Dönüyoruz!

4 1 0
                                    

Allah tan zincirlememisti de yatmak zorunda değildim. Ayağa kalktım ve yavaşça giyinmeye başladım... Kaçmamız lazımdı... Kuzey i bulmam gerekiyordu.

Nasıl yapacaksın?

Tam da ihtiyacım varken geldin! Kendi aramızda tartışalım ve bir yol bulalım.

Tamam şimdi kapının kilidini açsan sana yetiyor aslında

Burda tuvalet var mıdır?

Yan kapı tuvalettir belki?

Mantıklı, bakayım.

Yavaşça yanda neredeyse görünmeyen kapıya gittim ve açtım. Tuvalet!

İçeriye girdim. Küçük, daire ve pis bir ayna ve lavabo, yanında ise klozet vardı. Tabii ki duşakabin yoktu! Ama bana ayna yetiyor!

Bütün gücümü topladım ve aynaya yumruk attım.

ŞANGIRT!

Elimin boğumlarından kanlar akıyordu ama umurunda bile değildi. Çünkü aynayı kırmıs ve kendime silah olarak kullanabileceğim bir şey yapmıstım. En büyük ve sivri parçayı alıp banyodan çıktım.

Ellerim kanıyordu ve yüzüme de cam fırladığı için yüzümde kücük çizikler vardı.

Şimdi! Saçındaki tel toka ile kilidi aç!

Tel tokayı saçımdan çıkarttım ve kilide soktum. Da böyle açılmaz ki!
Tokayı geri çıkardım ve ucunu anahtar gibi kıvırdım. Ve tekrar deliğe soktum.

Açıl, lütfen açıl

KLİK!

ellerimi ağzıma bastırdım çünkü çığlık atmak istiyordum. Yavaşça dısarı çıktım. Amatör! Kapıma adam bile yerleştirmemiş! Şimdi Kuzey i bulmam lazım...

Yavaşça koridorda yürüdüm. O sırada bir odanın camından mavi ışıklar geldiğini gördüm. Bileklikler ve güç taşı! Evet o akü benzeri mavi taşa güç taşı diyorum!

Ama içeride adamlar da vardı. Cam parçasını sıkıca kavradım ve kapıya tekme atarak içeriye girdim. Ve sanırım kapıyla birlikte bir kişiye daha tekme attım!

Adamlar hemen bıçaklarını çıkarttı ve bana doğru gelmeye başladılar. Sanırım burda silah taşımıyorlar.

Odada zaten üç adam vardı ve ben bir tanesini yalnışlıkla bile olsa şimdiden indirmiştim. Diğeri bana doğru gelirken tekme attım ve bıçağını düşürdüm. Cam parçasını adamın göğsüne sapladım ve diğerine döndüm.

Bıçağı ile koluma hamle yaptı ve kolumu çizdi ama o sırada kolunu tutup adamı kendime çektim ve camı onun da kalbine sapladım.

Bu iş böyle yapılır aga!

Bileklikleri aldım ve dışarı cıktım. Kuzey nerdesin ya? Yürümeye devam ettim ve biraz ilerde bir odanın camında. Kuzey i gördüm. Ve bu amatörler Kuzey in başına da adam koymamış! Ağız tadıyla aksiyon yaşayamam mı ben!?

Odaya daldıgımda Kuzey ilk irkilse de sonra gözleri parladı. Kuzey in de iplerini çözdüm ve kolundan tutup koridora çıkardım.

El hareketleri ile ne yaptığımı k8saca anlattım. İnşallah anladı.

Beni anlamış olacak ki başını salladı ve üst kata yöneldi. Bir üst katta Emre nın odası vardı. Ve başında bu sefer adamlar da vardı.

"3, 2, 1 sana saldırana saldır Kuzey!" diye bağırdım ve adamların üzerine koştum.

Üzerime doğru koşan bir adamın karnına cam parçasını soktum. Bundan sonra kick boksunu konuştur Başak!

Ve öyle de yaptım. Yerde yatan adamların yanından geçerken "Eğitimsizler" dedim ve güldüm. Ve adamlardan birinin silahını aldım. (Emre nın kapısında bekleyenlerin silahı var). Kuzey de aynısını yaptı ve içeri girdik.

"Baskın!" dedim alaycı bir sesle. Emre nın yüzündeki şaşkınlık ise görülmeye değerdi.

Beni şaşırtacak şekilde ellerini kaldırdı ve "Ne istiyorsunuz?" dedi. Kuzey silahını Emre ye doğru tuttu ve bende bileklikleri çıkarıp gösterdim.
"Bunlar ne işe yarıyor?"

Emre derin bir nefes aldı ve anlatmaya başladı;
"Onlar zaman makinesi ve kare taş da onların şarj aleti gibi düşünün, bu bileklıklerin taşlarını birbirine sürterseniz çalışırlar" dedi.

Sırıttım ve Kuzey e işaret verdim. Kuzey anında silahı ateşledi ve Emre den kurtulmuş olduk.

Derin bir nefes aldım ve "Dönüyoruz!" dedim heyecanla.

Dönüyoruz!

Zaman OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin