" -Neden hiç kimseye,hatta arkadaşlarınıza bile bir şeyleri anlatmaktan kaçıyorsunuz,dedektif?
- Biliyor musunuz,Nimet bey,bence sizi dinlemeyen,dinlese bile anlamayan,
sizin acınızı kendi kalbinde hissetmeyen insanlara bir şeyler anlatmaktansa,ağaçlara,suya,ne bileyim kediye,köpeğe derdinizi anlatmak daha iyidir.
- Size 'deli' diyorlar ama aslında en normal olanımız sizsiniz
-Yanılıyorsunuz,ben sıradışıyım...Ve insanlar için farklı olan insanlar 'deli'dir..."
Keyifli okumalar...🖤
______________________________________
Işık'ın anlatımından
Telefonumun çalmasıyla zar zor açmıştım gözlerimi. Arama sesi kesilince tekrardan uyumak istesem de saate bakıp 10:42 olduğunu gördüğümde gözlerim faltaşı gibi açılmıştı. Yatakta oturur pozisyona geldiğimde dün akşamı hatırlayıp gülümsedim ve parmaklarım istemsizce dudaklarıma gitti. Dudaklarının sıcaklığını hâlâ hissederken içimdeki o huzur hissi artıyordu. Ayaklanıp lavaboya gittim,gelip giyindim ve aşağıya indim. Merih'in işte olduğunu düşünmüştüm ama aşağı indiğimde sofrayı çoktan hazırlamış,kanepede oturup telefonuyla uğraşan ve benim uyanmamı bekleyen Merih'le karşılaştım. O beni hâlâ farketmemişti,ya da farketmemiş gibi yapıyordu ama ben onun sırtına bakarken bile kızardığımı hissettim.
I: Günaydın
M: Günaydın
Diye cevap verdi telefonundan gözünü ayırmazken. Her ne yapıyordu bilmiyorum ama bir şeyler onun istediği gibi gitmiyordu,
kaşlarının çatılmasından belliydi.
Telefonu kenara bırakıp ayaklandı ve yüz yüze geldiğimizde mutlulukla gülümsedi. Yanıma gelip elini belime koydu ve tereddüt etmeden beni kendine çekip sarıldı. Burnunu saçlarıma dayamışken benim boyum onun omzuna yetiyordu bu yüzden ben de burnumu onun boynuna doğru yaklaştırıp derin bir nefes aldım kokusuyla.
Geri çekildiğinde
I: Merih...
Dedim çekingen tavırla. Az önce diyeceğime ne tepki vereceğini bilemedim.
M: Efendim,güzelim
I: Ben bir şey isteyeceğim
M: Tabi,bir tanem,ne istersen,söylemen yeter
I: Biz saklı mı tutsak bir süre?
M: Neyi?
I: Aramızdaki ilişkiyi
M: Aramızda ilişki mi var?
Dedi ciddi şekilde kaşlarını hafif çatarak. Şaşırmış,afallamıştım.
I: Yok mu?
M: Var mı?
Diye tekrar sorduğunda sinirlendim ve kollarından tamamen çıktım.
I: Dün beni öptün ya,geri zekalı!
Diye çıkıştığımda güldü,sonra yavaş adımlarla bana yaklaşıp aramızdaki mesafeyi kapattı. Güldüğünde anlamıştım,benimle oyun oynamıştı.
Elini yeniden belime koyup rahatlıkla kendine çekti beni,bedenim bedenine çarparken
M: Birincisi lütfen ait olduğunuz yerde kalın,sayın Atalar... Ikincisi ise dün gece sen beni öptün
Oyun oynadığını bildiğimden artık ben de ona ayak uyduruyordum. Elimi yüzüne koyup oyunbaz şekilde
I: Hmm yani? Ben öpünce ilişki olmuş olmuyor mu?
M: Nç...Benim de öpmem lazım. Bir senden,bir benden
Bir şey dememe izin vermeden
dudaklarıma yapışınca gülümsedim ve karşılık verdim. O kadar huzurlu hissettiriyordu ki,sonsuzadek dudaklarını öpebilirdim. Ikimiz de nefessiz kalanadek öptü beni ve ayrıldığımızda uzaklaşmama izin vermeden alınlarımızı birleştirdi.
M: işte şimdi oldu...
I: Dün afalladığım için seni gönlümce öpemedim demiyorsun da, bir senden bir benden olsun diyorsun.
Gülümsedi bu dediğime ve parmağım istemsizce gamzesine doğru gidip,o çukurda dolaştı. Bu masalsı anı bozan çalan kapı ziliydi.
Benden yavaşca uzaklaşıp kapıya doğru ilerlediğinde ben de merakla oraya bakıyordum. Kapıda gördüğüm kişiyle ufak bir şok geçirdim
M: Ufuk bey? Hoş geldiniz
Abim gülümseyip "Merhaba" dedi sadece ve içeri girdi. Ben de üzerimdeki şaşkınlığı atıp ona yaklaştım,gülümseyerek
I: Abi,hoş geldin
Dedim ve onun da ileri gelmesiyle sarıldık bir kaç saniye.
I: Niye haber vermedin erken geleceğini?
U: Sabahtan beri arıyorum aslında,açsaydın,söyleyecektim
I: Duymamışım...Olsun canım
M: Geçsenize içeri,biz de kahvaltı yapmaya hazırlanıyorduk
U: Ben bu seferlik özür dilesem olur mu? Gerçekten çok yorgunum,eve gidip duş alıp uyumak istiyorum izninizle
M: Tabiki,anlıyorum
U: Hadi,güzelim,hazırlan,gidelim
I: Peki,abi
Diyip odama çıktım toparlanmak için. Kısa sürede her şeyimi alıp indiğimde abim Merih'e gülümseyip
U: Her şey için teşekkür ederim tekrardan,kusura bakmayın,zahmet verdik
M: Yok,ne kusuru,rica ederim
