Ben sevmeyi bilmem ki?!

9 1 6
                                    

En mantıklısı akşam yemeğini hazırlayayım ben yoksa bu manyak beni fena döver gerçi ben onu döverim ama neyse bu küçük detaya çok da gerek olduğunu sanmam. Ama daha öğlen akşama çok var. En iyisi Kuzey'e bulaşayım. Kuzey salonda oturuyordu hemen yanına atladım ve "Kuzey" dedim. Kuzey yorgunlukla yüzüme baktı ve "Hı?" dedi. Enerjisi nerde bu manyağın "Birşeyler yapalım mesela doğruluk mu cesaret mi?" Kuzey önce bir düşündü daha sonra "İki kişi oynayamayız" dedi. "O zaman ok atalım sen geleneksel okçuluk biliyor musun?" diye sordum. Basını iki yana salladı "peki modern?" dedim. O da "Hayır Başak zaten sırtım ağrıyor 'dengesizin biri' sırtıma tekme attı!" dedi. O zaman tek çarem sohbet etmek. "Sohbet edelim o zaman" dedim. Kuzey uzun uzun yüzüme baktı ve "Olur" dedi. Haydi bismillah gazam mübarek olsun "Ama ne konuşcaz ki?" dedim. Kuzey gülerek yüzüme baktı ve "Biliyor musun enerjim bir anda yerine geldi hadi bana geleneksel okçuluğu göster" diyerek ayağa kalktı ve ön kapıdan bahçeye çıktı Allah'ım bu çocuk tam manyak "Bekle!" diye bağırdım arkadından Şimdi siz oku, yayı ve atış tahtasını nerden buldunuz diyorsan bahçede varlar zaten Bahçeye çıktığımda Kuzey ok ve yaylardan almıştı Ama duruşu tamamen yalnış ki! Hemen Kuzey in yanına koştum "Dur! Kuzey oku öyle tutarsan parmağın kırılır!". Kuzey bana baktı ve "Duruşu göstersene" dedi. "Of tamam, vücut karşıya bakacak sadece kafan ve kolun hedefe doğru olacak ayrıca bileğim dimdik yüz seksen derece açıyla arkaya gidecek sen ne yapıyorsun öyle iki yüz derec açıyla kolun niye aşağıya gidiyor olğlum" dedim. Baktım Kuzey bana şaşkın şaşkın bakıyor bende duruşu gösterdim.

 Baktım Kuzey bana şaşkın şaşkın bakıyor bende duruşu gösterdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Böyle de durabilirsin herhalde Kuzey!" dedim. Bana baktı ve duruşu tek seferde yaptı "Sen bunu ilk kez yapmıyorsun değil mi?" diye sordum Kuzey omuz silkti ve "Senin anlatmam hoşuma gidiyor" dedi. "Kuzey sus hadi! Üç atış var tahtanın tam ortasını vuran kazanır."...

"Ya Kuzey yeter artık sıkıldım ben!" diye bağırdım. Kuzey ise "Okçuluktan sıkılmış olamazsın ya!" dedi. Bende "İyi sen ok atmaya devam et ben bahçenin bir köşesinde kick boks çalışıyor olucam ama önce üzerimi değistireyim" dedim. Kuzey de yüzüme bakıp "Sen bilirsin güzelim" dedi. Bana güzelim demeyi bırakması gerekiyor çünkü orangutana benziyorum!

"Ben geldim!" evet tam 20 dakikanın sonunda giyinebilmiştim. Ne var azıcık yavaşsam. Üzerime siyah uzun kollu bir ceket altıma ise mayo denilebilecek bir şort giydim ve ayaklarıma da bot giydim. Neden bilmiyorum ama siyah bot giymek istedim.
Kuzey i rahatsız etmeyecek bir köşeye gittim ve boşluğa doğru tekmelerimi savurmaya başladım

Kuzey i rahatsız etmeyecek bir köşeye gittim ve boşluğa doğru tekmelerimi savurmaya başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1 saat sonra

Of Allah'ım nefes nefese kalmışım. "Biraz mola iyi gelebi..." Ne! "Kuzey sen bir saattir beni mi izliyorsun!" diye bağırdım evet karşımdaki adam bana bakıyor ve nasıl diyeyim etkilenmiş gibi bakıyordu. Çarpıcam ağzının üzerine bir tane Kuzey sırıttı ve "Olabilir" diyerek omuz silkti. Kuzey bittin sen bu sefer bittin "Ben en son senin omurganı kırıyordum sanırım!" diye ona bağırdım Başak sinir sana dokunuyor "Kuzey içeri geç çok yorgunum bak seninle uğraşamam!" dedim. Kuzey ellerini havaya kaldırıp "Tamam prenses kızma" dedi. Prenses nerden çıktı ya! Ben diyorum çirkinim bu diyor güzelim ,ben diyorum normal bir insanım bu diyor prenses, ben diyorum ben türküm bu diyor japon kızı! Delircem! "Kuzey saat kaç?" diye sordum bileğini havaya kaldırdı ve saatine baktı "17.35" diye cevap verdi. "Ne!" diye bağırdım benim yemek saatim 18.00 ya yirmi beş dakikada ne yapabilirim ki Çorba ve haşlama tavuk! "Tamam yemek bende Kuzey sen sadece uslu uslu otur!" dedim. Kuzey ise anlamsız bir şekilde bakıyordu. "Neden telaşa girdin?" dedi. "Neden olacak benim yemek saatim 18.00 ve yirmi beş dakikada yetiştirmem gereken bir yemek var!" dedim. Kuzey sırıttı ve bu muydu der gibi baktı ve içeri gitti.

