Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bu velet gittikçe büyüyor, Tanrım bu şaka mı?" Karşısındaki daha dün 15 yaşına giren kardeşine baktı Draken. Aralarında sadece üç yaş vardı, bu sebepten iyi anlaştıklarını düşünüyordu. Onun 5 yaşındaki bir velet olmasındansa bu her yönden iyiydi. Küçük kız üzerindeki dar elbiseyle pek rahatsız dursada bir o kadar hoşuna gittiğinin farkındaydı. Draken, daha 15 yaşında iken üvey kardeşinin olduğunu öğrenmişti, tek çaresi o 12 yaşındaki çocuğu yanına alabilmekti.
"Abiciğim sence güzel olmuş mu?" Draken'in kulağına ilahi gibi dolan sözlerle dikkatini küçük kıza vermişti. Tıpkı onun gibi siyah gözleri olan kızın gözlerine gözlerini kenetlemiş, en son ise küçük kızın bedeninde gezinmişti bakışları. Yaşına göre oldukça büyük gözüküyordu, ancak üstündeki kıyafetten dolayı Draken kıskançlığını bastıramamıştı. Derin bir nefes almış, ciğerlerine dolan oksijen ile kendine gelebilmişti.
"Tanrım bu çok kısa, kim sana bunları giymeni söyledi?" Cherry abisinin bu sorusuna karşılık göz devirdi. Ne diyebilirdi ki abisine? Emma'nın söylediğini söylese eminimki abisi ile büyük bir tartışmaya girerlerdi, ancak Cherry bunu istemiyordu.
"Kimse demedi abi, kendim seçtim." Gözlerinin içine bakan siyah gözler, yalan söylediğini anlamış gibi çatılan kaşlarına baktın abinin. Tanrım, her zaman yalan söylediğini anlıyordu abin. Gözlerini kenetlediği gözlerinden kaçırmış başka yöne bakmıştın. Yatağının yanındaki komodinin üzerinde duran takı kutusu ile olayı hızla değiştirebileceğini fark etmiştin. Hızla eline takı kutusunu almış abinin önüne oturup, takı kutusunu ise ortanıza koymuştun.
Draken, farkındaydı konuyu değiştirdiğinden, ancak bu konuyu bu seferlik tartışmayacağından emindi. Ama hâlâ bir sorun vardı, üvey kardeşi önünde oturunca yukarı doğru sıyrılan elbisesi, cidden tek sorun buydu. Draken, gözlerini devirmiş kızın takı kutusuna bakmıştı.
"Abi sence bunu mu takmam gerek yoksa şunu mu?" Elinde tuttuğu iki tane kolyeyi abisine doğru doğrultmuş seçim yapmasını istemişti Cherry. Cherry, bir umutla elindeki pembe kolyeyi seçmesini bekliyordu. Abisinin zevkine güveniyordu, bunu seçeceğine emindi. Tam da beklediği gibi pembe kolyeyi seçmişti abisi. Sevinçle abisinin üzerine atlamış, sıkıca kollarını abisinin boynuna sarmıştı. Draken, bu durumdan hoşnut olmasada pek belli etmemeye çalışıyordu, tek isteği sevgili küçük kız kardeşinin mutlu olmasıydı.
Draken, kollarını Cherry'nin ince beline sarmıştı. Abisinin bu hareketine karşılık Cherry'nin midesine kramp girmesine sebep olmuştu. Bu tuhaf hissi ilk defa yaşıyordu, sorunun ne olduğunu anlamamıştı. Abisi çok geçmeden ondan ayrılmış küçük kız kardeşine bakmıştı. Yüzü kıpkırmızı içinde kalan kızı görünce ellerini Cherry'nin alnına götürmüştü, ancak ateşi yoktu. Sorunu neydi böyle?
"Sorun ne Cherry? Hasta falan isen bu elbiseyle seni bir yere göndermeyeceğimden emin olabilirsin." Abisinin bunu fark etmesiyle nefesi kesilen Cherry odağını başka yere çevirmişti.
"Hiçbir şey sadece terledim." Durumun bunun olmadığını gayet iyi biliyordu Draken ama pek takmamaya karar vermişti.
♡˖
Ayaya, böyle bir kurgu ile karşınızdayım. Maalesef ki üvey kardeş ilişkisi olacak eğer hoşuma gitmiyor diyor iseniz okumanızı tavsiye etmem. Ama bilgilendirmek isterim ki aralarında hiçbir kan bağı yok. Draken'in annesi, Draken'i terkettikten sonra çocuğu olan bir adamla evlenmişti, ikiside ölünce Draken küçük kızı yanına aldı. Olay bu kadar yani.
