Başlama Tarihi: 23 Şubat 2024
Sizden de bir başlama tarihi alabiliriz ♥︎
Sizlere de sordum ve oy çoğunluyla bunu yayınlamamı istediniz, o kadar uzun süredir taslakta duruyordu ki ben bile unutmuşum varlığını ksmdjejkqmsmdm
Diğer kitaplarımı okumuşsanız bilirsiniz ki kaos yazmayı aşırı severim, bu kitabımızda da bunun hakkını vereceğimden emin olabilirsiniz skndnskqmsjdjej
Yorum ve oylarımızı unutmayalım lütfeen ♡
İyi okumalaar^^
~1.BÖLÜM~
Adımlarımı hızlandırdıkça yağmurun da hızlanmaya başladığını düşünüyordum. Derimin altına sızıp kanıma karışmak istercesine vücuduma değen damlaları elimle silmeye çalışsam da başarısız oluyordum. Tek temennim elimdeki kitapların ıslanmamış olmasıydı. Yanıma çanta almadan dizilerdeki üniversiteliler gibi elimde taşıdığım kitaplarla okula gidersem başıma bu gelirdi. Sal şu dizileri diyorum.
Sokak gözüme hiç bu kadar uzun gelmemişti. Yağmurun yağdığı günler birisi sokağı mı uzatıyordu acaba? Normalde üç dakikada biten yol, bitmek bilmiyordu şimdi. Artık hızlı yürüme modundan çıkarak koşmaya başlamam gerektiği kanaatine vardım. Ayaklarım sokakta biriken su birikintilerine bastığında sıçrayan suyun üzerime gelmesiyle yağmurdan daha çok ıslandığımı fark ettim. Rezillik, tamamen rezillik!
Parmağımı dış kapının yanındaki zil düğmesine bastırıp çekmeyi unuttuğum işin saniyelerdir ev çınlıyordu. Kapıyı açan Erdem'in bana attığı garip bakışlar eşliğinde eve girmeye çalıştım. Ama yalnızca çalıştım çünkü içeriye girmeme izin vermeden elimden kitaplarımı aldı.
"Kal orada, kıpırdama!" Erdem elimden aldığı kitaplarımı masanın üzerine bıraktıktan sonra hala kapı girişinde bekleyen benim yanıma geldi. Ne yapacak diye beklerken kesinlikle beni kucaklayıp banyodaki duşun içine atacağını tahmin etmiyordum.
"Ne yapıyorsun oğlum? Aptal mısın sen!" Çoraplarım ıslandığı için duşun içinde kaydım ve popom yere yapıştı. Bana gülen Erdem'e sinirli bakışlar attım.
"Defol şuradan, gülüyor bir de şerefsiz!" Benim bağırışlarım üzerine Erdem dizlerinin üzerine çökerek benimle aynı hizaya geldi. Hala güldüğü için her an üzerine atlayabilirdim.
"Hadi çıkar üstünü, üşüteceksin." Sözleri üzerine aklıma hala ıslak kıyafetlerle oturduğum geldi. Gerçekten bu gidişle iyice hasta olacaktım. Üç gündür üst üste yağmura denk geliyordum. Bıktık be abi!
"Çık banyodan Erdem." Bana göz devirerek, asılmış suratıyla ayağa kalktı ve banyo kapısına ilerledi. Kapıyı çekmeden önce kafasını içeriye uzattığında ona bön bön baktım.
"Çay yapıyorum, birlikte içeriz sevgilim." Bana öpücük atarak banyoyu nihayet terk ettiğinde rahatça üzerimdekilerden kurtuldum ve ılık suyun altına girdim. Bedenime bulaşmış çamurlar, su yardımıyla akıp gitmişti. Kendimi temizlenmiş hissediyordum.
Bornozumu üzerime geçirerek banyodan çıktığımda Erdem'i ortalıkta göremedim. Üşümemek adına odama giderek üzerime giyecek kalın bir şeyler aradım. Krem rengi bir kazağın altına siyah, yün tayt giyinerek odadan geri çıktım. Saçlarımı saran havluyu banyoya bırakmış, nemli saçlarımın omuzlarımdan dökülmesine izin vermiştim.
Gözlerim Erdem'i aradı. Salonda ve odasında olmadığına göre geriye yalnızca mutfak kalmıştı. Adımlarımı mutfağa yöneltip kısa süre içerisinde içeriye girdiğimde tahmin ettiğim şekilde Erdem'i masada otururken buldum. Üzerinden buhar tüten iki fincandan bana daha yakın olanı elime alarak karşısına oturdum. Erdem düşünceli bir şekilde bana baktığında ne yalan söyleyeyim gerilmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇÜZLER
ChickLitYıllar önce yazılmıştı kaderi değiştiren mektuplar ve her biri yirmi yıl sonra ulaşmıştı sahiplerine. Üçüzler, henüz birkaç günlükken ayrılmışlar birbirlerinden. Onları ayıran bir cellatmış, bir canavarmış belki de. Her biri farklı bir yaşama savru...