" Çok şeyim var,ama onsuz hiç bir şeyim yok gibi...
Genç Werther'in acıları"Keyifli okumalar...💜
______________________________________
Aşkın'ın anlatımından
Poyraz'la buluştuktan sonra işe gitmiş,akşam geç gelmiştim eve bu yüzden de annemle konuşamamıştım.
Sabah yıllardır olduğu gibi erkenden kalkıp kahvaltı hazırlamıştım. Annem uyandığında gülümseyip gidip yanağından öptüm
A: Günaydın,valide sultan
E: Günaydın
Dedi o da aynı şekilde karşılık vererek. Birlikte kahvaltıya oturduk. Belli etmemeye çalışsam da içim kıpır-kıpırdı,konuya nasıl gireceğimi bilemiyordum. Annem oturduğundan beri başını tabağından kaldırmamıştı ama beni şaşırtan şekilde
E: Söyle hadi
A: Neyi?
E: Sabahtan beridir kıvranıyorsun,
kızım. Hadi anlat ne anlatacaksan
A: Bak anlatacağım,ama sona kadar dinleyeceksin. Sakin ol tamam mı?
E: Birtanem,kötü bir şey mi oldu?
Dedi gözlerine hemen endişe yerleşirken. Galiba ilk defa bu kadar elim ayağıma dolanmıştı.
A: Hayır,hayır kötü bir şey değil,aksine iyi bir şey. Yani,en azından benim için iyi. Senin için...Hayatımız değişecek gibi duruyor
E: Kızım anlatsana,meraktan öldürecek misin beni?
A: Tamam
Diyip durdum ve cümlelerimi sıraladım beynimde.Öksürdüm ve kahvemden minik bir yudum aldım. Bir elimi annemin elinin üstüne koydum.
A: Kardeşim...
Diyip durdum,devamında ne diyeceğimi bilemeyerek. Annemin gözlerindeki endişe silinirken
E: Mustafa'yı mı diyorsun? Ee ne yapmış?Donuk bir ifadeyle baktım yüzüne. Mustafa benimle çalışıyordu. Yıllardır arkadaştık ve bir birimize abla-kardeş gibi davranır,öyle hitap ederdik. Annem de Mustafa'yı severdi,ama şimdi kardeşim diyince aklına ilk onun gelmesi,Poyraz'ı bu denli unutmuş olması beni bile kırmıştı.
A: Anne,Mustafa'dan bahsetmiyorum. Gerçek kardeşim,Poyraz...Gözlerinden ani bir duygu geçti,ama ben o duygunun ne olduğunu anlayamadım çünkü hemen kaçırmıştı bakışlarını. Tuttuğum elinin soğuduğunu hissettim.
A: Ben Poyraz'ı buldum
Dediğimde gözlerini kapattı ve nefesini verdi,hâlâ yüzüme bakmıyordu.Bir kaç saniye bir şey demesini,bir şey demese bile ağlamasını,gülmesini,
yani en azından bir tepki vermesini bekledim,hiç bir şey yapmadı. Elleri titremeye başladı,gözleri hâlâ kapalıydı ve derin nefesler almaya devam ediyordu.
A: Anne? Bir şey demeyecek misin?Hızla ayağa kalkıp uzaklaştı ve ben de onunla birlikte ayaklanıp peşinden gittim. Odasına girip kapıyı kitledi.
A: Anne! Anne! Açar mısın şu kapıyı lütfen! Anne!
Diyip kapıya vursam da nafileydi.
A: Bak tamam zorlamayacağım seni ama en azından bana anlatmak zorundasın! Bu güne kadar sana hiç sormadım canını yakmayayım diye ama artık söylemek zorundasın! Poyraz'ı neden sokağa attın?!Hiç bir ses gelmeyince pes edip oradan uzaklaştım ve gelip çantamı alıp çıktım. Anlaşılan bu işi çözmenin tek bir yolu vardı...
______________________________________
Işık'dan
Kliniğe girdiğimde asistandan izin bile almadan direkt Merih'in odasına çıktım.
Kapıyı açtığımda önündeki deftere bir şeyler karalıyordu,yüz ifadesine bakılırsa baya önemli bir şeydi.
Kapı sesiyle başını kaldırıp baktı,beni görünce gülümseyip ayağa kalktı.
M: Işık,hoşgeldinYüzünde gülümseme olsa da,bana biraz soğuk gibi gelmişti,fazla resmiydi sanki.
I: Bir şey mi oldu? Ne bu resmiyet? Bu sabah seninle aynı yatakta uyandım ben
Dediğimde bunu bekliyor gibi kafasını salladı ve her zamanki sakin tonuyla
M: Işık,bak ben bir psikiyatristim. Hastamla ilişki yaşamam etik bir şey değil,ama ben kuralı çiğnedim,karşı koyamadım duygularıma. Evet,sen benim sevgilimsin,ama bu oda dışında,tamam mı? Bu odadayken ben senin doktorunum. Seni iyileştireceğime söz verdim. Hem sana, hem abine,hem de kendime verdiğim sözü tutmam için bana yardım etmelisin. Anlaştık mı? Alınmak yok değil mi?
I: Hmm haftada bir kere,bir saat... Olabilir galiba
Dedim ve geçip koltukta oturdum. Dönüp ona bakarak
I: Doktor bey,oturmayacak mısın? Rahat ol canım,kendi odanmış gibi