Gözlerimi açtım, sağıma baktım ama Hyunjin orada değildi. Nereye gitti acaba? Derken kapının açıldığını fark ettim.
"Günaydın sevgilim."
"G-günaydın."
"Aç mısın? Yiyecek birşeyler getirdim."
"Teşekkür ederim."
"Teşekkür mü edersin?"
Diyecek bir şey bulamadım. Neden böyle söylemişti ki?
"Ee, istediğin bir şey var mı?"
"Onigiri'yi verir misin?"
(Bilmeyenler için. Onigiri ⬇️)
Tepsideki Onigiri'yi aldı ve yavaşça paketini açtı, ardından ağzıma uzattı. Elimle Onigiri'yi tutacakken elini geri çekti.
"Hadi, aç ağzını."
"Hyunjin, çocuk değilim."
"Mızmızlanma o zaman."
Bıkmışcasına iç çektim ve ağzımı açtım.
"Aferin benim civcivime."
"Civciv mi? Nerden çıktı şimdi bu?"
"Kalbimden."
Gülümsedim. Kalbimin daha hızlı atmaya başladığını hissettim ve pencereye bakmak için kafamı çevirdim. Dışarısı çok güzeldi. Pencerenin önünde büyük, uzun ağaçlar ve kuş sesleri vardı. Çok rahatlatıcı bir yerdi. O sırada aklıma Seungmin geldi. En son Kore'ye geleceğini söylemişti. Ondan sonra hiç konuşmamıştık.
"Hey, Hyunjin."
"Evet?"
"Telefonum nerede?"
"Ah, sana söylemeyi unuttum. Jay, herhangi birini aramaman için onu parçalamış."
"Ah... Peki"
Üzülmüştüm, o telefonu kendi harçlıklarımla almıştım. Ve şuan alacak param bile yok..
"Neden ki?"
"Bir arkadaşımı arayacaktım."
"Peki, benimkini al."
"Teşekkür ederim."
Hyunjin'in telefonunu aldım, açtım ama şifre vardı. Telefonu geri uzattım ve şifreyi girmesini istedim.
"Şifreyi girer misin?"
"251098"
"Söylemene gerek yoktu.."
"Unutmadan gir hadi."
Şifreyi girdim ve telefonu açtım. Aramalar kısmına Seungmin'in numarasını yazdım ve aradım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hurt {Hyunlix}
FanfictionHikaye benim değildir, yazar @Hyunnstaa'dır. Ben sadece hikayenin devamını yazıyorum ve yayınlıyorum.