün olduğunu gözleriden anlıyordum. "Boyunumu ve bileklerimdeki morlukları görüyor musun?" dedim. "Ben çok üzgünüm Hyunjin ben sana asla bunları yaşatmak istemedim." dedi Minho. "Dediklerimi sana yalvarışlarımı hiçbir şeyi duymadın Minho" dedim gerçekleri yüzüne vurmak istiyordum. "Ben sevdiğim birine isteyerek zarar vermem Hyunjin!" daha fazla üstüne gidersem patlardı.

"Peki Minho sakın sana verdiğim şansı bir daha tepme yoksa bu son olur" dedim. "Seni seviyorum Hyunjin" dedi ve devam etti. "Sarılabilir miyiz?" dedi. "Şuan olmaz bu yaptığından sonra bir süre olmaz" dedim. "Evet doğru" dedi. "Sorun yok Minho daha fazla ağlama" dedim.

"Sana bunu nasıl yaptım kendimden nefret ediyorum" dedi. Daha fazla kendini hırpalamasın diye elimi omzuna koyucaktım ki titreyen elimi görünce geri çektim. "Sorun değil ben iyiyim" dedim. Daha fazla burada durmak istemiyordum. "Sonra görüşürüz" dedim ve fakültenin binasına doğru ilerledim.

Fakültenin binasına girdim birinin bana çarpmasıyla yere düştüm. "Ah çok özür dilerim iyi misin?" dedi. Elini uzattı elini tuttum ve ayağa kalktım. "İyiyim sorun yok" dedim. Bana çarpan kişiye baktım onu daha önce fakültede hiç görmemiştim.

"Bir sorun mu var?" dedi onu fazla incelemiştim galiba rahatsız olmuştu. "Hayır hayır yok sadece seni burada ilk defa görüyorum da o yüzden" dedim. "Yeniyim burda" dedi ve devam etti.

"O zaman kendimi tanıtayım ben Delta Han Jisung"

"Memnun oldum Beta Hwang Hyunjin"

_________

Beğendiniz mi?
760 kelima yazmışım
Diğer bölümde büyük ihtimal düz yazı olur ama belki text yazarım

Sizce Jisung neler yapıcak?

Jisung, hyunjin ile düşman mı yoksa arkadaş mı olur?

you are mine |Hyunchan|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin