Öldüm mü?

9 1 11
                                    

Ölecem burada! Siz de arkamdan selâmı dinlersiniz!
Bu ne be çok sıkıldım. Allah'ım kaçırılmak çok sıkıcıymış! Kaç saattir tavanı izliyorum acaba?! Ben işkence çekmek istiyorum...
Mal...
Oha iç sesim sen konuşur muydun
Lazım olduğunda evet
O zaman niye beş saattir konuşmadın! Sıkıldım...
Başak sen kafayı bulunca geliyorum ben! Eskiden kafadan çatlak olduğun için hep konuşurduk ama şu Kuzey bir şeyleri değiştirdi herhalde artık arada bir gelebiliyorum
Harbiden Kuzey nerde acaba
Vallaha bilmiyorum
Sen biliyor olsaydın bende biliyor olurdum zaten pek sevgili iç sesim...
Biri mi geliyor?
Sus da bir dinleyeyim!
Cidden biri geliyor olmalıydı ki ayak sesi duyuyordum. Benim de duyularım iyice gelişti hani!
Kapı açıldı ve içeriye Emre bozuntusu girdi. Göz devirdim ve "Bende tam seni düşünüyordum, acaba öldü mü neden gelmiyor diye"
Emre ise hiç takmadan odanın içindeki diğer kapıya yöneldi.
Orda kapı mı vardı?!
Emre çıktığında elinde bir tane şırınga vardı. "Pişt nereye"
Bey efendi en sonunda bana döndü ve "Senin şu arkadaşın fazla sinir bozucu olmaya basladı" dedi ve gülümsedi. "Ne vericeksin ona!" diye kükredim. Emre ise hiç etkilenmemişti, halbuki az önce çıkardığım sesi 17 yıllık hayatımda çıkarmamıştım...
Emre bana bakıp "uyuşturucu..." dedi.
Si**ir! "Peki bir teklif versem" dedim. Bana döndü ve "Neymiş bakalım o?" dedi. Derin bir nefes aldım ve
"Yatmaktan uyuştum şurda, zincirlerimi çöz ayağa kalkayım dövüşelim kazanırsam Kuzey e bir şey yapma, sen kazanırsan bana istediğini yap. Ne dersin?"
"Olur"
Oha hiç düşünmedi!
Cebinden bir anahtar çıkarttı ve zincirlerimi çözdü.
Ayağa kalktım ve pozisyon aldım.
"Hazırsan..." dedim ve göz kırpım. Uğursuz bir kahkaha attı ve "Her zaman" dedi. Ve o da pozisyon aldı.
Zamansız olarak tekmemi ona doğru savurdum. O ise tekmemi havada tutup beni geriye doğru ittirdi. Tamam yumruk deneyelim! Bu sefer hızla üzerine koşup göğsüne yumruğu tam gecirecekken bileğimi tuttu ve beni kendi etrafımda döndürerek sırtımı, kendi göğsüne dayadı ve şırıngayı boynuma batırdı.
HAYIR!
Kuzey Karaca
Şu iplerden kurtulmanın bir yolunu bulamlıyım! Aptallar zaten yanımda kimseyi bırakmadılar! O sırada aklıma Başak ın tokası geliyor. Tabii ya! Tel toka ile ipi kesebilirim! Ellerimi kıvrak bir şekilde kullanarak cebimden tel tokayı çıkarttım ve ipe sürtmeye başladım. Evet bu biraz uzun sürebilir... Gerçi ip ince o kadar uzun sürmez.
Yarım zaat sonra
Bilegim artık uyuşmuş olsa da sonunda ip kesildi! Hemen ayağa kalktım. Başak ı bulmam lazım! Ama dışarı cıkamam...
Odamın köşesinde, yerde takım elbise ve güneş gözlüğü vardı. Tabii ki onlar gibi görünmeliyim!
Kıyafetleri giydim ve dışarı çıktım. Başak ı bulmalıyım!
Şansıma odaların yanında camlar da vardı, yürürken camlara göz atıyordum. En sonunda bir tanesinde Başak ı gördüm.
Ay sonunda!
İçeri girdiğimde Başak yatağa zincirlenmiş şekilde yatıyordum bayılmış mı lan bu?
"Başak?"
Başak yerinden sıçrayarak kalktı "ananı s** ne var be" diye bağırdı sonra karşısında beni görünce "oha öldüm galiba?" dedi. Güldüm ve "ölmedin aşkım ben gerçeğim ve Burdan gidicez" dedim. Ve elimdeki tel toka ile Başak ın zincirlerini açtım. "Sana dokunmadı değil mi?"
"Hayır, sen iyi misin?"
"Evet"
Başak ın sanki söylemek istemediği bir şey var gibiydi ama üzerine gitmedim
Şurdan bir çıkalım da!

Normalde böyle not yazmam ama uzun süre bölüm atmayıp, atınca da kısa attığım için çok özür dilerim canlarım); ama söz bir sonraki bölüm daha uzun olacak💋

Zaman OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin