"O Senin Kanın":Bölüm 10

872 68 185
                                    

Merhabalar efendim.
Nasılsınız?
Ben idare ediyorum.
Keyifli okumalar dilerim 🧚🏻‍♀️


"Yaralı bağrına dizmiş inciler, vitrinin altında gizli kelepçeler, şişmiş içime mütevazı katkılar, ya yanına al beni ya da bi' sal..."

Şahin

"Bu akşam randevum vaaar!"

Gülümsemeden edemedim karşımda şirin şirin duran bu tatlı kadına.

"Ben tam olarak anlayamadım beni bir aydınlat bakayım ne zaman oldu bu?"

Elif, kocaman gülümsemesiyle oturuşunu düzeltti. Bir haftada onlar bile randevulaşmış... ne diyorum ben ya.

"Şimdi o gece ben kızları eve bıraktım biliyorsun, yolda falanda konuştuk işte biraz. Ben açacağım bardan bahsettim onlara İlkin'in de baya ilgisini çekti. Hatta yardımcı olabileceğini falan söyledi, tanıdığı birkaç yerle konuşmayı teklif etti. Sonra işte biz numaralaştık."

Gülerek salladım başımı.

"Sizden hızlısı mezarda galiba gerçekten. Ulan ben bile Hande'nin numarasına kaç gün sonra erişebildim."

Koca gözlerini kıstı sinsice. Yavaşça dikleşti yerinde, dudaklarını büzüp bir süre baktı yüzüme öyle. Gerildim. Çok fena gerildim.

"Ne?"

Aynı yüz ifadesiyle devam etti bakmaya. Kıpırdandım yerimde. Sıcak mı oldu ya bir? Cam pencere açmak lazım. Tam yerimden kalkıyordum ki emir veren sesi yankılandı salonda.

"Otur."

Sessizce yutkunup sindim yerime. Bir haftadır Zehra'dan kaçıyordum ama sanırım Elo radarına takıldım.

"Soru bir ben bile ne demek?"

Bunu cevaplayabilirdim. Bu kolay yerden gelmişti.

"E hani, ortağız ya Elo biz. Sürekli haberleşiyoruz birbirimize ihtiyacımız oluyor ya hani."

Gözlerini düzeltip salladı başını. Sonra aniden kıstı yine koca gözlerini. Yemin ediyorum ölücem gerginlikten.

"Sende bir haftadır bir şeyler var. Belki kendiliğinden dökülürsün dedim sesimi çıkarmadım ama sen dökülmedin."

Zehra'ya yalan söyledim bütün hafta nasıl olsa o beni affederdi ama Elo'ya yalan söylersem beni affetmezdi. Ben de susmayı tercih ettim...

"Evet dinliyorum. Dökülecek misin yoksa dökeyim mi?"

Bir şey diyemedim. O da korkutucu gözleriyle bakmaya devam etti. Ne diyecektim ki? Ne diyebilirdim yani? Ben galiba bi boklar yedim ne olduğunu da bilmiyorum mu diyeyim. Hande'yle seviştim mi diyeyim. Hayır seviştim mi onu da bilmiyorum ki. Yani seviştim muhtemelen.

Elif, yavaşça gözlerini kapatıp açtı.

"Kafanda konuşma artık, anlat."

Sıkkın bir nefes alıp yavaşça bıraktım.

"Bilmiyorum. Yani ne olduğunu bilmiyorum. Aslında bir şey olmadı, yani oldu da olmadı of hatırlamıyorum işte."

Gözlerini kısıp telaşla kalktı yerinden. Yanıma gelip bağdaş kurdu. Kucağımdaki ellerimi tuttu hemen.

"Ne bok yedin sen? Neyi hatırlamıyorsun Saliş korkutma beni."

Sıkkın bir nefes daha bıraktım.

"Bilmiyorum Elo. Geçen hafta biz Şile'ye gittik ya Hande'yle, o gece orda kalmak zorunda kaldık biliyorsun."

Biliyorum der gibi salladı başını. Ben de devam ettim.

Girift /HanSal/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin