Kai'nin Ağzından
D.O'yu kaplıcaya getirmiştim. Üstümüzü çıkarmak için soyunma odasına girdik.
''Bak, bu senin anahtarın. Kıyafetlerini çıkar ve kaplıcaya gir, orada beni bekle. Tamam mı?'' diye onu uyardım. Kafa salladığında kıyafetlerimi çıkarıp dolaba koydum. Daha sonra kaplıcaya girdiğimde havuzda D.O'nun beni beklediğini gördüm.
''Ahh'' Kaplıcaya girdiğımde rahatladığım için neredeyse inlemiştim.
''Heheee Kai, burayı çok sevdim'' dedi D.O mayışmış sesiyle, gözlerini yüzündeki garip gülümsemeyle kapamıştı. İkimizde rahatlamaya başlarken D.O bir soru sordu
''Kai.. Sehun kim?''
D.O'nun Ağzından
Sehun... Bu isim bana çok tanıdık geliyordu. Birden merak edip Kai'ye sormak istedim. Ama hafızamı tazeleyince aklıma bir şey geldi! Buldum! Kai bu ismi gece kabus görürken sayıklamıştı!
''Kai.. Sehun kim?'' sessizliği böldüm. Soruyu sorarken gözlerine bakmaya cesaret edemedim. Cevaplamadı ve bir tepki bile vermedi, ikimizde yeniden sessiz kaldık
''Nasıl.... onu nasıl tanıyorsun?'' diye sordu en sonunda. Ona baktım
''Gece adını sayıklamıştın'' diye fısıldadım. Sehun'u otelde gördüğümü söylemek istemiyordum
''O.. O ilk aşkımdı'' dedi yumuşakça, gözlerimi ondan uzağa çekip yutkundum
''Oh.....'' diyebildim sadece.
''Ama küçükken onu kaybettim ve unutmaya çalışıyorum''
''Kai, eğer o seninle olsaydı, onu sever miydin?'' her kelimenin sonunda yutkunuyordum.
''Belki'' dediği anda kalbimde bi acı hissettim
''Ama endişelenme. Onu unuttum bile. Şimdi seni seviyorum D.O-ah ve senin hakkındaki düşüncelerim asla değişmeyecek'' dediğinde ise biraz daha iyi hissetmemi sağlamıştım
''Ben de seni seviyorum!'' dedim ve ayağı kalktım ''Şimdi gitmeliyim. Odada görüşürüz'' dedim. Kafa salladığını görüne giyinme odasına gittim
''Tamam D.O! Kai beni seviyor'' diye kıkırdayarak giyinmeye başladım
Chanyeol'un Ağzından
Odanın balkonuna çıkıp tahta tabureye oturup temiz havanın ve gecenin tadını çıkardım. Ay benim kadar yalnız görünüyordu. Baekhyun gelmişti aklıma tekrardan
''Neredesin şuan?'' diye kendi kendime konuştum. Bu sıra Sehun balkonun kapısını açtı ve yanıma oturdu.
''Burada napıyorsun? Hava buz gibi'' dedi ve üstüme bir hırka attı
''Hiç'' diye gülümsemeye çalıştım.
''Sehun seni sevdiğimi biliyorsun değil mi?'' dedim ona bakmayarak. Evet diye mırıldanığını duydum
''Baekhyunu da artık sevmeyeceğim, zaten dönmeyecek öyle değil mi?'' dedikten sonra kafamı ona çevirdim
''Sen öyle diyorsan öyle olsun'' dedi Sehun ama şaşkınlığını saklayamıyordu.. ''Otelin etrafında gezmeyi düşünüyoruz. Gelmek ister misin?'' diye devam etti sonra. Kafamı hayır anlamında sallayınca ayağı kalktı ve balkondan çıktı. Ben ise bir saattir akmayan göz yaşlarımı sonunda bırakmıştım. Cep telefonumu çıkarıp galeriyle girdiğimde Baekhyun'un resimlerini gördüm, dudaklarımı ısırarak elim silme tuşuna gitti
Baekhyun'un Ağzından
''Ne çabuk döndünüz'' dedim kapının açılışını duyunca. Fakat odaya bir tek D.O girmişti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Pet'im
FanfictionDünyada 2 tür insan vardır. Gerçek insanlar ve hibritler. Hibritler yarı insan ve hayvan genlerine sahip olarak doğarlar. 20 yaşlarına geldiklerinde yaşlanmaları durur ve pet mağazalarında gerçek insanlar için satışa sunulurlar. ''Merhaba Pet dükka...