" Sen yoktun,benim hayatımda ışık da yoktu. Sen geldin ve ben ışıkla tanıştım. Ama sen galiba bana karanlığı daha çok yakıştırdın... "
Keyifli okumalar...☺️
______________________________________
Işık'ın anlatımından
Yine bir terapi günüydü. Bir haftadır doğru dürüst uyuyamıyor,hatta yemek bile yiyemiyordum. Merih'in verdiği ilacı içtiğimde biraz sakinleşip uyuyor ama yine bir kabusla uyanıyordum. Kabuslarım peşimi bırakmıyordu.
Ama yine de gidecektim o terapiye çünkü hafiflediğimi hissediyordum. Anlatmak bana iyi geliyordu,ama sadece anlatmak değil,Merih de bana iyi geliyordu,bunu kendime itiraf edebilmiştim.
Kiyafetimi giyindikten sonra aynanın karşısına geçtim ve saçlarımı taradım. Sevmediğim bu yüzden hep kısa kestirdiğim saçlarıma baktım bir süre.
Kendime baktığımda uykusuzluktan morarmış gözaltlarımı gördüm,ama umursamadım ve makyaj yapmadan odadan çıktım. Tam merdivenleri inerken telefonum çaldı,klinikten arıyorlardı.
I: Alo
S: Merhaba,Işık hanım,Seda ben
I: Dinliyorum
S: Bu gün terapiye gelmeyin,Merih bey hastaymış,gelemedi bu gün,bu yüzden tüm randevularını iptal ettik. Iyileştikten sonra kendisi başka bir gün bu gün yerine çağıracak sizi
I: Peki,Seda,teşekkürler
Diyip telefonu kapattım. Yüreğime bir karanlık çökmüştü,endişelenmiştim.
Bu yüzden odama geri dönüp onu aradım. Bir kaç kez çaldıktan sonra tam vazgeçip kapatacakken açtı telefonu.
M: EfendimHasta olduğunu bilmesem bile sesinden anlardım. Sesi çok kötü geliyordu ve fazla halsiz olduğu belliydi.
I: Merhaba,iyi misin? Hastaymışsın
M: Iyiyim
Dedi ama iyi olmadığı belliydi.
I: Dikkat et kendine,sıcak yemek falan ye. Söyle çorba yapsın evdekilerBir kaç saniye sessizlik oldu.
M: Işık,evde çorba yapabilecek kimse yok,ben bekarım.Aslında evli olduğunu düşünmemiştim ama evde annesi,kardeşi ya da en azından ev işlerini yapan biriyle kaldığını sanıyordum.
I: Kusura bakma,düşünemedim. Bir şey ister misin?
M: Hayır,teşekkür ederim. Sen iyi misin?Bu haldeyken bile beni düşünüp sorması gülümsetmişti beni çünkü bu "Iyi misin?" cümlesi sıradan bir hatırsorma cümlesi değildi. Geçen haftadan sonra nasıl olduğumu merak ediyordu.
I: Iyi olabildiğim kadar iyiyim
M: Sevindim...Bir kaç güne çağırırım seni-
Dedi ve cümlesini tamamlayamadan öksürmeye başladı. O krize girmiş ve boğuluyormuş gibi öksürürken kalbimin acıdığını hissettim. Sakinleştiğinde
I: Doktora gittin mi?
M: Doktor sevmem ben. Ayrıca her hasta olunduğunda da doktora gidilmez öyle (öksürür)
I: Tamam,tamam fazla konuşma sen,yorma kendini,halsizsin zaten. Kendine iyi bak,çabuk iyileş. Görüşürüz
M: GörüşürüzTelefonu kapattım ve alt dudağımı dişlerimin arasına aldım,bunu üzgünken yapardım. Odaya geri dönüp üstümü değiştirdim ve mutfağa indim. Selin bir şeyler hazırlıyordu.
S: Bir şey mi istemiştiniz,Işık hanım?
I: Yok,Selin,sen işine bak
Diyip kendime meyve suyu döktüm ve mutfaktaki sandalyelerden birine oturdum. Düşünceli şekilde oturduğumu gören Selin
S: Işık hanım,iyi misiniz?Bu konuda bana yardım edebilecek tek kişi oydu,bu yüzden ona sormaya karar verdim.
I: Benim bir tanıdığım var ve çok hasta. Bekar da bir erkek evde kimsesi yok. Yani üzüldüm ona. Yapabileceğim de bir şey yok.Adını söylememiştim ama Selin tebessüm edince doktoru kasdetdiğimi anladığını anladım ve utanarak bakışlarımı kaçırdım.
S: Yani ister misiniz bilmem ama isterseniz ben bir çorba yapayım,götürsün bizim çocuklar.