" -Affedebilecek misin beni?
+ Sana hiç kırılmadım ki,affedeyim. Ama kendimi asla affetmeyeceğim..."
Bölüm şarkısı; Aytekin Ataş-Gitsen deKeyifli okumalar...🤎
______________________________________
Işık'tan
Oradaydım. Oda karanlıktı, ben de bir kenarda oturuyordum, ayağa kalkamıyordum. O da oradaydı. Katilim. Yüzünü görmüyordum, ama o olduğunu biliyordum; ben cehennemdeysem şeytan da oradaydı elbet.
Acı bir inleme duyduğumda odadaki yatağa baktım orada birisi yatıyordu; bendim.
Şeytan yatağa yaklaştığında gözlerimi sıkıca kapattım, ellerimi kulaklarıma bastırdım. Yıllarca herkes duymazdan gelmişti çığlıklarımı, şimdi ben de kendim için aynısını yapıyordum, çığlıklarımı duymamak için kulaklarımı tıkıyordum.
Kulaklarımı tıkamama rağmen net şekilde duyuyordum onun sesini hâlâ.
"Yardım edin!" Diye bağırıyordu o kız, ben daha çok tutuyordum kulaklarımı.
Şeytan, ona bağırmamasını emrettikce genç kız ona inat daha fazla sesini duyurmaya çalışıyordu.
Sonra sesler geldi, şeytan kızı dövdü. Ayağa kalkıp oraya gitmek istedim, ama yapamadım, o duvara mıhlanmış gibi oturdum orada.
Dakikalarca onun işgencesini dinledim. Sonra şeytan odadan çıktı ve o kız ağlamaya başladı.
"Buradayım" dedi zayıf bir sesle. "Ben hâlâ buradayım. Ne olur,gel beni kurtar" diye yalvardı.
Kıpırdayamadım, oraya gidemedim, ben kendimi yalnızlığa terkettim, herkes gibi...Gözlerimi yavaşca açtığımda beyaz tavanı gördüm. Bir kaç saniye nerede olduğumu hatırlamak için öylece izledim tavanı ve hatırladığımda yan tarafa baktım. Kalbim hızla çarpıyordu hâlâ, gördüğüm rüyanın etkisiyle.
Başımı haraket ettirir ettirmez hemen elimi tutan elini biraz daha sıkılaştırdı. Ayağa kalkıp biraz eğildi, gözleri endişeyle parlarken diğer elini saçlarımda gezdirdi şefkatle
M: İyi misin?
Diye sordu sakin ama biraz da titrek bir sesle,çok korktuğu belliydi. Başımı olumlu anlamda salladım.
M: Çok korkuttun beni,benim yüzümden az daha-
I: Senin suçun değildi
M: Hayır,benim suçumdu!
Dedi sesi yükselmedi,ama baskındı sesi,kendine kızgındı.
M: Sana bilmediğin bir yemek yedirmeden önce bir şeye alerjin olup olmadığını sormam gerekirdi
Dedi kendine sitem ederek. Elimi uzatıp yüzünü sevdim,avuç içimden öptü hemen. Kalp çarpıntılarım düzene girmişti o gözlerime bakınca, ama rüyanın etkisi beynimde bir yerde devam ediyordu.
I: Asıl benim bilmediğim bir yemeği yemeden önce sormam gerekirdi, sen nereden bilecektin ki?
M: Ama-
I: Merih
Diyip mülayim sesimle susturdum onu,kendini suçlamasına izin vermedim. Gözleri bile dolmuştu korkudan,bir de vicdan yapmasına gerek yoktu.
I: İyiyim,bir şeyim yok,geçti artık önemi yok
Dedim ve içi rahat etsin diye gülümsedim. Bir kez daha avuç içimden öpüp yavaşca geri çekildi.
I: Ne zaman çıkacağım buradan?
M: Bu akşam buradayız
I: Şaka mı yapıyorsun?
M: Asıl sen mi şaka yapıyorsun? Ne atlattığımızın farkında mısın?
I: Sadece midem yıkandı,Merih, abartma
M: Abartmıyorum,ömrümden ömür gitti benim sana bir şey oldu diye
I: Ama bak şu anda iyiyim,hem sabaha kadar ne yapacağım ben burada sıkıntıdan patlarım
M: Uyursun
I: E sen?
M: Ben de otururum burada böyle,seni izlerim.
I: Yarın işe gideceksin,hadi Merih lütfen
M: Ama şimdi seni eve bırakırsam aklım sende kalacak yazık değil mi bana?
Dedi masum haliyle. Derin bir nefes verip ofuldadım. Doktor içeri girince fırsattan faydalanıp
I: Doktor bey,ben kendimi çok iyi hissediyorum,çıkabilir miyim?
D: Evet,çıkmanızda bir sakınca yok, geçmiş olsun
Diyip gidince Merih'e zafer gülüşümle baktım, onun bu durumdan memnun olmadığı her halinden belliydi.