Merhabalar efendim.
Nasılsınız?
Ben iyiyim.Bu bölüm yanıyoruz hazır olun 🔥
Medyaya bir şarkı bıraktım.
Keyifli okumalar dilerim 🧚🏻♀️"Beni yoldan çıkarıp ateşlere sen attın, sararıp solan ömrüme taze ömür kattın, alıver de götür beni sakin kıyılarına, alışık değilim aşkın hain oyunlarına..."
Baladın
"Ay ben de çok severim şakayıkları, çok güzel kokmuyorlar mı?"
Gülümseyerek baktım karşımdaki kadına.
"Çok hem de, tazelenmiş hissi veriyor bana."
Gülerek döndü o da önüne. Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar keyifliydim sanırım. Güzel bir mekanda kahvaltı yapıyorduk hep beraber. Şu son bir haftada bu insanlarla o kadar çok vakit geçirdim ki hepsi ailemin bir parçası olmuş gibiler. Özellikle de Elif. Ne kadar çok ortak noktamız varmış. En sevdiğimiz çiçek bile aynı daha ne olabilir ki..
"O zaman bu akşam hep beraber buluşuyoruz mekanda, hepinizi bekliyorum kaytaranı döverim."
Lokmamı hızla yuttum, bu akşam mümkün değildi.
"Ben çok özür dileyerek hayır demek durumundayım, sabaha kadar ofiste olacağım. Araştırmam gereken şeyler var."
Saliha, elini bacağıma koyunca ona çevirdim gözlerimi. Ne işin var der gibi bakıyordu gözlerime. Elif'ten isyan nidaları yükselince ona döndüm.
"Ama Hande ya, olmaz ki böyle!"
İlkin, çatalını tabağına bırakıp dikti gözlerini bana.
"Bırak aşkım o işkoliğin tekidir."
"Eee, ben de akşam bir toplantıdayım Elif'im çok özür dileriim."
Elif çatık kaşlarla döndü Zehra'ya.
"Selim'le buluşacağım demiyor da toplantı diyor!"
Gözlerim açıldı kocaman. Saliha'nın hemen yanında oturan Zehra'yı görebilmek için masaya doğru eğildim.
"Kız yoksa siz Selim'le?"
Zehra şirin şirin gülümseyince gülümsedim ben de. Ulan hain Selim bittin sen.
"Ben tamamım."
Pembe kafa. Sen zaten her şeye tamamsın.
"Ne bakıyorsun Hande ya? Eğlenmeyeyim mi?"
Gözlerimi kıstım anında.
"Sen bu akşam Mine'yle buluşmayacak mıydın?"
Tek kaşım kalktı havaya. Ebrar dayağı yiyeceksin kardeşim. Anında büyüdü gözleri pot kırmış gibi! Yakaladım.
"Şey, evet biz Elif'in mekanına gideriz diye konuşmuştuk zaten."
Pardon?
"Pardon? bana sordunuz mu izin aldınız mı acaba?"
Bacağımdaki el hafifçe sıktı bacağımı. Gözlerimi o ele indirmemek için zor tuttum kendimi. Bu kadın beni tetiklediğinin farkında mıydı acaba!
"E izin verdin ya Hande?"
Çattım yine kaşlarımı.
"Siz kahve içeceğiz dediniz bana. Bara gideceğiz demediniz."
"Aşk olsun Hande? Ne var benim mekanımda beğenmedin mi?"
Aldın mı cevabını der gibi oynattı kaşlarını pembe kafalı şeytan. Elif'e de kıyamıyordum ki hiç. Bir şey vardı içimde bu kıza karşı. Sanki yüzünü assa hemen hemen bir hal çare bulup kabul edecekmişim gibi her şeyi. Bu güzelim kız nasıl oluyor da o pislik adamın kızı oluyor anlamıyordum gerçekten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Girift /HanSal/
FanfictionGeçmişin izlerini üzerlerinde taşıyan iki kadın... • Bunca karmaşıklığın, yorgunluğun içinde birbirlerine sarılabilirler mi? • Gözünü hırs bürümüş tecrübeli bir gazeteci, ekibe yani katılan yeni ortağıyla ne kadar anlaşabilir? • • • • • • Merhabala...