Başak bir deney sonucu 2123 yılına gider ama deney başarısız geçer ve Başak bu zamanda mahsur kalır ve daha sonra onunla birlikte mahsur kalan Kuzey ile tanışır bakalım ikili bu zamandan çıkmak için ne yapacak
İnsan bazen sinirlenince asla yapamayacağı şeyleri yapabilir tek gereken gözünün kararması... Bende böyle bir insanım gözüm kararınca... Aklım başımdayken asla yapmayacağım şeyleri yapabilirim... Adam öldürmek gibi... Bir de sevdiği için yapmak vardır. Biri sevdiğine sataşınca veya laf söyleyince o kişiyi gebertmek istersiniz normal şartlarda bir iki dayak atarsınız belki ama biz normal şartlarda değildik... Ben ise ikisi arasında kalmış biriyim o adam Kuzey e laf atınca gözüm karardı ve asla yapmayacağım bir şeyi yaptım... Peki şimdi ne olacak... Ben bunları düşünürken kapım çaldı "Gel..." Kuzey elinde bir tepsiyle içeriye girdi ve "Kendini odaya kapattın en azından bir yemek getireyim dedim" dedi ve gülümsedi. Bende gülümsemeye çalıştım ama benimki zorlama ve buruk bir gülümseme oldu. Tepsiye bakınca küp şeklinde kesilmiş hindi ve patates püresi olduğunu gördüm. Üstelik yanında da şarap vardı. Kuzey e soru sorar gibi baktım o da "Bence kafayı dağıtmaya ihtiyacın vardı" dedi. Ve daha sonra ekledi "Yemekten sonra içeceksin ama"... Bende yavaşça yemeğimi yedim ve daha sonra şaraba uzandım. Tam bir yudum alacakken Kuzey durdurdu ve "Bensiz mı kafayı bulacaksın" dedi. Keyfim yavaş yavaş yerine geliyor "Seni sarhoşken merak ediyorum" dedim ve bu sefer içten bir şekilde gülümsedim. Kuzey de sırıttı ve "Mutfaktan şarap şişesini getirip geliyorum bensiz bir yudum bile almaya kalkma!" dedi ve odadan çıktı. Seni hak edicek ne yaptım acaba Kuzey? Beş dakika sonra Kuzey elinde şarap şişesi ve bir kadehle geldi ve yanıma oturdu. "E o zaman bir pisliği öldürmenin şerefine mı?" dedi. Bende kıkırdadım ve "Bir pisliğin ölümünün şrefine" dedim ve kadehleri tokuşturtuk. Bir kadehi bitirmiştik bile ben Kuzey e baktım ve "Biraz daha içsek?" dedim. Onun da hoşuna gitmiş olmalı ki kadehleri doldurmaya başladı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
çmeye başladığımızda "Biliyor musun değisik bir şey oldu. Bilgisayarda artık 2124 yazıyor yani bu gün yılbaşı" dedi. Ve "yılbaşın kutlu olsun" dedi. Gülümsedim ve "Seninde öyle" dedim. Sanırım en özel yılbaşını bu sene geçiriyordum. "O zaman yılbaşında kafayı bulmaya ne dersin" dedim. Kuzey bana inanmaz gibi baktı ve "Neden?" dedi. İnşallah o imayı yalnış anlamışımdır"Bu bizim geleneğimiz, ailecek her yılbasında içerek kafayı buluruz ve her sene annemle babam izin isteyerek kendi odalarına gider biz de kardeşimle dışarı çıkar ve barlarda içmeye devam ederdik. Yılbası serbestçe içki içebildiğimiz tek gündü" dedim. Kuzey bana baktı ve "Deliliğin nerden geliyormuş anlamam iyi oldu" dedi ve "Bu seferlik kabul" diyerek ekledi. Bende yatağımın altına gizlediğim birayı çıkarttım ve "Şarap ne kadar şık olsa da kafayı bulmak için bira daha iyi" dedim. Gülümsedi ve kabul etti. İçtik Hiç içmediğimiz kadar içtik bu gece Midem bulanıyor ve başım dönüyordu Kuzey de aynı durumda olmalı ki "Başak bence biz fazla kafayı bulduk" dedi ve yataktan kalkıp odamdaki lavaboya girdi. Ben ne olduğunu anlamadan öğürme sesleri geldi. "İgrencsin Kuzey! Sifonu çek bari!" diye bağırdım. Bence o kadar sarhoş değilim ya! Sonuçta algılarım açık hâlâ Kuzey ise daha berbattı ben beş kadeh içtiysem o on kadeh falan içmişti. Yalpalayarak yanıma geldi ve "Başak başım çok dönüyor bana limonlu karbonat yapabilir misin" dedi. Onun kolundan tutup yatağa yatırdım ve "Yat sen ben limonlu karbonatı getiririm" dedim ve odadan çıktım. Limonlu karbonat sarhoşken mideye en iyi gelen şeylerden biridir özellikle o limon misket limonuysa. İnşallah evde misket limonu vardır. Mutfağa indim ve buzdolabını actım. Bingo! Misket limonu vardı. Hemen bir tane aldım ve ince ince dilimlemeye başladım. Bardağa döktüm ve üzerine bir paket karbonat attım. Daha sonra içine su doldurdum ve soğuk daha iyi gittiği için bir iki buz küpü attım. Bardağı aldım ve odama doğru yürümeye basladım. O sırada salon penceresindeki karaltı dikkatimi çekti... O-o bir ajan! Hemen odama gittim ve kapıyı arkamdan kapattım Bunlar da ne biçim ajan neden kendilerini belli ediyorlarsa! Kuzey çoktan yatakta sızmıştı ve çok tatlı görünüyordu... Her ne kadar onu uyandırmak istemesem de buna mecburdum çünkü bu şekilde daha zor toplanırdı eğer limonlu karbonatı içerse daha rahat ederdi. Ama nasıl iyandıracağım ki? Yavaşça saçlarına dokundum ve daha sonra elimi hemen çekip omzuna hafifçe dokundum... Kuzey sarsılmış bir şekilde kalktı ve bir anda yatakta oturur pozisyon aldı. Bende karşısına oturdum ve limonlu karbonatını verdim. "İçtikten sonra uyursun" Kuzey ise kıkırdayarak bardağı elimden aldı ve "Tamam anne" dedi. Kahkaha attım "Benden iyi bir anne olmaz" Kuzey inanmıyormuş gibi baktı ve "Harika bir anne olursun" dedi. Bir dakika Kuzey şu anda sarhoş yani hep doğruyu söyleyecek Kuzey e baktım ve"Beni seviyor musun" dedim. Baktı ve "Bütün kalbimle" dedi. Asıl ürkütücü olan kısım şimdi başlayacak "Peki benimle ne yapmaktan keyif alırdın" "Keyif mi?" "Evet" "Sevişmekten keyif alırdım" "Ne!" "Evet hatta zevkten dört köşe olurdum" dedi sırıtarak Şu an sarhoş... Şu an sarhoş... Şu an sarhoş.... "Pekala... Uykum geldi benim. Birlikte uyuyalım mı" dedim. Sanki hiçbirsey olmamış gibi bunu dedim evet! Sonuçta Kuzey sarhoş değilken kendini tutabilen biri bu yüzden endişelenmeme gerek yok... Kuzey " Ne zaman istersen" dedi. Ve yatağa uzandı. Bende ışıkları kapattım ve yanına yattım. Şu an derin bir uykudayım... "Ne oluyor burda! Başak ben senin yatağında ne yapıyorum!" diyen bir sesle yerimden sıçradım. "Ha ne?" Komodinin üzerindeki saate baktım. Saat gecenin üç bucuğu! "Sonunda kendine geldin Kuzey bey!" dedim. "Sana yılbaşı hediyem olsun!" diye ekledim. Sonuçta sarhoşken benimle yatmak için hevesliydi. Kuzey bana baktı ve "Bu son... Söz bu senin yatağında son yatışım" dedi. Ve arkasını dönerek yattı bende uzandığım yerden "Bu gece sana sarılabilir miyim" dedim. Kuzey inanmaz gibi bana baktı ve sonra da "ta-tabii" dedi. Bana doğru döndü ve kollarını açtı. O derin okyanusun içine çekilmek ister gibi ona doğru gittim ve kollarının arasına girdim. İkimiz için de güzel bir başlangıç!
