Kai'nin Ağzından
Otel'de kaldıkları zamandan beri 1 hafta geçmişti, D.O ve ben eski ilişkimize geri dönmüştük. Bütün hataları unutup eskisi gibi devam etmeye karar vermiştik.
''Kai!!!!!'' D.O'nun oturma odasından bağırışını duyduğumda koşarak salona indim, acil bir şey olduğunu düşünmüştüm. İndiğimde karşılaştığım şey I Miss You izleyen Baekhyun ve D.O oldu.
''Çocuklar! Ciddi bir şey sandım! Neden beni uyandırdınız?'' diye sordum. D.O dondurmasını yalarken bana baktı
''Kai! Bu zaten ciddi bir şey, Jung Woo ve Soo Yeon kaçırıldı!'' Televizyonu işaret ederken konuştu. İç çekerek odama geri çıktım. Yatağa yatmış üstüme de pikeyi çekmişken tekrar adımla seslenildiğini duyunca kendimi sürükleye sürükleye odadan çıkarıp salona gittim
''Ne oldu?'' uykulu gözlerle onlara baktım
''Günaydın demeyi unuttum. Günaydın Kai!'' dedi ve televizyon izlemeye devam etti
''Aman... Tanrım'' diye elimi alnıma yapıştırdıktan sonra odama son kez tekrar gittim
D.O'nun Ağzından
Baekhyun ve ben dramayı izlerken neredeyse zaman dilimini unutuyorduk. O kadar çok sevmiştik ki abur cubur yerken gece gündüz izlemeye başlamıştık.Filme yorumlar yaparken yemeye devam ediyorduk.
Dondurmamı bitirdiğimde reklam arasında kalkıp buzdolabına gittim. Ama baktığımda hiç dondurma kalmadığını gördüm! İşte bu acil alarmdı! Odaya koşarak gittim ve Baekhyun'u sarstım ellerimle.
''Baekhyun hiç dondurma kalmamış! Derhal almalıyız!'' dedim
''Ama çok heyecanlı yerinde kaldı D.O-ah'' dediğinde koltuğa oturup dudak büzdüm. Hangisinin önemli olduğu konusunda ikimiz de düşündük...
''Dondurmam....'' diye mızmızlanıktan sonra oturup televizyonu izlemeye devam ettim
Kai'nin Ağzından
Uykum bölündüğü için bir daha uyuyamıyordum. Ahh benim güzel pazar günüm gitti. Oflaya poflaya üstümdeki pikeyi teklemeyerek üstümden attım. Komidinin üstündeki saate baktığımda 9 olduğunu gördüm.
''Neden bu drama erken saatte çıkıyor ki'' diye mırıldanırken gözlerimi tembelce kaşıdım. Yeni kıyafetlerimi çıkarıp banyoya duş için girdim. Bütün kıyafetlerimi çıkarıp kirliye atmıştım. Daha duşa girmeden kapının aniden açılma sesiyle irkildim. Lanet olsun ki kilitlemeyi unutmuştum.
''AHHHHH!!'' D.O çığlık atınca ona katılmıştım. Tek elimle özel bölgemi kapamaya çalışırken
''D.O Ne yapıyorsun?!?!'' diye bağırdım. Bu sıra havlu bulup kendimi daha iyi bir şekilde kapadım
''Daha sonra seninle konuşurum...'' diyerek kafasının arkasını kaşıdı ve gözlerini sımsıkı kaparken odadan çıktı. Oflaya poflaya duşun içine girip ılık suyun gelmesini bekledim
D.O'nun Ağzından
Kai'ye dondurma için para soracaktım fakat.... onun şeyini gördüğümde soracağım soruyu unuttmuştum... Kalbim o kadar çok hızlı çarpıyordu ki... kendimi odadan dışarı attığımda duvara yaslanmıştım. Yüzüm tamamen kıpkırmızı Baekhyun'un yanına geri döndüm. Drama bittiği için dergi okuyordu. İfadesiz bir şekilde yanına oturdum. Baekhyun bana baktı
''Ne oldu? Çığlık duydum'' diye sordu.
''Hah?'' boş bakışlarla ona döndüm
''Dedim ki ne oldu?'' tekrar sordu
''Şey... hiç'' diye cevaplarken Baekhyun'un önündeki bardaktan bir yudum aldım. Su olduğunu sanmıştım fakat kahve olduğunu fark edince yüzümü ekşitip zorla yutkundum.
''Iyyk... Kahve!!'' derken Baekhyun bana kafa sallarken
''Sana iç diyen oldu mu aptal?'' dedi ve dergisini okumaya devam etti. Dilimi çıkarıp kumandayla kanalları değiştirmeye başladım. Bir süre sonra Kai belinde havluyla hafif ıslak haliyle odaya girdi..... Tanrım ona saatlerce bakabilirdim. Harika absleri..... Dur biraz?! Neler diyorum ben?
''D.O benimle bir şey konuşmak istiyordun sanki?'' diye sordu yakına gelirken. Ona bakmaktan kaçındım, yoksa aklım Kai hakkındaki düşüncelerden kafayı yiyecekti
''Sorun ne?'' ondan kaçtığımı anlayarak sordu. Baekhyun da bana şüpheli gözlerle bakıyordu
''Şey ben sadece, dondurma almak için para isteyecektim'' dedim soğukça
''Odamdaki komidinin üstünden para alabilirsin'' dedi ve yanımıza oturdu. Bütün bedenim çıldıracak gibiydi, garip ve hiç bilmediğim hisler hissediyordum. Kai'nin bana dokunmasını istiyordum. Bir şeyler yanlış gidiyor
Baekhyun'un Ağzından
D.O Kai'nin yanında çok garip davranıyordu ve bu benim gözümden kaçmamıştı. Rahatsız hissediyordu.
''D.O sen iyi misin?'' diye fısıldadım kulağına ve koluna dokundum. Onu dokunduğumda titredi. Ve fark ettim ki vücudu ateş gibi yanıyordu. Aman tanrım diye düşündüm içimdenOnun özel günü gelmişti (Kedilerin bazı günleri olur bu günlerde çiftleşmek isterler)
''Odama gel'' diye fısıldayarak ayağı kalkıp odama gittik. Kai arkamızdan sadece bakakalmıştı. Odanın kapısını kilitleyip onu yatağa oturttum
''Vücudun garip hissediyor mu?'' diye sorduğumda büyük gözlerle bana baktı
''Nasıl bildin?'' derken şaşkınlığını gizleyemiyordu
''Çünkü bunları ben de yaşamıştım. Bedenin kendini heat* için hazırlıyor''
''Heat nedir?'' diye sorarken kaşlarını kaldırıp kafasını gerçek bir köpek gibi yana yatırdı.
''Heat günlerinde bedenin ateş gibi yanar ve rahatlamak için bazı şeylere ihtiyaç duyarsın. Bunu kontrol etmen çok zor olur. Yani bu yüzden Kai'ye söylemen lazım.. Yarın heat günün gelebilir'' diye açıkladım
''Tanrım... Ne yapacağım? Korkuyorum Baekhyun'' diye mırıldandı. Elini tuttum
''İyi olacaksın. Ama dediğim gibi Kai'ye anlatmalıyız''
Kai'nin Ağzından
Kapılarına yaklaşıp kulağımı yasladım. Heat günleri hakkında bahsettiklerini anladığımda panik yapmaya başladım. Ne yapacağımı hiç bilmiyordum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Pet'im
FanfictionDünyada 2 tür insan vardır. Gerçek insanlar ve hibritler. Hibritler yarı insan ve hayvan genlerine sahip olarak doğarlar. 20 yaşlarına geldiklerinde yaşlanmaları durur ve pet mağazalarında gerçek insanlar için satışa sunulurlar. ''Merhaba Pet dükka...