Aşağıya indiğimde cenk ve berk çoktan masaya geçmişlerdi cenk gülümsiyerek ayağa kalkıp sandalyeyi çekti onun yüzüne bakarak
"Bir katilin sandalyemi çekmesini hiç beklemezdim."
Cenk bana bakarak
"Oturmayacak mısın ?"
Gülümseyerek
"Hayır."
Diyerek cenk'in yerine geçip oturdum berk beli etmemek için başını çevirerek sırıtmaya başladı
Cenk berkin ensesini tutarak
"Gülünücek bir şey varsa söyle hepbirlikte gülelim kardeşim."
Berk sırıtmayı bırakarak bana dönüp sustu.
Cenk çektiği sandalyeye kendisi oturarak
"Afiyet olsun."
Cenk'e dönerek
"Köpeğim kara nerde ?"
Cenk iki elini masaya koyup bana bakarak
"Sana köpeklerin bu eve giremeyeceğini söylemiştim."
Berk bir yudum su alarak
"Cenk hayvanları pek sevmez."
Diyerek başını önüne çevirdi sanki bana bakmaktan utanıyor gibi tekrardan
"Luna eğer istersen yemeğini yedikten sonra birlikte kara için kulübe yapabiliriz."
Bunu duyduğuma sevinmiştim çünkü marangozluk işlerinden anlardım ama cenk berke bakarak
"Bugün olmaz."
Berk anlamamış gibi
"Neden ?"
Cenk bana bakarak elimi tututu neden durup dururken bunu yaptığını anlamadım ama elimi çekmeye kalkışırken cenk yüksek bir sesle
"Çünkü antremanımız var."
Berk hiçbir şey demeden önüne döndü bende hızlıca elimi çektim bu pikopatın elimi tutmasına ve her istediğini bana yaptırmaya çalışmasından rahatsız oluyordum ama ona karşı kendimi ezdiremezdim.
Ayağı kalkıp berkin yanına gitim berk başını kaldırıp aynı cenk gibi merakla bana bakıyordu derin bir nefes alarak
"Aslında pek aç olmadığımı fark ettim eğer istersen kulübeyi şimdi yapalım hem karayıda görmüş olurum."
Berk sevinerek
"Tabi nasıl istersen."
Diyerek sandalyeyi çekip ayağı kalkarken cenk berkin kolundan tutarak
"Sana kalkmanı kim söyledi ?"
Berk anlamamış gibi kaşlarını çatarak
"Bundan sonra ne yapıp yapmayacağımı sanamı söyleyecem ?"
Cenk gülerek ayağı kalkıp yanıma yaklaştı vücudum titriyordu ondan korkmuyordum ama ondan iğreniyordum.
Cenk berkin omzunu tutarak bana bakıp
"İkinizde istediğiniz her şeyi yapmakta özgürsünüz...
Ama benim evimde yaşıyorsanız özgür değilsiniz."
Berk cenk'in elini omzundan çekerek ayağı kalkıp
"Burası tek senin evin değil."
Cenk arkasında duran iki adama göz hareketi yapıp berke döndü çok geçmeden iki adamdan birisi elinde bir dosyayla yanımıza geldi cenk dosyayı adamın elinden alarak berke uzatı Berk hiçbir şey demeden dosyayı alıp sayfaları karıştırmaya başladı ve okudukça yüzünde kaygı bırakıyordu.
Cenk berke bakarak
"Yüksek sesle oku kardeşim."
Berk kağıtlara dalmış gibi pür dikkatle inceliyordu cenk yüksek bir sesle tekrardan
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAKIL TAŞI
AçãoGözlerini bana dikerek "Hadi ne bekliyorsun ateşle şu nalet silahı." Elimdeki silahı ona doğrultum yüzümde göz yaşları süzülürken son birkez gücümü toplayıp sadece tetiğe basacaktım ama herşeyin bu kadar zor olacağını tahmin edemiyordum cenk ayağı...
