ÇAKIL TAŞI

Beyazın Rengi

Bugün düğünümün olması beni üzmüyor nedense mutluda değilim bir hiçmişim gibi sadece ordan oraya süründüğümü far etmek bi ödül kazanmışım gibi beni mutlu ediyor cenk nikah masasına beni götürünce etrafa baktım heryer rengarek çiçeklerle süslenmişti ve ağaçların olduğu yerde bir masayla dört tane sandalye vardı bukadar şeyin kısa bir sürede hazırlamasına inanmak istemiyordum.
Etrafta Berk ve nikah memuru dışında başka kimse yoktu berk yas tutmuş gibi siyah bir kapşon giyip , başına şapkasını geçirip , kulaklığını takarak bizi görmezden gelmeye çalıştığı her halinde beliydi aniden cenk yüksek bir sesle bağırarak

"Berk hemen buraya gel!"

Ber hiçbir şey duymamış gibi elinde duran içki şişesini kafasına boşaltmaya başladı cenk dişlerini sıkarak Birdaha bağırıp

"Berk sana buraya gel dedim !"

Berk cenk'in sesini duymuş gibi bize bir yan bakış atarak deli gibi gülüyordu cenk'e baktığımda sinirden anında ter damlacıkları akıyordu sanki eli istemsizce çeketinin arkasına sakladığı silaha gidiyordu bir şey yapmasam bu işin çok kötüye gideceğini biliyordum aniden berk kulaklığını çıkartıp sinsice gülerek bana baktı berki ilk defa böyle zavanlı bir halde görüyordum cenk çoktan belindeki silahı eliyle kavramıştı bir an ne yapacağımı şaşırdım bir insan kendi kardeşini vuramaz diye düşünürken berk şişesini eliyle kavrayıp zar zor ayağa kalkarak yanımıza geldi nikah memuru masada oturup bizi izlerken berk karşıda durup tekrar içki şişesini kafasına geçirdi cen berkin elindeki içki şişesini yere iterken berk gözlerini bana dikerek gülmeye başladı berkin gözüne bakınca kin ,öfke ve nwfreten başka hiçbir şeyin olmadığını görebiliyordum.
Berk gözleriyle beni biraz süzerek

"Seni böyle gelinlik içinde görünce aklıma birşey geldi. Hatırlıyor musun luna il bu eve geldiğinde seninle merdivende tanışmıştık o zaman hayatımda ilk defa gerçekten mutlu olduğumu fark etim nedenini biliyormusun ?  "

Cenk berkin azında çıkan her kelimeyi pür dikkatle dinliyordu berkin yüzüne bakarak başımı hayır diye salarım berk sarhoşluktan zar zor ayakta durmasına rağmen heycanlı bir şekilde tekrar söze başladı

"Çünkü ilk defa bu nalet ailenin sonunu getirecek birinin sonunda geldiğini hissetim. Am şimdi görüyorumda bu ailenin sonunu getireceğini düşündüğüm kişi gelinlik içinde bu ailenin bir parçası oluyor sencede çok komik değilmi? "

Hiçbir tepki vermeden berki izliyordum karşımda duran kişi sadece sarhoş bir adam değildi aslında sarhoş bile değildi çünkü ağzımda çıkan her kelimeyi düşünerek söylüyordu berkin içtiği şeye bakınca içki olmadığını fark etim bir tür domuzlara verilen şurup gibi gözüküyordu peki neden sarhoşymuş taklidi yapıyordu ?
Berk gözünde akan yaşlar aldırmayarak cenk'e baktı baş parmağıyla iki defa kalbine furarak

"Sence burda ne var ? Kalpmi ? Yoksa bir taşmı? Bence burda hiçbirşey yok eyer burda biraz olsun sevgi ve merhamet olsaydı o babam olacak adam beni döverken seyretmedim , eyer biraz olsun sende vicdan olsaydı annem benim başıma bir köpekmiş gibi tasma takıp peşinde dolaştırırken birşey derdin."

Diyerek göz yaşlarını sağ eliyle biraz silerek gülümseyip cenk'e bakarak

"Hepsini geçtim de ben senin kardeşinim hemde öz kardeşinim bana bu haksızlıkların yapılmasına nasıl müsade etin nasıl hergün dayak yiyip bazı günler aç kalmama müsade etin ? Söylesene neden susuyorsun neden cevap vermiyorsun ?
Nedenini ben söyliyim çünkü sende hiçbir zaman beni sevmedin hep bir köşede ben ağlarken sen üzülmüş gibi yapıyordun ama bir keresinde arkana dönüğünde aynada yansımanı gördü bir akbabanın leşine kavuşmuş gibi sırıtıyordun ama ben yinedede bu olanların hepsini unutum çünkü sen benim kardeşimsin kardeşler birbirlerini afeder , kardeşler birbirini sever...
Bende seni hayatım boyunca sevdim ve sana karşı zere bir kin ,veya nefrete beslemiyorum hata elimde gelse sana saatlerce sarılmak istiyorum."