1k olmuşuz ʘ‿ʘ çok ama çok teşekkür ederim desteğiniz içinnn.Her neyse oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Çok çok keyifli okumalar!
---
"Satır satır çözülecek inan,
Senden bana uzuyorken zaman.
Durma o yerde, bana gel gizlice,
Göreceksin...""Asıl sen ne yaptığını zannediyorsun, ona vurmaya nasıl cesaret edersin?"
Pekâlâ, kötü şeyler olacaktı.
Taehyung'un sert ama sakin sesi Jungkook'un havanın da etkisiyle ürpermesine neden olmuştu.
Yugyeom, bir kaç adım geriledi ardından kahkaha attı.
"Vay be! Sonunda karşılaştık ha seninle? Tahminen ne zaman yavrularını göndermek yerine kendi karşıma çıkar acaba diyordum." Dedi elindeki silahla çenesini kaşırken.
Jungkook için her şey karışıktı ve o sadece elindeki şemsiyeye daha da sıkı kavrıyordu. Bakışları sağ tarafa kaydığında gördüğü beş adamla yine Taehyung'un sırtına baktı. Onun arkadaşları olmalıydı.
"Ah Yugyeom, cidden yazık kafana. Hiç mi çalışmıyor? Jimin'e silah doğrulttuğundan beri seni izliyorduk ve tam kafanı isabet alan bir silah vardı. Fark edemedin bile. Hatta sağ tarafındaki bu çocuğu da." Jungkook'u çenesiyle işaret edip ellerini deri ceketine koydu.
Yugyeom'un kaşları çatıldı ama istifini bozmadı. "Beni nişan mı aldınız, delirmişsiniz herhalde." dedi gülerek.
O sırada sağ taraftan saçları mint yeşili olan adam bir adım öne geldi ve Jimin'i yanına çekerek arkasına aldı.
"Sanırım birazcık delirdik. Delirmiş olmalıyım ki seni vurmadım. Vuracaktım aslında ama şu çocuk kafana taş atmasaydı onun yerine mermi yerdin kafana." dedi oldukça sert sesiyle.
"Ah, sen Yoongi olmalısın, sanırım seni biraz sinirlendirdim. Ne yazık ki üzgün değilim." demişti arsızca.
Jungkook ortamda tamamen bir figür gibi dururken bundan hiç rahatsızlık duymadı çünkü o sessiz olunca ister istemez geri plana atılıyordu.
Taehyung'un arkadaşlarından biri olan Hoseok, yanındaki kahverengi saçlı adama doğru herkesin duyacağı şekilde konuştu.
"Bu çok boş yapıyor, sevmedim. Bir ara yüzünü bokla kaplar mıyız? En sevdiğim fantezim." deyince Jungkook şaşırdı. Böyle bir şey beklemiyordu.
"Hoseok, ondan önce o fanteziyi senin üzerinde deneyelim mi? Senin şu boya fırçanla da bir güzel desen de çizerim ha ne dersin?"
Hoseok kahkaha attığında Jungkook'un kaşları havalandı. Bu sanırım biraz garipti.
Namjoon, düz tuttuğu surat ifadesiyle dikkatle Jungkook'a baktığında o bunu fark edememişti. Ama farkında olsaydı rahatsız olacağı kesindi çünkü Namjoon, garip bakıyordu.
"Bu kim, yeni elemanınız mı?" demişti Yugyeom elindeki silahla onu işaret ederek.
Jungkook korkarak geriye doğru küçük bir adım attığında Taehyung kafasını yana eğmiş ardından gülmüştü.
"Çocuk lan bu. Ne deyip kandırdınız aranıza almak için?" Güldü ardından. "Ama hakkını yemeyelim, güzel çocuk. Sinir etmekte üstüne yok. O kafama attığı taşın hesabını sorarım bir ara." dedi yine tamamen dalga geçercesine.
Yugyeom Jungkook'a bakmak istiyordu fakat Taehyung onun önünde durarak görmesini engelliyordu.
"Ne zamandan beri seni ilgilendirmeyen konulara burnunu sokuyorsun Yugyeom? Ne bu, yeni alışkanlığın mı?" Taehyung da ona aynı şekilde karşılık verirken Jungkook bu gerici ortamı hiç sevmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Azelya •Taekook•
FanficKonuşma engeli olan Jeon Jungkook ve onun biricik hırsız sevgilisi Kim Taehyung. --- "Seni anlamam için kelimelerine ihtiyacım yok Jungkook. Gözlerin her şeyi anlatıyor zaten." --- Oysa onu koparmadan çiçek koklar gibi sevmişti. O nasıl kıymıştı yaş...