12122023~~~
"Büyükanne."
Ardında sakladığı çiçek buketini gerginliğini koruyamadığından sıkı sıkıya tutarken hayatında en değer verdiği insanın gözlerine bakmaktan ilk defa bu denli korkar olmuştu.
Ona çiçekçisinden özenle seçtiği bir çiçek buketi hazırlamış ve sürpriz yapmak için habersiz çıkıp gelmişti.
Fakat ne varki ailesinin bahçesinde öylece oturmuş kitap okuyan yaşlı kadının gözlerinde gördüğü tek şey hüzün ve kırgınlıktı. Şimdi ayağa kalkarak karşısında durana çiçeklerini vermeye utanmıştı.
Sessizliği rahatsız ederken hafifçe gülümsemişti.
"Bana kızgın mısın?"
Büyükannesi kafasını olumsuz anlamda sallayarak çatmıştı kaşlarını.
"Neden kzgın olayım sana?"
Omuz silkmişti Wonbin.
"Kırgınsın o zaman."
Yaşlı kadın özlediği torununun uzun saç tutamlarına uzanmıştı gülerek.
"Evimden uzakta olmak canımı sıkıyor sadece. Ve bunun seninle bir ilgisi yok."
Küçüklüğünden beri Wonbin'de değişmeyen tek şey büyük, çabalasa bile her duygusuna ayna olan parlak gözleriydi. Dünyaları ısıtan, büyüdükçe kaybolan o sıcacık gülümsemeside vardı tabi. Değişmesede gözleri kadar sık göremezdi onu.
"Evini özlediğin için sana çiçeklerini getirdim."
Şimdi saçlarında olan eline uzanan genç, büyükannesine özlediği o gülümsemeyi sunarken ardına sakladığı zarif çiçek buketini uzatmıştı.
Yaşlı kadın kollarına verilen çiçeklerini şaşkınlıkla kabul etmişti. Uzun süre onları insanlara mutluluk saçmaları için büyütüp satarken şimdi kolları arasında o buketlerden birini taşıyor olmak gözlerini doldurmuştu.
"Onlara iyi bakıyorum."
Onaylamıştı artık çiçekçisini emanet edebileceği kadar büyüsede gözünde hala minicik olan torununu.
"Büyükanne! Çiçeklerden birinin eksik olduğunu nasıl farketmezsin!"
Torununun geleceğini zaten haberi olmasa bile bildiğinden çiçeklerinin gelişi sürpriz olmuştu onun için fakat biricik dostu Seunghan'ın gelişi asıl şaşkınlığa uğratan şey olmuştu onu.
Huzurlu sesi kulaklarını doldurduğunda torununun samimiyet dolu gözleri ve mutluluğu eşliğinde sarılmıştı kendisine doğru koşan Seunghan'a.
İyi anlaşıyor olmalılar diye geçirmişti içinden.
Değerli hayatında en çok tanışmalarını istediği iki gencin zor zamanlardan geçtiğini bildiğinden hayatlarındaki her şeye rağmen yanında oluşlarına sessiz bir teşekkür sunmuştu sonra.Batmakta olan güneş yerini karanlık gece ve Wonbin'in gözlerindeki yıldızlara bırakmış, iki gencin gelişiyle ısınan evdeki akşam yemeği yalnızca zahmetsiz mutlu sohbetlerle geçmişti.
"Orada yalnız kalacağın için endişelenmiştim."
Seunghan bahçe çimlerinde uzanırken uyuya kalmıştı. Hiç bilmediği bir yerde ve tanımadığı bir ortamda olsa dahi yanında otururken gökyüzünü izleyen Wonbin'in varlığına güvenerek gözlerini kapamıştı.
Uyuduğunu Büyükannesinin fısıltısıyla farketmişti Wonbin. Kafasını gökyüzünden çevirdiğinde yeryüzündeki yıldızın güzelliğiyle afallamıştı bir süre. Derince bir nefes alarak bakmıştı sonra düşünceli olan büyükannesine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
solan bitkiler ve birazda güzelim gülümsemeler / hanibani
Fanfiction"Belki de çiçeklerle sohbet etmiyordur?"