Sonsuzluk

47 7 0
                                    

" Kötü bir şey olduğuna emindim.Rahatsız görünüyordu.İçinde bir huzursuzluk vardı ve bu durum dışına yansıyordu.

Biricik bebeğim neden uyurken bile bu kadar mutsuz görünüyordu?

Sevgili değildik fakat bebeğim idi. Sevgilim diyebilmek isterdim. Belki de demeden bu cennet yaşama gözlerimizi kapatıp son vericek idik.

Bu yüzden kalbimin derinlerinde sonsuza kadar kapatmak istemediğim hislerimi açmaya karar vermek için geç kalmak istemiyordum. "

Jisung
-Minho.Sabah sabah ne yapıyorsun telefonda.

Minho
-Kitap okuyordum.

Jisung
-Manyak mısın? Sabahın köründe. Git uyu ya!

Minho
-Benim sana ne zararım dokunuyor?

Jisung
-Kafamın yanında böyle durunca rahatsız oldum.

Minho
-Uyan sende çok uyudun.

Jisung
-Zaten haftasonu boşver.

Minho
-Sen neden bu kadar huysuz davranıyorsun.

Hafiften gözlerini kaçırdı fakat bir şeyler vardı sanki.

Jisung
-Uyuyamadım.Gözüm kapalıydı sadece sende başımda kitap okuyunca sayfa sesi biraz rahatsız etti.

Minho
-Neden uyuyamadın?

Jisung
-Bilmiyorum içim de kötü bir his var.Uykusuz olunca huysuz oluyorum.

Minho
-Geçer belki.Hem ben huysuz olsam bile sana katlanırım.

Utandığını farkettiğim an kitaba döndüm.

"Ölüm."

Okuduğum tek cümle ile Jisung beni yataktan çekti.

Jisung
-Sende kalk hadi.

Hızlıca hazırlandıktan sonra aşağıya inmiştik.

Jisung
-Annem uyuyor sanırım. Ben sana kahvaltı hazırlamak için mutfağa gideyim. Sende otur.

Minho
-Yok. Bende geliceğim.

Jisung
-Peki, nasıl istersen.

Hâlâ yüzünü yıkasa bile uykulu duran gözleri,dağınık saçları ile tatlı görünüyordu. Oldukça yavaş ve uyuşuk hareket ediyordu. Ben ise ona yardım ediyordum.

Bir anda olduğu yerde durup derin bir nefes aldı. Sanırım kendini kötü hissediyordu. İyi hissetmesi için arkasından gelip sarıldığım anda vücudu kaskatı kesilmişti.

Fakat bu his kısa sürmüştü. Arkasına dönüp bana sıkıca sarıldığında şaşırmıştım. Sanırım ihtiyacı vardı. Bende bu yüzden sıkıca sarıldım.

Jisung
-Ben otursam olur mu?

Minho
-Neden soruyorsun? Otur sen ben hazırlarım.

Kendini gerçekten de aşırı kötü hissediyordu. Kahvaltıyı hazırlarken kafasını masaya gömmüş etraftan ilişkisini kesmişti.

Kahvaltıdan sonra kendi evime dönmek için yola çıkmıştım.

*Jisung'un anlatımıyla*
Canım sıkılmıştı. Üstüne üstlük annem hâlâ uyanmamıştı. Onun uyanmasını beklerken çekmeceler den bir şey çizmek için kağıt arıyordum ki elime tuhaf bir kağıdın çarpması ile durmuştum.

Kağıt;
Sevgili oğluma
Özür dilerim anneciğim.Seni bırakıp gitmek istemiyordum ama zamanım doluyor.Bu son vakitlerde seninle vakit geçirmek isterdim çünkü benim senden başka kimsem yok fakat eğitimin de çok önemli.Bu yüzden yanında olamasam bile mutlaka kendine iyi bak ve oku.Parayı dert etme eskiden bulunduğum durumdan kaynaklı sürekli maaşımın yattığını da biliyorsun.Meslek sahibi olana kadar kullanırsan geçinebilirsin.İstediğin gibi dans öğretmeni de olabilirsin orası sana kalmış oğlum.Sadece seni çok sevdiğimi yanında olamasam bile yanındaymışım gibi hissetmeni istiyorum.Biliyorum bensizlik sana zor gelicek fakat dayanmalısın Jisung,benim için.Evet,ben öleceğim.Zamanım hızlıca doluyor.Son bir haftam kaldı ve baş ağrılarım oldukça arttı.Dayanacak hâlim kalmadı.Kanser hastalığına yakalandım.Beynimde ki tümör kitlesi oldukça hızlı bir şekilde büyüyor ve yeni tür bir tümör.Tedavisini bulamamışlar ve belki bulma ihtimalleri 2 ay diyorlar.Benim 1 haftam kaldı.Zaten tedaviyi bulacakları net değilmiş.Yine de senin canını sıkmak istemiyorum oğlum.Seni çok seviyorum iyiki varsın tatlım.

Tüm vücudum karıncalanmış. Elim titremeye başlamıştı.Gözümden düşen bir damla göz yaşı ile kağıdın düşmesi aynı zamanda gerçekleşmişti.

Koşarak annemin odasına doğru gittim.Kapıyı açtığım da hâlâ yatağında yatmış uyuyordu. Hemen yanına çöküp elini tuttum.

Uzun bir süre uyanması için her şeyi yapsam da uyanmamıştı.

Jisung
-Ölmüş olamazsın dimi anne?

Hıçkıra hıçkıra ağlamam ses tonuma etki etmişti.

Jisung
-Anne? Anne uyan anne! Bırakma beni. Sadece uyuyorsun dimi? Derin bir uyku bu dimi ?

Yaşadığım şok ile kendime gelmem zor olsa da telefonumu alıp ambulansı aramıştım.

Titreyen ellerim ile annemi sarsarak uyandırmaya çalışıyordum.

Jisung
-Anne beni bırakmadın değil mi? Lütfen hayır de. Uyan anne.Yalvarırım uyan.Ben sensiz ne yapacağım.Oğlunu geride bırakıp gitmiş olamazsın değil mi?

Sıkıca annemin baygın bedenine sarılıyordum. Ya da ölü.

Jisung
-Uyan... Uyan... Uyan... Uyan... Uyan... Uyan... Uyan...

Sessizce bir kaç kelime sayıklarken zil çalınca koşarak kapıyı açmıştım.İçeri giren ambulans ekibini takip ediyordum. Annemi sedyeye aldıklarında elini bırakmamıştım.

Hastane uzaktaydı yol ne kadar sürer bir fikrim yoktu.Şuan tek bildiğim annemden ayrılmak istemediğimdi.

Sonsuzluk. Sonsuzluğa gidemez di dimi?

Cancer |•Minsung•|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin