Ne kadarda çimen olsa da yenidede betona çarpmış gibi hissetim.
Kaybedecek vakit yoktu güçlükle ayağa kalkıp koşmaya başladım her yerim ağrıyordu tam kapıya ulaşırken aniden arkamda bir adam bağırarak"Nereye gidiyorsunuz ?"
Hiç adama aldırmadan daha hızlı koştum dışardaki kapı açıktı ve önünde hiç adam olmadığını görünce yüzümde istemsizce bir korku belirdi çünkü giriş kapısı herzaman kapalı olurdu ve yanındaysa en az dört adamla iki köpek bekçilik yapardı.
Adımlarımı yavaşlatıp kapıdan çıkarken kimse bana engel olmadı sanki gerçektende hepsi benim kaçacağını biliyorlarmış gibi hissetim.
Evden uzaklaşırken adımlarımı dahada yavaşlatım çünkü artık yürüyecek halim yoktu iki katan atladğım için bileğim burkulduğunu anladım ama o kadar telaşlı ve korkuyordum ki bunu hiç farkına bile varamadım bir ağacın yanındaki parka geçerek oturdum ayağımda bir ayakabı bile olmamasına rağmen bunca yolu koştuğuma hayla inanamıyordum.
Hafifçe ayaklarımı banka uzatım tuhaf bir şekilde ayaklarıma küçük bir taş bile batmamıştı bir an etrafımdaki sessizliği farkettim parkta olduğum halde tek bir insan bile yoktu aniden kalbim çarpmaya başladı nasıl bir oyunun içinde olduğumu anlayamıyordum.
Kaçacak hiçbir yerimin yoktu ne cebimde beş kuruş , nede arkamda duran bir insan vardı... Hayatımın sonuna kadar bir seri katile yaşama düşüncesine benim pes etmeme bile yetiyordu gözlerimi kapatarak sesizce ağlamaya başladım benim bir ailem vardı , benim bir hayalim vardı ama artık ailemden kalan tek şey hiçbir şey ve hayalerimin yerinide korku aldı...Gözlerimi açtığımda güneşe baktım en az bir saaten fazladır burda uyuduğumu biliyordum ayağı kalkarak eve doğru yürümeye başladım daha bir saat önce o evden koşarak çıktım ve şimdi yine o eve geri giriyorum artık ne yapacağımı bilmiyordum o piskopat boyun eğmekten başka bir çaremin olmadığını biliyordum.
Eve vardığımda cenk kapıda dikilerek bana bakıyordu gülümseyerek güneş gözlüğünü çıkarıp
"İsteseydin giderdin ama gitmedin çünkü sen bana aitsin."
Bu laflar bana artık komik geliyordu buraya gelmekten başka bir şansımın olmadığını bildiği halde böyle konuşmasını anlayamıyordum.
Cenk kenardan duran iki adama bakınca aniden iki adam telaşlı bir şekilde elerinde prenses modeli bir gelinlik ve uzun bir duvak yanıma getirip başlarını eğdiler aniden kulaklarıma istemsizce bir sızlama girdi elimle kulaklarımı tutup geriye doğru giderken cenk bağırarak su getirmelerini söyleyip beni tutmaya çalıştı...Birkaç dakika sonra kendime geldiğimde kurşun geçirmez elinde bir bardak suyu bana uzattığını fark etim onun iyi olduğunu görünce boynuna sarılarak ağlamaya başladım kurşun geçirmez kulağıma eğilerek kısık bir sesle
"Yapma luna ! "
Cenk'in ne yapacağı umrumda bile değildi sadece güvendiğim tek kişiyide elimden kaybetmemek için bırakmak istemiyordum.
Kurşun geçirmez tekrardan kulağıma eğilerek"Yalvarırım luna bırak beni."
Kurşun geçirmezi bırakarak göz yaşlarımı sildim cenk gözünü kırpmadan öfkeyle kurşun geçirmeze bakıyordu bu bakışı beni okadar çok mutlu etmişti aklıma bir fikir geldi eğer kurşun geçirmeze sarılmak onu bukadar kızdırdıysa ya kurşun geçirmezi öpsem...
Cenk tam bana baktığında onun yüzüne gülümseyerek kurşun geçirmesin dudağını öptüm kurşun geçirmez hiçbir tepki vermeden bana bakıyordu cenk sanki nefes almaktan daralıyormuş gibi boğazını tutarak derin nefes almaya çalışıyordu aniden belindeki silahı çıkartıp kurşun geçirmezin kafasına nişan alarak ateş etti kan lekeleri suratıma fışkırırken kurşun geçirmez önümde yere düştü hiçbir tepki veremiyordum vücudumun hiçbir yeri kımıldamıyordu sadece yerde yatan kurşun geçirmeze bakıyordum kurşun tamda alnının ortasında geçmişti yaşamadığını biliyordum ama bir ümitle hayla yerden kalkmasını bekliyordum cenk kolumdan tutarak beni odama götürdü .
Odanın ortasında durarak bana bakıyordu elini yüzümdeki kanı silmek için yavaşça tenimde gezdiriyordu sanki hiçbir şey olmamış gibi gülümseyerek bana bakıyordu hiçbir tepki vermediğimi görünce eliyle saçlarımı kulaklarımın arkasına götürerek"Neden bunu bana yapıyorsun luna ?
Senin için değişmeye çalışıyorum ama sen buna izin vermiyorsun."Cenk'in gözlerindeki sevgiyi görebiliyordum ama bu sevgi benim bir katile evleneceğim anlamına gelmiyordu daha iki dakika önce bu hayata tek güvendiğim kişiyide öldürdüğü halde nasıl ona saygı ve sevgi duyabilirdim ki ?
Cenk konuşmadığımı görünce gözleri doldu ilk defa onu bu halde görüyordum bakışlarını benden kaçırarak"Kurşun geçirmezi öldürmek istemezdim ama yarın evleneceğimizi bildiğin halde yüzüme gülümseyerek gözümün önünde onu öpmeye dayanamadım... inanki isteyerek onu vurmadım."
Cenk'in elini tutup kalbine koyarak
"Hatırlıyor musun beni ilk bu eve getirdiğinde beni istemeyen birisiyle evlenecek kadar karaktersiz değilim demiştin ."
Cenk saçını geriye doğru atarak yüksek bir sesle
"Seni kaybetmekten korkuyorum artık beni reddetmene dayanamıyorum senin için dünyayı karşıma aldım ama sen hayla bu saçma iki sözün peşindesin." Diyerek parmağını bana doğrultup
"Sana bir şey olmasına dayanamıyorken sen her seferinde benim canımı daha çok yakıyorsun çünkü sen bir bencilsin."Cenk'i geriye doğru iterek
"Ben mi bencilim ? Ailemi öldürdün , köpeğimi öldürdün , arkadaşımı öldürdün..."
Cenk lafımı keserek gülümseyip alaycı bir ses tonuyla
"Sen bütün arkadaş dediklerinlede az önceki gibi öpüşüyor musun ?"
Daha fazla dayanamadım bu lafın altında kalamazdım cenk'in yüzüne tokat vurdum çünkü bana söyleme çalıştığı şey bugüne kadar yaptığı her şeyden çok canımı acıtı...
Cenk deli gibi gülerek siyah kıravatını eliyle genişleterek bana yaklaşıyordu o yaklaştıkça ben birkaç adım geriye gidiyordum çünkü gözlerindeki öfkeyi görebiliyordum... Kalbim hızlı çarpılışları benim korkumu daha da büyütüyordu cenk gülmeyi bırakıp kolumu tutup kendisine doğru çekerek yavaşça saçlarımı itip kulağıma eğilip
"Vazgeçtim düğünü yarın değil bugün yapıcam git elini yüzünü yıka merak etme birazdan odana makyaj ve saç için birilerini gönderirim onlar gelinliği giymenede yardımcı olurlar."
Diyerek yanağımdan öperek odadan çıktı.
Ne yapacağımı bilmiyordum banyoya girerek suyu açtım her su damlası sanki içimde yanan ateşi söndürüyormuş gibi rahatlıyordum...Banyodan çıkınca iki kadın makyaj masasında duruyordu birisiyse yatağın üstündeki gelinliğe boş boş bakıyordu aniden beni görünce yanıma geldiler hepsinden genç olan bir kız bana bakarak
"Lütfen geçin önce makyajınız ve saçınızı yapalım daha sonra gelinliğinizi giydiririz."
Kızın bu söylediklerini duymamış gibi makyaj sandalyesine oturdum bu yaptığımın çok kabaca bir davranış olduğunu biliyordum ama kimseyle konuşmak istemiyordum.
Saçlarımı önleri hafif dalgalı yaparak çok abartılı olmayacak şekilde makyajımı yaptılar ,tırnaklarımı törpüleyerek ten rengine boyayıp üstünden parlatıcıyla geçtiler daha sonra ayağı kalkıp gelinliği giydim...
Aynanın karşısına geçince bir an yüzümde istemsizce bir tebessüm belirdi üç kız çoktan odadan çıkmıştı aynanın karşısında kendime bakarken kapıda hafif bir tıklama sesi geldi kapıya doğru dönerken cenk içeriye girdi takım elbise giyip saçını yana doğru taramıştı bana doğru yaklaşarak elimi tutup gözlerimin içine bakarak"Çok güzel olmuşsun luna."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAKIL TAŞI
ActionGözlerini bana dikerek "Hadi ne bekliyorsun ateşle şu nalet silahı." Elimdeki silahı ona doğrultum yüzümde göz yaşları süzülürken son birkez gücümü toplayıp sadece tetiğe basacaktım ama herşeyin bu kadar zor olacağını tahmin edemiyordum cenk ayağı...