Boşluk

46 5 9
                                    

Annem öleli bir hafta geçmişti fakat hâlâ aklımdan gitmiyordu.

"Odadan bir sedye çıkmıştı. Yere çöktüğüm için sadece tekerleklerini görüyordum. Kafamı yavaşça yukarı konumlandırdığım da beyaz örtülü bir sedye olduğunu farketmiştim. Olduğum yerden sersemlemiş adımlarım ile kalkıp yürümeye başladım. Gözyaşlarım durmak bilmiyordu. Yaşadığım korku ve üzüntü ile örtüyü açtığımda annemi görmüştüm. Doktor gelip sırtımı sıvazladığın da herşeyin çok geç olduğunu anlamıştım. Annem ölmüştü."

Hiç bir şey yapmamıştım. Okula gitmeyi bırakmış olduğum yerde oturmuştum. Yemek yiyip su içmek dahi istemiyordum. Sadece yaşamak için bir kaç bir şey yiyip içiyordum. Neden uğraşıyordum ki yaşamak için bu kadar? Annem gitti. Dayanacak kimsem kalmadı. Yalnız hissediyordum. Hemde oldukça. Annemin hırkası ile uyuyup uyanıyordum. Kokusunu çok özlemiştim. Her sabah sarılmalarımızı özlemiştim fakat şuan hiç biri gerçek olamıyordu.

Aniden sertçe kapı vurma sesi gelmişti fakat yattığım yerden kalkma isteği bile gelmemişti. Umrumda değildi. O kişi vurmaya devam ediyordu fakat ben hâlâ yatıyordum.

Kapıyı açmayı başarmıştı. Şifreyi nasıl biliyordu?
Boşvermeliydim. Belki de hırsızdı. Yine de kaybediceğim her şeyi kaybetmiştim daha ne kaybedebilirdim ki?

*Minho'nun anlatımıyla*
İçeri girdiğim de çok ağır bir koku vardı. İleri doğru gittiğim de koltukta uzanan Jisung'u görmüştüm. Yıpranmış görünüyordu. Etraf çok dağınıktı.

Jisung'un yanına doğru yürüdüm. Beni gördüğünde kafasını bana doğru çevirmişti. Yüzü kızarmıştı. Yoksa ağlamış mıydı?

Minho
-Jisung ne oldu burada?

Yanına yaklaştığım da oturur pozisyon almıştı. Gözlerimin içine bile bakamıyordu. Ani bir hareket ile sarılıp ağlamaya başladı.

Tüm haykırışlarını vücudum da hissederken saçlarını geriye doğru atarken yüzünü tuttum ve bana doğru çevirdim.

Minho
-Jisung? Ne oldu? Bir haftadır okulda yoksun. Neden ağlıyorsun? Sorun ne?

Jisung
-Minho annem...

Konuşmadan anlayabilmiştim. Hiç beklemiyordum ki ne yapacağımı da şaşırmıştım.

Uzun bir süre sarılıp kalmıştık. Kalkıp etrafı toparlayacaktım.

Jisung
-Ne yapıyorsun?

Minho
-Etrafı toparlıyorum.

Jisung
-Bırak kalsın, bir şey olmaz. Ben yaparım.

Minho
-Yok olmaz.

Karnından sesler gelince acıktığını anlamıştım.

Minho
-Acıktın sanırım.

Jisung
-Boşver. Alıştım zaten.

Minho
-Ne? Sen hiç bir şey yemedin mi? İtiraz istemiyorum yiyeceksin.

Hızlıca mutfaktan bir kaç bir şey alıp hazırladım. Önüne geçip oturduğumda elimi ittirmişti.

Minho
-Jisung ittirme elimi. Yiyeceksin.

Zorla ağzına tıkarken neye uğradığına şaşırmıştı.

Yüzünde ufak ve şapşalca bir gülümseme oluşmuştu.

Bir bebek gibi yemeği ona yedirmiştim. Hâlâ çok solgun duruyordu.

Minho
-Jisung uyumak ister misin?

Cancer |•Minsung•|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin