Şuan son odaya gelmiştik. Tüm evi Deniz ile gezmiştik ve tabikide baya bir konuşmuştuk bu yüzden kaynaşmıştık yani en azından sohbeti sarıyordu.
"Evet burası da senin odan orkidem" dedi Deniz. "Orkidem?" diye bir soru yönelttim Denize. Bir anda gerildi ve"Dememden rahatsız olduysan bir daha sana öyle hitap etmem" diye cevapladı.
"Yok hayır aksine senin bana bu kadar iyimser davranman biraz değişiğime gidiyor eski hayatımdan sonra" sonlara doğru sesim giderek kısılmıştı pek duyduğunu zannetmiyorum.
"O zaman seni azat ediyorum orkidem. Yemek saati gelince seni çağırırım" diyen ve kapıyı kapatarak odadan çıkan Deniz ile yine yanlız kalmıştım.
"Bir şehir kadar kalabalıktır bazılarının yanlızlığı" -Cahit Zarifoğlu
Bence doğru söylemiş bazılarının yanlızlığı anlatılamayacak cinsten.
Cebimden telefonumu çıkardım ve ona mesaj attım.
-Siz: Yarın bizim yerde buluşalım mı?
❤️: Tamam ama korkutma beni yoksa o abiler mi ne haspamsa işte kötü mü davranıyorlar sana.
-Siz: Hayır, sadece sana ihtiyacım var. Endişelenmene gerek yok.
❤️:Tamam o zaman seni yarın bekliyorum güzelim.
-Siz: Benim kapatmam lazım. Hadi görüşürüz öptüm.
❤️:Bende öptüm görüşürüz.
Telefonu kapatmam ile odamın kapısı çalınmadan açıldı.
"Ben geldim Orkidem. Hadi gel tıkınacağız." dedi ve Deniz beni tabiri caizse sürüklemeye başladı.
Yazardan devamke
-------------------------------------
Yemek odasına girdiler ve Deniz ile Aybike'nin oturmasıyla masada tüm aile takımı tamamlanmıştı.
Masada çatal bıçak sesleri dışında hiç bir ses yoktu. Masadan resmen kasvet akıyordu.
Deniz bundan sıkılmış görünüyordu bu yüzden kız kardeşine bir soru yöneltti "Aybike şu kasvetli havayı dağıtalım ya! Mesela boş zamanlarında ne yaparsın?" diye sordu.
Kaya Aybike'nin sözünü kesti " Bence ev gezip erkek arkadaşlarıyla vakit geçiriyordur."
Aybike'nin sinirlendiği 10 km öteden belli olabilirdi. Sinirle soluyup ayağa kalktı. Neredeyse sandalye kalkmanın şiddeti ile yere çarpıp kıralacaktı.
"Pardon da bunu ne hakla söylüyorsun kim olduğunu zannediyorsun sen?! Beni geçtim bir kadına böyle bir ithamda bulunabilecek kadar terbiyeden yoksunsun. Kazık kadar olmuşsun ama görüyorum ki adam olamamışsın." diye çıkıştı Aybike.
Kaya'ya ağzının payını veren Aybike hızla yemek odasını terk etti yoksa suçu olmayan kişilerin kalbini kıracaktı.
Tüm ailenin -ön yargılı abiler bile- şaşkınlık içindeydi. Aybikeden böyle bir çıkış asla beklemiyorlardı.
Aybike ise odaya çıktığı gibi kapıyı kapatmış ve aynı zamanda sırtını kapıya yaslayarak yere oturmuştu.
Ve evet ağlıyordu.
İşte en nefret özelliğide buydu. Sinirlenince ağlamasını durduramazdı ve duygularını çok fazla kontrol edemiyordu.
Biliyordu ki ağlamak asla güçsüzlük göstergesi değildi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEHLİKÂ
ChickLitMehlikâ: Güzel yüzlü, Ay yüzlü Aile neydi? Karı, koca ve çocuklardan oluşan ve kan bağı bulunan toplum içindeki en küçük bütün. Peki bu hikayede böyle mi? Karışan Bebekler ve Abilerim kurgusudur.