Yirmi beş dakika sonra

Helal olsun bana be! Yirmi beş dakikada neler neler yaptım. Abartma Başak tavuk haşladın ve tarhana yaptın sadece Olsun! Bu da bir başarı. "Kuzey! Gelmezsen hepsini ben yerim bakk!" diye içeriye seslendim. Kuzey ikiletmeden geldi ve masaya oturdu ama bir terslik var gibi sanki biraz durgunlaşmış "Kuzey ne oldu?" diye sordum. Kuzey basını kaldırdı ve "Birşey konuşmak istiyorum" dedi. Anlamadım ne konuşucaz ki "Söyle Kuzey." dedim. O da yüzüme bakıp "ama bu aramızda hiçbir şey değiştirmesin" dedi. Of Kuzey lafı fazla uzatıyorsun "Tamam" dedim. Kuzey derin bir nefes aldı ve "Başak ben seni seviyorum" Kuzey sakin ol çünkü şu an bana yürümüyor resmen uçuyorsun! "Kuzey öncelikle anlamam lazım yalnış anlamadım değil mi sen beni mi seviyorsun!" dedim. Kuzey sıkıntıyla iç çekti ve "Evet" dedi. Ama ben yapamam ki! Kuzey'in yüzüne baktım ve "Kuzey ben sevmeyi bilmem ki!" dedim. "Kuzey ben elime yüzüme bulaştırırım" dedim. Kuzey bana baktı ve "Hey! birlikte başarırız" dedi. Hayır anlamıyor "Kuzey anlamıyorsun ben on bir yaşımda yatılı bir koleje yatırıldım ve ailem bir daha beni görmeye gelmedi. Kuzey ben ailemi sevmeyi bile bilmiyorum bir insanı sevemem hem hem daha yeni tanıştık Kuzey yapamam! Bana biraz zaman lazım" dedim. Dudağım titrerken konuşmak hiç de kolay değildi o yüzden "Biraz ha-hava alıcam o-ondan sonra ko-konuş-konuşalım" dedim ve masadan kalktım. Koşarak bahçeye çıktım. Kuzey beni anlamıyordu ben dört yıldır ailemi hiç görmüyorum ve kimseye de kendimden daha çok bağlanmadım şimdi bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum işte bilmiyordum! Omzumda bir el hissettim. Arkamı dönünce Kuzey i gördüm. "Hadi ama Başak bu benim için de bir ilk!" dedi. "Ama Kuzey ben sevmeyi beceremem ki hem ben daha hazır değilim. şimdiye kadar sadece iki kişiyle iyi anlaştım ama onları hiç sevemedim ailem beni koleje bıraktığından beri ben kimseyi sevemiyorum Kuzey ben kendimi bile bazen sevemiyorum" dedim. Kafamı kaldırıp Kuzey'in yüzüne baktım "Kuzey ben sevmeyi beceremem..." dedim. Kuzey bana baktı ve "Hey! okçuluk ve kick boksta bir numarasın Allah bilir daha bilmediğim kaç yeteneğin var sevmek gibi kolay bir şeyi de becerebilirsin" dedi. Hayır Kuzey hiç kolay değil sevmek hiç kolay değil. Hem seversen bir daha o kişiyi bırakamazsın bağımlılık gibi olur o yüzden çok zor "Kuzey senin için basit ama benim için zor... Sevmek zor değil sevdikten sonra olanlar çok zor Kuzey. İnsan sevdikten sonra sevdiği kişiyi bırakamaz onu kaybederse bu onda çok büyük bir yara açar be-ben bunu yapamam!" dedim. Gözlerimde biriken göz yaşları firar etmek için uğraşıyordu. Kuzey bana uzun uzun baktı ve "Başak sen beni çoktan sevdin ama haberin yok" dedi ve sarıldı. Haklı. Onu çok seviyordum Gözlerimdeki damlalara daha fazla direnemedim ve göz yaşlarım gözlerimden firar etmeye başladı yavaşça kafamı kaldırdım ve "Kuzey biraz tek başıma yürümek istiyorum yarım saate dönerim" dedim. O da yüzüme uzun uzun baktı ve "Tamam silahını yanına al" dedi. Ve saçlarıma bir öpücük kondurdu. Bende ondan ayrıldım ve "Görüşürüz Kuzey" dedim. Ve bahçe kapısından dışarı çıktım.
Yürümek ruhuma her zaman iyi gelir kesin yine iyi gelicek

Zaman OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin