0.6

370 64 161
                                    

Oy ve yorum 🚓
•••

Üstümdeki gömleği çıkarıp koltuğun üstüne attım. Hiç beklemeden kendimi de kenarına atmış kafamı da geriye koyarak iyice dinlenme pozisyonuna sokmuştum kendimi. Yorucu bir gündü. Gerçekten yorucuydu ve hala mail atmam gereken raporlar vardı. Sinir bozukluğuyla seslice nefes alıp verdim. Neyseki evimde huzurluydum ve rahatça işlerimi halledebilirdim.

Tabi kapı çalmasaydı.

Küfür edip koltuktan kalktım ve bedenim ciddi manada sızlarken kapıya doğru ilerledim. Bugün hırsızı onu bunu yakalamak derken fazla koşup fazla çatışmaya girmiştim. Neyse ki kayıp yoktu. Sanırım bununla yetinmeliydim.

"Siparişiniz bay Yang."

Bir karşımdaki adama bir de elindeki pizzaya baktım. Forması gerçekti. Üstündeki yazılardan belliydi ama muhtemelen işe yeni başlamıştı. Daireleri karıştırmıştı muhte- bir saniye.

"İsmi tekrarlar mısınız? Sevgilim sipariş verdiğini söylemişti ama içeriğini bilmediğimden yanlış pizzayı almak istemem."

"Ah tabi. Bir saniye." İki elindeki kutuyu tek eline alıp cebinden telefonunu çıkardı ve tahmin ettiğim ismi bana söyledi. Yüzüm gerilirken gülümsedim. Şaşırmamıştım. Gerçekten. Ciddi manada şaşırmamıştım. "Yang Jeongin adına sipariş."

"Yanlış adres. Teşekkürler iyi günler."

"Efendim nota 'tartıştığımız için naz yapıyor olabilir vazgeçmeyin alın paranızı' yazılmış."

Kapıyı kapatmak üzereyken duyduğum şeyle durdum. Ne? Bir dakika. O velet karakoldaki olaydan sonra bir iki dakikalığına sadece yanıma uğrayıp gider olmuştu. Hatta en son bir hafta önce görmüştüm onu. Şimdiyse...

Kapıda ödemeli iki pizza mı göndermişti bana o?

Karşımdaki iki pizza kadar seçenek vardı önümde. Birincisi kapıda ödeme yaparak beni deli etmek istiyordu, ki başarılı olmuştu, ikincisi ise yanıma uğramayıp son anlarda da üzgün gördüğüm çocuğun başına bir iş gelme düşüncesiydi. Yutkundum. Ne olursa olsun ikinci gibi bir ihtimal varken bunu göz ardı edemezdim. Bu yüzden cebimden cüzdanımı çıkarıp seslice nefesimi verdim. Her şey bir yana benim yüzümden çalışan da madur olurdu. "Anladım. Borcum ne kadar?"

Duyduğum miktarla cüzdanımda gezinen parmaklarım durdu. Başımı kaldırıp beni soymaya çalışan adam baktım. Sikeyim petrol müydü lan bu?!

"Hırsız mısın sen? Ne demek bu? Bahşiş verecektim zaten noluyor lan?"

"Y-yanlış anladınız efendim. İki extra büyük boy pizza artı şefin tarifini istetmişsiniz. Bu kampanyayla ancak bu kadar iniyor."

"Bu kampanyalı fiyatı mı? Sizin ben-" küfür edecekken susup dudaklarımı birbirine bastırdım ve elimden bir şey gelmezken kredi kartımı çıkardım. Nakit vermem demek ayın sonunu görememem anlamına gelebilirdi. Taksitle halledecektik artık. "Al şunu. Ver şunu. Oldu mu? Güzel. Git şimdi. Sevmezsem baskın yaparım bunu da ilet patronuna. Kazıklıyorsunuz milleti."

Laf söylememe rağmen nakit olarak bahşişini verdim ve kapıyı kapattım. Pizzalar sıcaktı çünkü. Hızlı getirdiği için acımıştım çocuğa.

Ulan velet yaktın beni.

Pizzaları tezgaha koydum ve bütün odağımı onlara verdim. Birinci seçenekse yani beni kızdırmak için yaptıysa benden ciddi çekeceği vardı ancak ikinci seçenekse... vakit kaybetmemek için dikkatli bir şekilde ilk kutuyu açtım. İlk başta normal gibi gözükmesi bana rahat nefes aldırırken üst kapağın iç kısmındaki not direk belimdeki silaha yönelmemi sağlamıştı.

 Artifice •hyunin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin