Flashback 10 yıl önce (Aybike 7 yaşında)
Heyecanla kalktı küçük kız yatağından.
Bugün çok büyük bir gündü onun için. Okula gidecekti ve okulun ilk günüydü.
Hızla lavaboya koştu elini yüzünü yıkamak için. Diş fırçasının yeri yine değişmişti.
Ablası yine onu sinirlendirmek için onun ulaşamayacağı rafa koymuştu.
Mutsuzca etrafına baktı ve gözüne kestirdiği tabureyi önüne çekti.
Amacına ulaşmıştı. Diş fırçası ve kokusunu hiç sevmediği diş macununu aldı.
Heyecandan elleri zangır zangır titriyordu. Sanki bedeninde bir zelzele vardı.
Saçlarını özenle taradı. En sevdiği yer saçlarıydı.
2 tane örgü yaptı. Ona babannesi öğretmişti nasıl örmesi gerektiğini. Annesinin öğretmesi gerekeni...
"Şşt kız hadi artık senin süslenmeni beklemeyeceğiz. Eğer okula gitmek istiyorsan çabuk ol" diye bağırdı annesi.
Kız tabureyi yerine koydu azar yememek için.
Koşarak annesinin yanına gitti. Annesi o sırada ablasının saçlarını örmeyi bitirmişti. Ardından ona sarıldı. "Bu küçük aptalı kafana takma canım tamam mı? Heh geldi bizim aptal. Hadi gidelim." diyerek oturduğu yerden ayağa kalktı.
Okulun biraz gerisinde onu arabadan indirmişlerdi ablasının isteği üzerine.
Şu söz küçük kalbini paramparça etmişti minik kızın. Ablası yüzünden tüm heyecanı uçup gitmişti.
"Anne ben bununla aynı arabadan inmek istemiyorum arkadaşlarıma rezil olmayacağım. Tamam mı?"
Ayakları geri geri gidiyordu ama mecburdu.
Okula girdi ve sınıfa çıktı.
Herkesin annesi ya da babası yanındaydı. Bazıları ağlıyordu ama annesi veya babası onlara şaka yaparak güldürmeye çalışıyordu ve sonucunda başarılı oluyorlardı.
Tek boş yer sarışın bir erkek çocuğunun yanıydı.
Çocuğun yanına gitti ve "Oturabilir miyim?" diye sordu.
Çocuk "Tabii ki yanımda kimse oturmuyor. Adın ne?"
Kız cevapladı. "Aybike, peki seninki ne?"
"Benim adım da Kaan. Tanıştığıma memnun oldum Aybike" derken öğretmenleri gelmişti.
Selin, Aybikeyle uğraşmamak için zor durmuştu ama akşam için aklında bir plan vardı.
Kaan ve Aybike'nin hemen arkadaş olmaları ve teneffüs boyunca gezmeleri sinirini bozmuştu.
Okulun bitmesiyle Aybike, Kaan ile vedalaşıp sabah annesinin bıraktığı yere doğru ilerliyordu ama beklemediği bir durumla karşılaştı.
Selin saçı başı dağılmış bir şekilde annesine ağlayarak bir şeyler anlatıyordu.
"Geç kız içeri" diye bağırdı annesi.
Gözlerinin dolmasını saklamaya çalışan kız arabaya bindi.
Eve geldiklerinde babası kolundan tutup onu lavaboya getirdi ve itti.
Kafasını yere vuran kız "Baba canım çok acıyor neden böyle yapıyorsun?" dedi ağlarken.
"Ağlama lan sen Selin'in okşamaya kıyamadığım saçlarını koparırken ağlıyor muydun? Aynadan gözünü ayırırsan çok fena yaparım." dedi bağırarak tabiri caizse kükreyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEHLİKÂ
ChickLitMehlikâ: Güzel yüzlü, Ay yüzlü Aile neydi? Karı, koca ve çocuklardan oluşan ve kan bağı bulunan toplum içindeki en küçük bütün. Peki bu hikayede böyle mi? Karışan Bebekler ve Abilerim kurgusudur.