4. Bölüm

209 24 16
                                    



👑👑👑

👑👑👑

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

👑👑👑






Ay Tanrısı Luna aşkına! Kusursuz sevgili diye bir şey gerçekten vardı ve bu kişi Jongin'in ta kendisiydi.

Kyungsoo her sabah günaydın mesajları ile güne başlıyor, her gece iyi geceler dilekleriyle gözlerini yumuyordu. İnce düşünceli ve sevgi doluydu Jongin. Kyungsoo'yu her sabah evinden alıyor, buna gerek olmadığını söylediğinde ısrar ederek, çıkışta evine bırakıyordu. Sırf Kyungso'yu eve bırakmak için iki ders arasında araç kullanması gerekse bile bunu yapmaya devam ediyordu ve başka bir işi olmadığı sürece kampüse birlikte geliyorlardı.

Kampüste el ele tutuşarak yürümek, her gün çiçekler ve hediyelerle şımartılmak, şık randevulara çıkarak üniversite günlerini tatlı bir aşkla geçirmek gibisi yoktu. Kyungsoo hiç uyanmak istemediği bir rüyanın içerisinde ana karakter olduğunu hissediyordu. Ayakları yere basmıyor, kalbi resmen havalara uçuyordu mutluluktan.

Tüm bunların yanında kemiklerine kadar hazla titremesine neden olan ve bütün arzularını doyuma ulaştıran ateşli sevişmelerinden bahsetmesine gerek yoktu herhalde. Jongin ile sevişmek öyle mükemmeldi ki Kyungsoo bir daha hiç kimsenin onu bu denli tatmin edebileceğini zannetmiyordu.

"Günaydın sevgilim." dedi arabaya binerken.

Jongin yaldızlı kurdelelerle süslenmiş koca buketi ona uzattı, en sevdiği çiçekti; gazanya. Papatyaya benzeyen ama daha büyük ve daha çeşitli desenleri olan görsel bir şölendi. Çiçek demetini kucaklayan Kyungsoo  "Beni şımartıyorsun." dedi gülümseyerek. "Tüm bunlara alışıp artık yeterince takdir edememekten korkuyorum."

Jongin Kyungsoo'nun gözlerinin içine onun daha önce hiç görmediği karanlık bir bakışla baktı. "Seni mutlu etmek için bir başka galaksi getirmem gerekirse onu alır getiririm."

"Hey, bu kadar abartmana gerek yok. Bana içten bir seni seviyorum sözün yeter. Arada sırada sürpriz hediyeler de fena olmaz tabi."

"Emredersiniz prensim."

Kyungsoo erkek arkadaşının saçmalığına içten bir kahkaha attı. "Benden daha genç olduğun için mi acaba? Utanç verici cümleleri bu kadar ciddi bir suratla söylemeye hiç utanmıyorsun."

"Sadece bir yaş var aramızda."

"Sahi, aramızda bir yaş var. Bana hyung demen gerekmiyor mu senin?"

"Amerika'da büyüdüm, kültür mültür saçmalık ben öyle şeyleri sallamıyorum dememiş miydin sen?"

"Öyle bir şey demedim uydurma."

"Dediğinden eminim oysa."

"Peki tamam. Benzer bir şeyler demiş olabilirim. Ama sallamıyorum falan demedim. Benimle rahat konuşman için seni rahatlatmaya çalışıyordum sadece. Buna ihtiyacın yokmuş zaten."

Lay Down Your Armor : Second ChanceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin