Baekhyun'un Ağzından
Chanyeol beni Koredeki ünlü otellerden birine götürdü. Araba otelin önünde durduğunda çok şaşırmıştım. Gerçekten pahalı bir yere benziyordu. Arabadan inmeye kalkışırken birden kapım bir vale tarafından açıldı. Chanyeol valeye yüklü bir para verip içeri girdik
''C-Chanyeol burası çok...'' diye mırıldandım etrafa şaşkınca bakarken.
''Sana yakışan yerin burası olduğunu düşündüm'' dedi gülümseyerek
''Ama çok pahalı görünüyor'' dedim sonunda. Kahkaha attı
''Burası babamın oteli'' dediğinde şok oldum.
''Ne? Gerçekten mi? Shinwa şirketi sizin şirketiniz mi?'' diye sordum. Yıllardır onunlaydım ama bunu hiç bilmiyordum bile
''Neden buradayız anlamadım. Geceyi otelde mi geçireceğiz?''
''Hayır sadece akşam yemeği için'' dediğinde rahatladım. Sonra devam etti ''Kalmak ister miydin?'' diye sordu yarım gülerek. Utandım ve kafamım eğdim
''C-chanyeol'' diye kekeledim
''Hahaha Bacon aynı, hiç değişmemiş'' dediğinde ise bu sefer gülümsedim. Elimi ellerinin içine alarak yürümeye başladı. İçimdeki kelebeklerin uçmasına engel olamıyordum. Lüks restoranın önüne geldiğimizde bizi nazik biri karşıladı.
''Rezervasyonumuz vardı'' dedi şık adama. İsmimizi söyledikten sonra adam bize yerimizi gösterdi. Önümüze menü koyuldu ve garson bayan bize eğildikten sonra gitti. Menüye bakmak için elimi uzattım. Fakat fiyatları gördüğümde gözlerim büyüdü ve boş boş yutkundum.
''Hangi tür yemek bu kadar pahalı olur ki'' diye mırıldandım. Fakat sesli düşünmüş olmuşum ki Chanyeol kıkırdadı.
''İstediğini söyle lütfen çekinme'' dedi. Elimden hiçbir şey gelmediği için en ucuz olanından seçtim, nasıl olsa yiyebilirdim çünkü sevdiğim bir yemekti
--
Yemek önümüze geldiğinde hem yiyip hemde eğleniyorduk. Anılarımızdan bahsederken ikimizinde gözlerinde parıldama vardı. Bu anın bitmesini hiç ama hiç istemiyordum
Chanyeol'un Ağzından
Baekhyun ve ben güzel vakit geçirirken zamanın geç olduğunu fark ettik. Birazdan kalkarız diye bahsederken garson gelip boş bardaklarımızı şarap ile doldurdu. Yudum yudum içerken karşıdan birinin bize el salladığını gördüm. Baekhyun da el sallıyordu! Bu kimdi?!
''L-Lay!?'' Baekhyun ayağı kalktı ve yanına gelen çocukla tokalaştı
''Aman tanrım! Baekhyun bu sen misin?'' diye sordu çocuk
''Evet benim! Nasılsın? Ailen nasıl anneni gerçekten çok özledim'' gibi şeyler sordu Baekhyun. Neredeyse tüm ailesindeki insanları tek tek soruyordu. Ne olduğunu anlamadan sadece orada durdum. Çocuk ailesinin iyi olduğunu ve onların da Baekhyun'u özlediğini söyledi
''Annen burada mı?''
''Hayır iş yemeği için buradayım'' diye cevap verdi Lay denen çocuk. Daha sonra beni fark etti ve elini uzattı. Bi eline bi de onun yüzüne baktım. Baekhyun öksürdüğünde elini sıkarak salladım.
''Ah Chanyeol bu Lay. Annesi evcil pet dükkanının sahibiydi de o yüzden iyi tanırım onu ve ailesini'' diye tanıttı
''Tanıştığıma memnun oldum Chanyeol sshi'' dedi çocuk nazikçe.
''Ben de'' dedim kısık sesimle.
''Lay gel biraz otur'' dedi masadaki sandalyelerden birini çekerek. Daha sonra sorarcasına bana baktığında istemeyerek kafa salladım. Çocuk çekinse de oturmuştu. Aslında iyi biriydi ama gözüm onu tutmamıştı!
''Çok yakışıklı olmuşsun'' dedi Lay'e şakacıktan vurarak. Lay de onu överek cevap vermişti. İkisi birbirlerine sorular sorarken ben ise onlara bakıp sadece 4. şarabımı içiyordum.
--
Yemekten sonra Lay hala bizimleydi. Restorandan çıktık *Neden gitmedi?'' diye düşündüm kendimce.
''Çok doydum! Yemek için teşekkürler Chanyeol'' dedi Baekhyun. Garipçe gülümsedim ve kafa salladım. Araba önümüzde beklerken Lay ile Baekhyun vedalaştı
''Sanırım ayrılık vakti'' dedi Baekhyun dudak büzerek.
''Uzun zaman sonra görüştüğümüz çok iyi oldu'' dedi o da dudak büzerek. İkisi birbirlerine sarıldıklarında kan beynime sıçradı. Arabanın anahtarını ellerimde sıktım.
''Arabam başka yerde. Gitsem iyi olur'' dedi Lay.
''Bence de'' dedim dişlerimi sıkarken. Baekhyun son bir kez arkasından el salladı ve sonunda bana döndü.
Baekhyun'un Ağzından
Arabada uyuya kalmıştım. Bir süre sonra Chanyeol beni uyandırdı. Eve çoktan gelmiştim. Arabadan uykulu uykulu indim.
''Bugün için teşekkür ederim'' dedim gülümseyerek. Hafifçe gülümsedi o da, ama bozulmuştu.
''Chanyeol sen iyi misin?'' diye sordu kaşlarımı kaldırarak. Tekrardan aynı şekilde gülümsedi ve kafa salladı. *Oh... Buluşmamızı Lay ile geçirdim* diye düşündüm. Chanyeol etrafa bakınırken güldüm.
''Chanyeol~~'' dedim sırnaşarak. Bana baktı. Parmak uçlarımda kalktım ve dudağından öptüm
''Sen en iyiyisin biliyorsun değil mi? Seni çooook seviyorum'' dedim. Şapşal bir halde bana baktı ve dudaklarını elledi
''Biliyorum'' dedi. Ben de gülümsedim
''İyi geceler'' diyerek el salladım. Kapıyı açtım ve içeri girdim. Kapının gözünden bakarken onun zıpladığın ve el çırptığını gördüm. Çok sevimliydi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Pet'im
FanfictionDünyada 2 tür insan vardır. Gerçek insanlar ve hibritler. Hibritler yarı insan ve hayvan genlerine sahip olarak doğarlar. 20 yaşlarına geldiklerinde yaşlanmaları durur ve pet mağazalarında gerçek insanlar için satışa sunulurlar. ''Merhaba Pet dükka...