Selam.
Öncelikle arkadaşlar 7-8 yaş farkı yüzünden beni linçliyorsanız lütfen fici yarıda bırakın ve okumayın.
Bazı şeylere hala saygı duymayı öğrenememişseniz benim burda uzun uzun yazmam bir şey ifade etmiyor.
Ama eğer böyle yapacaksanız okumayın ne siz benimle uğraşın ne de ben sizle uğraşayım.
Fic yazma hevesimi kursağımda bırakmanıza hakkınız yok.Umarım anlatabilmişimdir :)
Yazım yanlışı varsa affedinnn.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Keyifli okumalar!
---
"Acıya susar gibi, gerçeğe susuyorlar.
Doğrulara doymuşlar.
Gelen yalnız, giden yalnız
Sözler eksik kaldılar."09:12
Saatin uyku getiren sesiyle yatakta yönünü değiştirdi Jungkook. Gece ara sıra uyanmış, farklı yerde kaldığı için yatağa yabancıydı ve buna alışması biraz uzun sürecek gibiydi.
Gözleri kapalı bir şekilde derin bir nefes aldığında yavaş yavaş uyanmanın verdiği hisle yumruk yaptığı minik beyaz ellerini gözlerine götürüp ovuşturdu.
Ardından nerede olduğunu kavramak için birkaç saniye tavana baktı sonra uzandığı yerden yavaşça kalktığında yorganı üzerinden atıp birkaç saniye de öyle beklemişti.
Alışık olmadığı bir yerdeydi. Evden başka insanların sesini duymak ona çok yabancıydı çünkü onun evi hep sessizdi, tıpkı kendisi gibi.
Ayağa kalkıp odadan sessiz hareketlerle çıktığında mutfaktan sesler geldiğini kavramıştı. Ama oraya gitmek yerine hemen odasının yanındaki lavaboya girip günlük rutinlerini halletti.
Tekrar odasına girdiğinde çalışma masasının önündeki sandalyeye konulmuş olan kıyafetleri gördü.Jimin'in giymesi için bıraktığı kıyafetlere bakmış ardından sakince üstüne giymişti.
Beyaz bir tişört, gri bir kapşonlu hırka ve mavi jeans pantolonu ona oldukça uymuştu.
Daha sonra bekleme yapmadan hemen yatağını topladı çıkardığı kıyafetleri katlayıp dolaba koydu.
Çekinceyle odasından çıktığında koridoru yürüdü ve ardından salona baktı. Kimseyi göremeyince mutfağa gitti bu sefer.
Oldukça geniş olan mutfağa girdiğinde Jimin'in kahvaltıyı hazırladığını gördü, yumurta kırıyordu tavaya.
Jungkook'u görünce kocaman gülümsedi. "Günaydın, iyi uyudun mu?" diye sordu.
Jungkook kafasını hafif eğerek onu onayladığında bakışları bu sefer masada oturan Hoseok'a kaydı.
Daha kahvaltı tam hazır değilken bir şeyler yiyordu ve bunu Jimin'e çaktırmadan yapması komik duruyordu.
"Günaydın mercimek, geç otur şöyle, sana iki kelamım var," dedi sesini yalandan kalınlaştırarak.
Jungkook kafasını sallayıp çaprazına oturduğunda Hoseok çatalı zeytine batırmış ardından Jungkook'a uzatmıştı.
Jungkook ağzının dibindeki çatala baktığında şaşırdı.
"Aç ağzını, bak bu güzel bir zeytin ha. Geçen hırsızlık yapmaya gittiğimiz evde acıkmıştım, gizlice dolaba baktığımda hiç açılmamış ambalajı görünce aldım yedim. Hoşuma gidince de yanıma aldım, ye bak güzel." deyince Jungkook'un kaşları şaşkınlıkla yukarı kalkmıştı. Gözleri hafif büyüdüğünde Hoseok kaşlarını yalandan çatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Azelya •Taekook•
FanfictionKonuşma engeli olan Jeon Jungkook ve onun biricik hırsız sevgilisi Kim Taehyung. --- "Seni anlamam için kelimelerine ihtiyacım yok Jungkook. Gözlerin her şeyi anlatıyor zaten." --- Oysa onu koparmadan çiçek koklar gibi sevmişti. O nasıl kıymıştı yaş...